Son bir yılda hemen hemen tüm ürünlerde fiyat artışları yüzde 100’ü aşarken, bunlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri de ambalajlı su ürünleri olarak öne çıktı. Geçmiş yıllarda 6 ayda bir yapılan fiyat değişikliği sıklığının neredeyse her ay gerçekleşmesi ve damacana su fiyatının 50 TL sınırına dayanması tüketicileri farklı arayışlara yöneltti.
Ekonomi gazetesinden Yener Karadeniz’e konuşan Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı Hüseyin Karamehmetoğlu, “Dönüşümsüz ambalajlardan (PET, cam), bir miktar damacanaya bir miktar da şebeke sularına dönüş oldu” dedi.
Karamehmetoğlu, suyu meydana getiren maliyet kalemlerine de dikkat çekerek, “Ambalajlı su ürünlerinin neredeyse yüzde 90-96’sı su değil diğer maliyetlerden oluşuyor. Yani tüketicilerimiz suya değil ambalaj malzemeleri ve taşımaya para ödüyor” şeklinde konuştu.
Toplam hacim salgın öncesinde
SUDER verilerine göre 2018’de 12,1 milyar litre olan su pazarı 2019’da 11,6 milyar, 2020’de de 10,5 milyar litreye geriledi. Bunun 5,9 milyar litresi damacana, 4,6 milyar litresi de PET satış kanalından oluştu. Yani tonaj olarak damacana, toplam su pazarının yüzde 56’sını oluşturdu. 2021’de ise hacim 11,1 milyar litreye ulaşırken damacananın payı yüzde 55’e geriledi.
Pazarın 2022 sonuçları ile ilgili tahminlerini aktaran SUDER Başkanı Karamehmetoğlu, 6,4 milyar litresi damacana ve 5,3 milyar litresi de PET satışı olmak üzere toplam hacmin 11,7 milyar litreye, cironun da yaklaşık 12,7 milyar TL’ye çıkmasını beklediklerini kaydetti.
Nüfusun artmasına rağmen su pazarı hacminin salgın öncesi dönemin gerisinde kalması, şebeke suyuna yönelime işaret ediyor. Dünyada enerji ve hammadde fiyatlarının yükselmesinin yanında döviz kurlarının da yüksek seyretmesi nedeniyle Türkiye’de enerji fiyatlarının çok pahalı hale geldiğini aktaran Karamehmetoğlu, “İşçilik ve diğer maliyetler ile birlikte 2021’in ikinci yarısından itibaren ambalajlı su üretim maliyetlerinde yüzde 150’leri geçen oranlarda artışlar yaşandı. Ambalajlı su firmalarını etkileyen ana maliyet kalemleri enerji, işçilik, ambalaj, akaryakıt ve otoyol-köprü geçişi olarak sıralanıyor. Bu maliyetler ambalajlı su ürünlerinin tüketici fiyatları üzerinden bakıldığında neredeyse yüzde 90-96’sını oluşturuyor. Yani tüketicilerimiz suya değil onu oluşturan ambalaj malzemeleri ve taşımaya para ödüyor” dedi ve ekledi:
“Maliyet enflasyonu ile oluşan fiyat artışları, bazı tüketicileri farklı arayışlara yönlendirdi. Bu çerçevede dönüşümsüz ambalajlardan bir miktar damacanaya, bir miktar da şebeke sularına dönüş olduğunu söyleyebiliriz.”
‘Suya değil ambalaja ödüyoruz’
Sektördeki yoğun rekabetin firmaların zorunlu olmadıkça fiyat artırmasına müsaade etmediğini aktaran Karamehmetoğlu, şöyle devam etti:
“Aralık 2021 ile Aralık 2022 arasında motorin yüzde 140, otoyol ve köprü geçiş ücretleri yüzde 56, asgari ücret yüzde 82, elektrik faturaları yüzde 277 ve sanayide kullanılan doğalgaz faturaları ise yüzde 322 arttı. Bu artışların yanı sıra çift yönlü nakliye süreci olduğu için de damacana fiyatlarına motorin zammı ve köprü otoyol ücretlerindeki artışlar ister istemez damacana fiyatlarına yansıdı.”
En fazla damacana suyun satıldığı platformlardan biri olan Getir’de yer alan bilgilere göre geçen yıl bu zamanlarda 18 TL seviyesinde olan 19 litrelik damacana su fiyatları her ay düzenli bir şekilde artış gösterdi. Önceki gün damacana fiyatı yüzde 160 artışla 46,9 TL seviyesine yükseldi.
Peki su fiyatlarında artış devam edecek mi? Aynı zamanda Pınar Su’nun Genel Müdürlük koltuğunda oturan Hüseyin Karamehmetoğlu, “Son iki yıldır karşı karşıya olduğumuz tedarik sıkıntılarına yönelik bir olumsuzluk yaşanmaz ise bu yıl daha stabil bir seyir olmasını bekliyoruz. Ancak son yıllarda yaşanan beklenmedik gelişmeler sanayicilere hiçbir konuda doğru tahmin yaptırmıyor” ifadelerini kullandı.