Gazeteci Hulki Cevizoğlu, “99 depreminde Başbakan Ecevit olay yerine gidememişti. Devlet bir hafta boyunca olay yerinden haber alıp bildirememişti” iddiasında bulundu.
Cevizoğlu’nun bu iddiası sosyal medyada gündem olurken iddianın gerçeği yansıtmadığı ve dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in depremin yaşandığı günün öğle saatlerinde deprem bölgesine ziyarette bulunduğu görüntüler paylaşıldı.
Deprem sonrası afet bölgesine giden yazarımız Devrim Gürkan, dönemin Başbakanı Ecevit ile röportajı yapan kişinin kendisi olduğunu anlatarak Cevizoğlu’na şu yanıtı verdi:
“Hulki Cevizoğlu “99 Depreminde Ecevit bölgeye gidemedi, devlet 1 hafta bölgeden haber alamadı” buyurmuş. Görüntüde Rahmetli Ecevit’le röportajı yapan muhabir benim. Sakarya’da, Valilik önündeki koordinasyon merkezi önünde, deprem günü yapıldı bu röportaj.
Rahmetli Ecevit her zamanki gibi samimiydi, gerçekleri söyledi. Hızla yaraları sarmak dışında bir amacı yoktu. Hatta koordinasyon merkezlerinden acil ihtiyaç listelerini gün boyunca yayınlamamız ricasını da yapan ve o listelerin Ankara’dan takibi emrini veren de O’dur.
Depremin ilk bir-iki gününde bölgede izlediğim – röportaj yaptığım bazı Bakanlar; Sabahattin Çakmakoğlu, Mustafa Yılmaz, Fikret Ünlü, Yüksel Yalova, Cumhur Ersümer, Metin Bostancıoğlu. TRT arşivlerinde bunlar duruyor. Koordinasyon merkezinde bilgi aldılar, bölgeyi incelediler
Devlet yokmuş. TRT olarak saat 8.00 sıralarında canlı yayındaydık. Ben Ankara’dan bölgeye saat 6.00 gibi geldim. Montaj zamanı olmadığı için kesintisiz ham çekim yaptık. 15 dakikalık o ilk kaset ilk gün çok kez yayınlandı. Asker de oradaydı, itfaiyeler de, ambulanslar da.”
“Yalancısınız, iftiracısınız”
Gürkan, açıklamasına şöyle devam etti:
“Ecevit’e yakın olduğunuzu iddia etmişsiniz. Rahmetli Ecevit tüm basın mensuplarına son derece saygılı yaklaşırdı. Majestelerinin gazetecisi diye bir kavram yoktu. Ve her şey, TRT de dahil, çatır çatır sorulurdu. Ne kabuğumuz sizinki gibi inceydi, ne içindeki ceviz kurtlanmış
Hulki Cevizoğlu. Yalancısınız, iftiracısınız ve belli ki ahlaki melekeleriniz eksik. En sevdiğin sözle bu dizini bitireyim. “İnsanların ekmek kadar onura da ihtiyacı” vardır.”