Muhalif-Ankara
TBMM Genel Kurulu, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi kesin sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ilanını takip eden üçüncü günü saat 14.00’te toplanmak üzere tatile girdi. Genel Kurul’un son oturumunda, iktidar Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden, hükümetin yaptığı işlerden övgüyle söz ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da teşekkür etti. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “AKP-MHP ittifakı Veda Hutbesindeki “Nefislerimizin şerlerinden Allah’a sığınırız” cümlesinin tam tersine her türlü nefsini maddi bir kazanca dönüştürmek istedi, bunu da Parlamentoyu torba yasalar aracılığıyla meşgul ederek yaptı” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de, “24 Haziranda başlayan süreci, rejime kasteden bir Anayasa değişikliğinin hayata geçtiği, o yüzden Parlamentonun güç kaybettiği, halkın, milletin gündeminin değil de maalesef Parlamento dışı odakların, sıklet merkezlerinin, bir sarayın gündeminin Parlamentoya dayatıldığı bir süreç olarak çoğunlukla eleştirerek geçirdik” açıklamasını yaptı.
27. yasama döneminin son Genel Kurulu’nda iktidar ve muhalefet birbiriyle vedalaştı. Kısa süreli kuru soğan atışması da tutanaklara geçti. İşte o tartışma:
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Son konuşmalarım olduğu için, arkadaşlarım da müsaade ederlerse, müsamaha göstersinler çünkü bundan sonra ben gelmiyorum zaten, onun için, değerli arkadaşlar, herhalde uygun görürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Özleyeceğim seni Mustafa ağabey.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – 3 Kasım 2002 seçimlerine giderken, aynı köyde, ebe ve imam isteyen kişiler bugün bana telefon açıp “Ben artık fiber internet istiyorum, 5G internet istiyorum.” dedikleri bir noktaya doğru geldik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ondan önce, 6.100 kilometrelik duble yollarla döşenmiş bir ülkeyi, bugün 30 bin kilometreyi aşmış duble yollarla bir noktaya getiren ülke konumuna getirdik.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Propagandayı bırak Mustafa ağabey.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Yirmi yıl hizmet ettik. Bu yirmi yıllık hizmetimiz içerisinde neler yaptık diye baktığımızda, eskiden, değerli arkadaşlar…
GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Soğan 25 lira.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Doları 21 lira yaptınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Ya, bırakın, Allah aşkına, biraz konuşayım. Niye gerçekleri duymaktan…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Soğan 25 lira.
ALİ ŞEKER (İstanbul) – Gerçekleri yaşıyoruz biz, yaşıyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Doları 21 lira yaptınız.
BAŞKAN – Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Yapmayın.
Niye bunları, bizim hizmetlerimizi duyduğunuz zaman rahatsız oluyorsunuz? Olmayın.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) – Soğan ne oldu, soğan?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bu hizmetleri sizlere de yaptık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) – Soğanı 1 çeyrek altın fiyatına getirdiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Bakın, yıllarca söylenen bir şeyi yaptık. Ne yaptık biliyor musunuz? Yıllardır dediniz ki asgari ücretlinin…
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Doları 21 lira yaptınız!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Allah rızası için ya biz bir iktidarız, Allah göstermesin eğer siz iktidar olursanız -Allah göstermesin, altını çiziyorum iktidar olursanız- herhalde hiç kimseyi konuşturmazsınız.
ALİ ŞEKER (İstanbul) – Allah gösterir, niye göstermesin!
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Doları 21 lira yaptınız, 21 lira!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) – Ya bırakın Allah aşkına. Sayın Tanal lütfen.
Bakın, değerli arkadaşlar. En önemli yaptığımız işlerden biri nedir? Yirmi yıldan fazla bir süredir “EYT, EYT” diye bağıranların, o haklı davalarını yerine getiren kardeşlerimizin sorunu çözdük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
—
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Döneminin sonuna geldik. Yaklaşık bir saat sonra bu dönem sonlanacak ve hepimiz 14 Mayıs için alanlarda olacağız.
Bizler öncelikle, dönem boyunca milletvekillerinin çalışmalarında büyük bir özveriyle çalışan, kavaslara, stenograf arkadaşlara, danışman arkadaşlara -gerek grup danışmanlarımız, gerek milletvekili arkadaşlarımızın danışmanlarına- çay ocaklarından tutalım da fotokopi odalarına kadar büyük bir nezaket ve özveriyle çalışan tüm Meclis personeline ayrı ayrı grubumuz adına teşekkür ettiğimizi ifade etmek istiyorum ve teşekkür ediyoruz.
27’nci Dönem boyunca bu kubbe altında birçok sorunu, acıyı ve kederi tartıştık, birlikte paylaştık. Bizler grubumuz olarak dönem boyunca belirli bir seviyenin altına düşmemeye ve burayı Türkiye halklarının ortak çıkarlarının meydanı hâline getirmeye çalıştık. Tek amaç ve gayemiz demokrasi ve müzakere kültürünün Parlamento çatısı altında yeşererek tüm ülkeye yayılmasıydı. Parlamentonun belirli kesimler yerine tüm halkı gözeten çalışmaları esas alarak ortak yararı gözetmesiydi amacımız fakat ne yazık ki AKP-MHP ittifakı hemen her kanun teklifinde bir dar grubunun sözcüsü oldu ve Parlamento çalışmalarını yüzde 1’in iktisadi ve siyasi gücünü arttırmaya adamak istedi. Bizler bu Parlamento çatısı altında yaptığımız her konuşmayla, kanun tekliflerine düştüğümüz her bir şerhle hem AKP-MHP ittifakının yüzde 1’e çalışan siyasi aklını mahkûm ettik hem de gelecekte eşit, adil ve özgür bir ülkeyi nasıl inşa edeceğimizi gösterdik, göstermeye çalıştık. AKP-MHP ittifakı Parlamentonun 27’nci Dönemi boyunca ortak aklı askıya aldı, siyasal rejimi otoriterleştirdikçe Parlamento çalışmalarında farklı sesleri kesme çabasının düzeyi arttı. Parlamentodaki tekçi anlayış ülkenin totaliterizme doğru kayışının tomografisi hâline geldi. AKP-MHP ittifakı Veda Hutbesi’ndeki “Nefislerimizin şerlerinden Allah’a sığınırız.” cümlesinin tam tersine her türlü nefsini maddi bir kazanca dönüştürmek istedi, bunu da Parlamentoyu torba yasalar aracılığıyla meşgul ederek yaptı. Bu ittifak, rant tekerine çomak sokan herkesi ve otoriter gidişata karşı sözü bariyer hâline getiren her bir arkadaşımızı hukukun mekânında hukuksuzluk yaparak elemeye çalıştı. Leyla Güven, Musa Farisoğulları, Semra Güzel arkadaşlarımız faşizme karşı Parlamentoyu bir direniş bariyeri hâline getirdi diye hukuksuzluğa maruz kaldı.
Şimdiden ifade edelim: AKP-MHP ittifakı döneminde yüzde 1’in çıkarı ve tek adamın gücünü artırmak için çıkarılan tüm yasalar tarihin kara sayfalarına şimdiden not düşülmüştür. Bu dönemin sonu bir alacakaranlık tablosunu gösterse de yeni dönem Parlamentoda daha güçlü bir şekilde bulunduğumuz bir dönem olacak. Bizlerle birlikte kadınlar Parlamentoyu yönetecek, Aleviler eşit yurttaşlık haklarını alacak, Kürt sorunu demokratik zeminde çözülecek, ekonomi kaynakları yüzde 1’e değil, yüzde 99’a aktarılacak, yazboz tahtasına dönüşen eğitim sistemi demokratik, özgürlükçü ve bilimsel temelde yeniden yapılandırılacak.
—
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) –Bundan sonraki süreçte, biz tanımlamayı… 24 Haziranda başlayan süreci, rejime kasteden bir Anayasa değişikliğinin hayata geçtiği, o yüzden Parlamentonun güç kaybettiği, halkın, milletin gündeminin değil de maalesef Parlamento dışı odakların, sıklet merkezlerinin, bir sarayın gündeminin Parlamentoya dayatıldığı bir süreç olarak çoğunlukla eleştirerek geçirdik. Tartıştığımız günler oldu, kavga ettiğimiz günler oldu, yüreğimizi yakan günler oldu; hep birlikte yüreğimizin ilk yanışı 18 Kasım 2018’de Erdin Bircan’ı kaybettiğimiz gündür. Ardından Kazım Arslan’ı, Markar Eseyan’ı, İsmet Uçma’yı, İmran Kılıç Hocayı, Yakup Taş ağabeyi ve Sayın Genel Başkanımız Deniz Baykal’ı peş peşe kaybettik. O günlerde gördük ki kavga edenler, tartışanlar, acıda, tasada bir araya gelebiliyor, taziye verebiliyor ve birlikte olabiliyorlardı. Yaptığımız kavgaların hiçbirisi, yaptığımız tenkitlerin hiçbirisi kişisel değildir. Aramızda konuştuğumuzda şakalaştık -bunu buradan da tutanağa da geçirelim- bizim “Kendisi Anayasa’ya uymuyor, 3 dönem kuralına uymuyor.” diye eleştirdiğimiz biri, Tüzük’teki 3 dönem kuralını işletip sizleri bizden mahrum edecek; eğer buna direnmeye karar verirseniz Cumhuriyet Halk Partisi herkes için var arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)