Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir!
Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir.
Bu muhteşem sözler, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ait!
İşte o Cumhuriyetin, Türkiye Cumhuriyeti’nin hayat damarları nasıl koparılıyor, nasıl topal ve çolak bırakılıyor bugün gözler önüne bir kez daha sereceğiz!
2021 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi giriş sınavı açıyor!
Çocukluğundan beri sanatla uğraşan gençler, bu sınavı geçiyor ve sözleşmeli olarak çalışmaya başlıyor!
Aradan geçiyor tam 1 yıl!
2022 yılında bir kişi sınavın usulsüz olarak yapıldığına yönelik dava açıyor ve davayı kazanıyor!
Usulsüzlükteknik bazda, mesela heyette 5 kişi bulunması gerekirken 4 kişi olması gibi.
Teee 1 yıl önce göreve başlayan gençlerin sözleşmeleri, bu nedenle iptal ediliyor ve “figüran sözleşmesi”ne çevriliyor!
Eee gençler ne yapsın, işsiz kalmamak için bunu kabul ediyor mecbur!
Figüran sözleşmesi zamanla emek sömürüsüne dönüşüyor!
Sanatçı sözleşmesiyle çalıştıkları sürede kazanılan özlük hakları ellerinden alınırken çalışma saatlerinde, iş yükünde bir azalma olmuyor ama!
Haftanın 6 günü prova yapıp, 1 günü sahneye çıkıyorlar!
Aldıkları para mı?
Yarı yarıya azalmış durumda!
İstanbul’da bir kira parası olan 19 bin TL’ye çalışıyorlar!
4-5 yaşlarından beri sanatla uğraşan, maddi ve manevi bu alana senelerce yatırım yapan gençlere emekleri karşılığı reva görülen bu işte, 19 bin TL!
Geçtiğimiz sene seçim olması nedeniyle sözleşmelilerin kadroya atanmasına yönelik bir yasa çıktı biliyorsunuz!
İş arkadaşları kadroya atanırken bu arkadaşlar atanmadı!
Neden mi?
Kendi yaptıkları usul hatası nedeniyle açılan davayı gerekçe gösterdiler!
Bu insanlar torpille işe girmemiş, arkalarına dayılarına alarak bir yerlere gelmemiş, senelerce emek harcayıp girdikleri bir sınavı kazanmışlar ancak devlet kurumunun yaptığı bir hatanın bedelini yine bu arkadaşlar ödüyor nedense!
Seçim sonrası ise kadro vermedikleri için yeni gelen sanatçılar da kadrolu olarak istihdam edilemiyor doğal olarak herkes figüran sözleşmeli!
Figüran sözleşmesine mecbur bırakılıyor bu insanlar!
Peki kendi vatanında Türk halkına bu reva görülürken ne oluyor biliyor musunuz?
Devlet Opera ve Balesi, yabancı balet arayışına giriyor!
Açtıkları ilanla erkek ve kadın yabancı balet alımı yapacağını söyleyen Devlet Opera ve Balesi, kendi vatandaşı gençleri ise “Figüran Sözleşmesiyle” süründürüyor adeta!
Anlayacağınız sadece üniversitelerimizi, ilkokullarımızı, liselerimi yabancılarla doldurdukları yetmiyormuş gibi her devlet kurumunu yabancılarla dolduruyorlar!
Yabancının daha değerli olduğu, Türk halkının ise ikinci sınıf muamele gördüğü başka bir dönemi yaşamadı bu Cumhuriyet!
Cumhuriyetin hayat damarlarından biri değil, hepsi teker teker koparılıyor!
Cumhuriyet çolak ve topal bırakılıyor!
Peki iktidar bunu yaparken buna itiraz eden bir muhalefet var mı?
Yok onlar şu an “olumlu” görüşmelerle meşgul!
Kendi siyasi ikballerinin peşinde koşuyor!
İktidara gelmenin tek yolunun popülizm olduğunu çözen ana muhalefet de iktidarın verdiği payeleri dağıtmaya devam ediyor!
İktidara gelecekler belki böyle böyle ama olan Cumhuriyete ve bu ülkenin vatandaşlarına olacak!
