9 kardeş, 5 gelin, 4 damat ve 27 çocuktan oluşan 45 kişilik aile çadıra sığamayınca ellerinde avuçlarında ne kadar altınları varsa bozdurup Mersin’den tanesi 75 bin lira olan 4 konteyner ev aldı.
Deprem olduğu gece iş yerinde olduğunu söyleyen aile üyesi Nihat Sahilli, “Eşim ve çocuklarım evdeydi. Abilerimin yardımıyla dışarı çıkabilmişler. Eve geldiğimde her şey bitmişti, yağmur yağıyordu, insanlar arabalardaydı. Başımızı sokacak yerimiz yoktu. Birkaç gece sokakta kaldık sonra bütün aile birleştik üstümüzde ne kadar altınımız varsa bozdurduk, eksik kalan kısmını nakit olarak tamamladık. 4 konteyner ev aldık, 9 aile 45 kişiyiz. Her konteyner da 10-11 kişi kalıyor. Depremin ilk günlerinde yardımlar geldi ama şimdi kesildi” dedi.
Kaynakçılık yaptığını belirten 37 yaşındaki Sahilli, “Konteyner evlerin parasını denkleştirmek için en büyük yengemin 8 bileziği, diğer yengemin 4 bileziği, altın zincir ve kolyesi, kardeşimin 2 bileziği, eşimin bileziği, yüzükleri aldık. 3 kız çocuğum var kulaklarındaki altın küpeleri satmak zorunda kaldık. 200 bin liraya yakın para topladık. Konteynerleri abim Mersin’den aldı. Bize tanesini 75 bin liraya sattılar. Hiç birikimimiz kalmadı, hepsini bozdurduk, birazıyla da gıda malzemesi aldık. Kuruyemiş, çocuklara oyuncak, yiyecek, bez, mama, ekmeği zor temin edebiliyoruz, suya da ihtiyacımız var. Eve giremiyoruz, kapısı düşmek üzere, duvarları, merdivenleri yıkıldı” diye konuştu.
Ailenin 5 gelininden biri olan Atra Sahilli “Deprem gecesi çok korkunçtu. Bir yaşında bebeğim var onu alıp dışarı çıktım, eşim diğer çocuklarımı çıkardı. Çıkarken merdivenlerden düştüm, sırtım yaralandı. Arabalara koştuk. Sarsıntı geçince, çadır yaptık geceyi orada geçirdik. Elimizde avucumuzda ne varsa bozdurmak zorunda kaldık. Eşimin çalışarak aldığı 3 bileziğimi, yüzüğümü ve küpelerimi bozdurduk, hiçbir şeyimiz kalmadı” ifadelerini kullandı.
Kalabalık bir aile olduklarını aktaran Sahilli, “Kıyafete, temizlik ürünlerine ihtiyacımız var. Bize çok fazla yardım gelmedi. Çocuklara ayakkabı, kıyafet lazım. 1 yaşındaki bebeğim için şampuan, ek gıda, bez, ekmek en önemlisi içme suyu sıkıntımız var. Su her zaman olmuyor. Konteyner ev çadırdan daha iyi, gece uyuyamıyorduk, hırsızlar geliyordu. Burada gece nöbet tutuyorlardı, şimdi biraz rahatladık. Arkada açık alanı mutfağa dönüştürdük, hepimiz orada yemek yapıyoruz. Hep bir aradayız, kalabalık bir aileyiz. Mutfağın yanına banyo, tuvalet yaptılar ihtiyaçlarımızı öyle gideriyoruz” dedi.