Menekşe Girgin, Şadan Maraş Öymen’in kitabı Yörük Kızlarından Kadim Şifa Bilgileri kitabında M. Kemal Atatürk’ün anlamlı bir saptaması yer alıyor, “Arkadaşlar gidip Toros Dağlarına bakınız; eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki, bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet bizi asla yenemez.”
Yörük Kızından Kadim Şifa Bilgileri, bedenimizdeki doğal eczaneyi kullanmanın yollarını sunuyor. Bitkileri ve doğayı yöre bazında çok iyi tanıyan, bilen yöresel şifacıların Anadolu’da tıp yokken yaraları sarmaları anlatılıyor.
Menekşe Girgin, bedendeki doğal eczaneyi kullanmanın sırlarını bilen, gerekli bilgilerle donanmış bir Yörük şifacısı. Doğan Kitap tarafından yayımlanan eserde, vücudumuzla iletişim kurma biçimleri, bedenimizi tanımamızın önemi açıklanıyor. Daha da ayrıntıya girerek, küçük dokunuşlarla nasıl iyileşebileceği, vücut enerjisinin dengelenmesinin yollarına değiniyor.
Yöresel şifacıların silsile olarak gelen derin bilgilerinin ruhsal armağanları bazen bir nanenin bazen de bir kekiğin gizeminde saklı kalıyor. Atalarından taşıdıkları bu değerli deneyimleri bilgelikleri ile harmanlayarak nasıl şifaya dönüştürülebildiğine tanık oluyoruz. Bütün otlaklar, tepeler, dağlar eczanedir.
Paracelsus (1493-1541) Beden olumlamasının, daha dengeli bir hayatın, en doğru biçimde bedenin tanınmasının yollarını aydınlatıyor. Anadolu’nun derin şifa bilgilerini ortaya çıkararak onu canlandırmayı gösteriyor. İnsanın bedeni ile nasıl konuşacağını, hangi hassas noktalara küçük bir dokunuşla akciğerlerini, böbreklerini, hatta kalbinin sesini dinleyeceğini öğretiyor. Şifacılık Anadolu’da halen varlığını sürdüren bir olgu. İç Anadolu şifacıları bu bilgileri kullanıyorlar. Bu kültüre baktığımızda, bedenimizdeki doğal eczanemizin sonsuz bilgisine ulaşabiliriz.
Menekşe Girgin, “Bir gün gelecek bedenimizdeki doğal ecza deposunu kullanma potansiyeline ulaşabileceğiz” diyor. Korkulardan korunmayı, düşük enerjilere karşı kendini savunmayı bir otla bedensel arınma yapmayı, onu canlandırmayı açıklıyor.
Yörük kızı tatlı diliyle kişinin kendini nasıl anlayıp anlatacağını, bedenini nasıl dengeleyeceğini adeta fısıldıyor. Hangi renkleri kullanılması gerektiği, hangi gıdaların tüketileceği, cildin ve ruhun nasıl canlı tutulacağını hatırlatıyor.
Doğanın sunduğu reçetelerle şifa bulurken mutluğun katlanarak büyütebileceğini gösteriyor. Kitabın içeriğinde organlarımız, uykusuzluk, cilt güzelliği ve bakımı, iskeletimiz bölümleri yer aldığı gibi bedensel arınma reçeteleri, günlerin renkleri hakkında da bilgi veriyor. Menekşe Girgin “Dünyadaki tüm şifacılara önemli görevler düşüyor. Ben bir Anadolu şifacısı, bir Yörük kadını olarak insanın büyük kuvvete sahip olduğunu ve bunu yansıttığını biliyorum. Ben enerjiyi bana gelen danışanlara dokunarak ölçerim. Gelen kişinin enerjisi fazla yüksekse, o enerji bedeninin belli bir bölgesinde toplandıysa, o enerjiyi bütün bedene dağıtır, dengelerim.” diye ifade ediyor kitabında.
Ayrıca “Eğer enerji eksikse, yeterli değilse çeşitli atalardan gelen bilgim ve yöntemlerimle enerji yüklerim. Danışanlarım böylece dengeye ulaşır. Dengeye kavuşan kişinin yaşamı doğallıkla akar. Bedenin dilini çözdüğümüzde, onun bize ne söylediğini anladığımızda beden bize tüm sorularımızın cevabını verir. Beden dilimizi anladığımızda, dengemizi kurabiliriz. Beden sağlığımız için tüm organların dengede olması çok önemlidir.” şeklinde açıklıyor.