Size de iyi gelmedi mi?
Deprem anksiyetesi ile boğuşup, yediğimiz lokmanın boğazımıza takılmadan kursağa inmediği, gözlerin huzurla uykuya dalamadığı ve kalp ağrısı ile geçen bilmem kaçıncı günde sahaya atılan onca oyuncağın umutla havada uçuştuğu görüntüler size de iyi gelmedi mi?
Bir anlığına, sadece kısacık bir anlığını da olsa her şeyin düzelip de feraha çıkacağımızı düşündüren o inanç sizi de bulmadı mı?
Beni buldu sevgili okur.
Kızılay’ın bağışlarla ürettiği çadırların, Kurban Bayramında verdiklerimizle elde edilen konservelerin yine bizim paramızla ayakta duran başka bir STK’ya parayla satıldığını öğrendiğinde yediğimiz kurşun gibi sarsmadı evet. Ama yine de izleyen bütün gözleri doldurdu, bu kez umut için süzülen gözyaşlarıyla.
Evet hiçbir acımızı silmedi. Depremden günler sonra başlayan kurtarma çalışmalarına, bir türlü onarılıp da ulaşıma açılamayan havalimanına, çaresizce kurtarılmayı bekleyenler için neden bu kadar geç kalındığına dair hiçbir acımızı silmedi.
Denetimsiz yapılara, deprem için yapılamayan afet hazırlığına, sorumsuzluğa, adam kayırmaya, deniz kumundan ev yapmaya olan öfkemizin bulandırdığı zihinlerimizi susturmadı. Ama bir anlığına da olsa umuda açılmadı mı kalpleriniz?
Benim açıldı sevgili okur…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.