İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“Her projemizi kopyalayıp, kendi projeleriniz gibi ballandıra ballandıra anlatabilirsiniz. Her projemize çok güveniyoruz. Dünyaya bizim gibi bakmadığınız sürece ne yazık ki bir sonuç almanızı beklemiyoruz. Çünkü çok net bir fark var, siz beton ve rant anlıyorsunuz; biz insan odaklı ve yerinde hizmet anlıyoruz.
İstanbul Büyükşehir belediyesinin davetli olmadığı afet toplantıları organize edildi. Konuyu tüm taraflarıyla çalıştaylar yaptık. Deprem seferberlik planımızı kamuoyuna şeffaf bir şekilde paylaştık. İstanbul jeoloji ve hidroloji haritalarını hazırladık. Bilimsel altlıkları oluştururken bilim insanlarımız, sivil toplum örgütlerimizle, uzmanlarımızla vizyon 2050 planımızı hazırladık. Bir tarafta kamu arazileri imara açılırken diğer yandan 40-50 yıldır vatandaşların imar sorunlarını görüyoruz. Siyaset ayrımı yapmadık.
Bakanlığın riskli ilan ettiği 69 alandan sadece 2’si gerçek riskli alan. Bu çok vahim bir durum. Tabir-i caizse görevinizi kötüye kullanıyordunuz. Bir tarafta büyük hasar ve can kaybına yol açacak yerler varken, kentin kuzey alanına yönlenmişlerdi.
Son 20 yıldır insanları evlerinden ve semtlerinden ettiler. Vatandaş ve müteahhidi o kısır alan sıkıştırarak baş başa bıraktılar. Kimsenin birbirine güvenmediği bir ortam oluştu. Kentsel dönüşüm tabirini vatandaşlar duymak istemiyordu. Kentsel dönüşümle ilgili inanılmaz bir önyargı oluşmuştu. Yıllar boyunca çözümsüz kalmış alanlarda umutsuz vatandaşlarımızla anlaşarak yeni bir dönemin başladığını gördük. Örneğin Eyüpsultan Yeşilpınar mahallesinde yıllardır çözülmemiş sorunları çözdük.
Ayrıntılar geliyor…
