Törene İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’da katıldı. İmamoğlu’nun ardından açıklamalarda bulunan Özel’in konuşmalarından öne çıkan satırbaşları şu şekilde:
“Birileri vatandaşın tercihleri üzerinden hakaret ediyor. Biz bu kavgaların dışında duruyoruz. Buradan İktidar partisinin ve ittifak ortaklarının liderlerinin de ramazanlarını kutluyorum. Artık, Türkiye’ye yakışmayan, hiçbirimize yakışmayan bu dili terk etmeye davet ediyorum onları. Korkuyu, öfkeyi örgütlemek keskin bir bıçaktır. Döner dolaşır kendine vurur. Kimseye faydası olmayan bir dildir. Biz özenli dilimizi sürdüreceğiz.
Geçmişte Erdoğan’ı çok desteklemiş ondan çok ummuş onunla birlikte çok yol yürümüş ama derin hayal kırıklığı yaşayanlar var. Diyorlar ki ‘İsrail ile ticaret ihanettir’ Siz bir yandan Filistin’de yaşananlara gözyaşı dökeceksiniz bir yandan yakınlarınızın yakın çevrenizin destekçilerinizi gemileri İsrail ile Türkiye limanları arasında mekik dokuyacaklar diyorlar. Filistin’i dilinden düşürmeyenlerin İsrail ile yapılan ticareti misliyle artırması. Dün çimento gübre taşıyan gemiler ayrıldı, gübrenin patlayıcı yapılan bir madde olduğun unutulmaması lazım. Eğer İsrail’e bir şey söyleyeceksen, yandaşlarının ticaretini keserek söyleyeceksin. Bu ramazan mübarek günde, Filistin’deki zulmünü bitmesini istiyorsan önce ticareti bitireceksin.
İstanbul’a son 30 yılın en büyük yağmuru yağdı diyorlar. Eskiden senenin en büyük yağmurunda Kız Kulesi’nden Üsküdar’daki apartman arasında deniz oluyordu. Şimdi bakıyorsunuz; şıkır şıkır bir meydan. Yağmur Üsküdar Meydanı’nı denize çevirmiyor. Güzelleştiriyor. Bir bakıyorsunuz viyadüklerde eskiden arabalar yüzerdi can pazarı olurdu, böyle bir şey yaşanmıyor. Buna kim katkı sağladıysa hepsinin emeğine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ve bu takımın kaptanını yürekten kutluyorum
Bugüne kadar yoksulluğu yok etmeyip yönetenlere inat verilen emeğin İstanbul sokaklarda nasıl bir karşılık bulduğunu görüyoruz. O yüzden de 31 Mart seçimleri için birileri endişeli birileri korkuyor, birisi sinirli, bir tanesi mahcup, ne diyeceğini şaşırmış, gaf üstüne gaf yapıyor. Ama biz rahatız”