ALİ ÇINAR/CİNER MEDYA GRUBU ABD TEMSİLCİSİ
ABD’de Slikon Vadisi’nde başarılı Türkler arasında yer alan ve Elon Musk’ın satın almasının ardından şirketten çıkarılanlar arasında yer alan yazılım mühendisi Fırat Karoğlu ve program yöneticisi Tuğçe Evirgen U24’nin sorularını yanıtladı.
Twitter’ın ayakta kalmak için iki büyük sınavı aşması gerekentiğine dikkat çeken Evirgen ve Karaoğul’nun sorulara verdiği yanıtlar özetle şöyle;
Twitter’daki bundan sonraki süreci nasıl görüyorsunuz? Twitter’ın yeni modelde kârlı ve sürdürülebilir olması mümkün mü?
İşten çıkartmalar sektörde bekleniyordu elbette ama Twitter için bu durum biraz daha farklı. Nisan ayından beri devam eden davalık olan satış süreci vardı. Elon Musk’ın teklif vermesi ile başlayan bu süreç çok sayıda soru işareti ve belirsizliği beraberinde getirdi. Alıcı tarafın sessiz kalması ve devam eden uzun belirsizlik dolayısıyla huzursuz bir ortam oluştu ve yavaş yavaş işten ayrılmalar başladı.
Eski yönetim tarafından satışa kadar olabildiğince şeffaf ve aktif olarak götürülen iletişimin yerini, satış sonrası tamamen sessizlik aldı. Yeni yönetiminden yaklaşık 1 hafta hiçbir iletişim gelmedi. Çalışanlar işten çıkarma olacağı dahil bütün haberleri Bloomberg ve diğer medya kanallarından öğrendi. Satış gerçekleştikten 1 hafta sonrasında da işten çıkarmalar gerçekleşti.
Güven kaybı yaşandı
Gelişmeler çalışanlara nasıl yansıdı?
İlk olarak Twitter kültürü yok oldu. Twitter’ın dünyaca ünlü bir şirket kültürü ve mühendislik kültürü vardı. 2 hafta içinde bu yok oldu.
İkinci olarak ciddi bir bilgi ve birikim kaybı yaşandı. İşten çıkarma o kadar hızlı ve plansız yapıldı ki, ne bilgi ne de projeler geride kalanlara devredilebildi. Nöbetçi mühendisler iş başındayken sistem erişimlerini kaybettiler. Bazı kritik takımlar ya kapatıldı, ya da bu takımlarda çok az kişi bırakıldı.
Son olarak da büyük bir güven kaybı yaşandı. Twitter çalışanlarında olduğu gibi reklam veren fimaları da bu süreç ciddi şekilde tedirgin etti. Özellikle yeni yönetimin Twitter’ın geleceği hakkında yaptığı tatmin etmeyen açıklamaları ve bu açıklamalarla ters düşen hareketleri reklam veren firmalar tedirgin etti ve bir çok firma reklamlarını ya azalttı ya da tamamen platformdan geri çekti. Bunu öngören yeni yönetim, zaten Twitter’ın gelirinin reklamlara bağlı kalmaması için çeşitli adımlar atacağını belirtmişti. Ücretli yapılan mavi tik uygulaması bu denemelerden biri…
Bundan sonraki gelişmelere ilişkin öngörüleriniz neler?
Twitter’in önünde iki büyük sınav var. Birincisi Dünya Kupası ve yılbaşı sezonu. Özellikle Dünya Kupası Twitter trafiğinin en yoğun olduğu organizasyonlardan biri. Üzerine bir de yılbaşı sezonu eklenince Twitter trafiği ciddi şekilde artacaktır. Twitter’ın, yatırımcıları ve reklam veren firmaları ürkütmemek için, herhangi bir problem yaşamadan bu dönemde ayakta kalması gerekiyor.
İkinci büyük sınav da FTC (Federal Trade Commission) yani Ulusal Ticaret Komisyonu’nun veri güvenliği için istediği düzenlemeler. Twitter, sosyal medya şirketi olması dolayısıyla veri güvenliği ve gizliliği konusunda çok dikkatli olmak ve sistemlerini yönetmeliklere uyumlu hale getirmek zorunda. FTC bir çok şirket gibi Twitter’ı da yakından takip ediyor. Twitter’ın satışından sonra bu konuda çalışan iki üst düzey yöneticinin ayrılması ve mavi tik özelliğinin hiçbir ön çalışma ve planlama yapılmadan hızlıca kullanıcıya sunulması ve sonrasında oluşan kaos, bu konu üzerindeki endişeyi artırdı. Twitter, FTC yönetmeliklerini görmezden gelirse, yakın geçmişte olduğu gibi büyük davalarla uğraşacak ve ciddi para cezaları alacaktır.
“Ayakta kalma şansı var”
Eğer Twitter bu iki sınavdan başarıyla çıkarsa, zaman içerisinde kullanıcılarının, reklam veren firmaların ve yatırımcılarının güvenini kazanmaya başlayacaktır. Twitter’ın teknik altyapısı çok güçlü ancak bu yapıyı oluşturan mühendislerin çoğu ya işten çıkarıldı ya da kendileri ayrıldı. Twitter, eğer elde kalan kısıtlı kaynaklarla bu dönemi problemsiz atlatabilirse ve yeni yönetimin tabiri ile Twitter 2.0 olarak şirketin yeni vizyonunu ve misyonunu dünyaya iyi anlatabilirse ayakta kalma şansı var. Ancak karşısına ciddi bir alternatif çıkarsa, işler tersine dönebilir.
ABD’de twitter ve benzeri platformlar düşünüldüğünde çalışma fırsatları, şartlar nasıl? Bu alana yönelmek isteyenler için tavsiyeleriniz var mı?
ABD ve özellikle Silikon Vadisi dünyadaki teknolojinin merkezi. Burada çalışmak ister istemez insana farklı bir vizyon ve deneyim katıyor.
Çalışma koşulları özellikle pandeminin başlaması ile çok değişti. Eskiden uzaktan çalışmaya sıcak bakmayan bir çok şirket artık uzaktan ya da evden çalışmayı benimsemiş durumda ve uzaktan çalışan çalışanları için üretkenliği artırmak için ciddi yatırımlar yapıyorlar.
Sektörde, her ne kadar yakın dönemde işten çıkarmalar olsa da iş çok, ancak rekabet de çok yüksek. Mülakat süreçleri biraz uzun ve ciddi bir bilgi birikimi ve temel eğitim gerektiriyor. Bu alana yöneleceklere tavsiyemiz sıkı çalışmak. Teknik bilginin yanı sıra, davranışsal ve liderlik mülakatları da oluyor. Daha önce sosyal medya üzerine çalışmış olmak artı puan kazandırsa da bir çok poziyon için aranan bir kriter değil.
Tabi bu şirketlerde çalışabilmek için gerekli en önemli şey çalışma izni. ABD’de çalışma izni alabilmek kolay bir iş değil. ABD’de üniversite okumak çalışma izni almayı kolaylaştırıyor.
En önemlisi, buradaki büyük şirketlerde çalıştıktan sonra, kazanılmış bilgi birikimini ve deneyimleri Türkiye’ye götürerek yatırım yapmak.
İşten çıkarmalar teknoloji sektörünün geleceğini bu alandaki çalışan motivasyonunu nasıl etkiliyor? Bu ortamda yeni iş imkanı var mı?
Kısa cevap vermek gerekirse iş imkanı halen mevcut. Pandemi döneminde, insanların eve kapanması özellikle büyük teknoloji firmalarının sunduğu hizmetlere talebi artırdı. Pandemi döneminde Amazon’un satışları yüzde 57 oranında arttı. Evde zaman geçirmek zorunda kalan insanlar Netflix ve benzeri platformlara yüklendiler. Twitter, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya servislerinin kullanımı da yine aynı şekilde arttı. Artan kullanımı karşılayabilmek için şirketler ister istemez büyümek ve hızlı ve bazen de plansız bir şekilde eleman almak durumunda kaldılar.
Pandeminin durulması ve hayatın yavaş yavaş eski normlarına dönmesiyle birlikte bu hizmetlere olan talep de azaldı. Bu azalmanın üzerine bir de ekonomik gerileme eklenince şirketlerin kâr oranlarında bir düşüş yaşandı ve çoğunun 3. çeyrek performansları beklentilerin altında kaldı. Bütün bu tablo, şirketleri yüksek riskli ya da düşük kâr oranlı projelerden daha stabil, az riskli veya yüksek kar oranlı projelere yönelmeye zorladı. Bu stratejik değişikliklerin sonucunda da eleman çıkarmak durumunda kaldılar.
İşten çıkarma bekleniyorda ama aynı anda olması tahmin edilmiyordu
Eleman çıkarmak, beklenmeyen bir durum değildi ancak bir çok firmanın bunu aynı anda iki haftalık bir zaman dilimi içerisinde yapacağı tahmin edilmiyordu. İçinde bulunduğumuz dönem 2023 planlarının yapıldığı bir dönem. Planlamalar yapıldıktan sonra işten çıkarma yapan çoğu şirketin 2023 yılının başlamasıyla birlikte daha temkinli olarak yeniden eleman alacağını düşünüyoruz.
Şu anda piyasada çok fazla iş arayan insan olduğu doğru, ancak bir çok firma da özellikle bu büyük şirketlerden çıkarılan elemanları almak için adeta kapışıyor. Toplu işten çıkarma yapan firmaların da halen açık ilanları var ve kritik pozisyonlar için eleman almaya devam ediyorlar.
Ekonomik kriz büyürse işler daha kötüye gidebilir, ancak bu şekilde devam ederse 2023 yılının ortasına kadar piyasa büyük ihtimalle dengelenecektir.
Sosyal medya platformlarının geleceği nereye doğru gidiyor. 5 yıl sonra farklı hiç tahmin etmediğimiz bir alana kayar mı?
Sosyal medya platformlarının çeşitli misyonları ve kullanıcı kitleleri var. Twitter, TikTok, Instagram, ve Facebook bu platformların önde gelenleri. Facebook eskisi kadar rağbet görmüyor. Instagram ve TikTok daha çok içerik üreticileri ve eğlence üzerine yoğunlaşmış durumda. Bu alanlarda çok fazla değişiklik olacağını düşünmüyoruz.
Twitter’ın konumlandığı yer ise diğerlerinden farklı. Twitter kurulduğu günden beri insanların haber alma özgürlüğünü savunan ve para kaybetmek uğruna bu misyonundan vazgeçmeyen bir platformdu. Yeni yönetimin Twitter’ı nasıl konumlandıracağını henüz bilmiyoruz. Twitter eğer ki bu misyondan vazgeçip başka alanlara kayarsa bu alanda ister istemez bir açık meydana gelecektir ve bu açığın doldurulması kaçınılmaz olacaktır.
Tüm bunlarla birlikte değişen teknolojiyi de göz ardı etmemek gerek. Günümüz sosyal ağlarının hemen hemen hepsi merkezi bir sistem üzerinde çalışıyor ancak özellikle son 1-2 senedir ivme alan başka bir sistem daha var: Decentralized network (dağınık, merkezi olmayan ağlar). Mastodon ve Twitter’ın kurucularından Jack Dorsey’nin başını çektiği BlueSky bunların önde gelenleri. Dağınık ağlar, merkezi sistemlerin aksine kullanıcı bilgilerini ve paylaşımlarını tek bir merkezde toplamak yerine dağınık olan sistemlerde depoluyor. Bu dağınık sistemler, hem veri güvenliği açısından merkezi sistemlere göre daha güvenli sayılıyor hem de verinin tek bir sahibi olmadığı için sansürün ve kısıtlamaların önüne geçmiş oluyor. İlerleyen günler ne getirir bilinmez ama dağınık altyapıya sahip sosyal ağlar hızlı bir şekilde büyüyor ve çok yakın zamanda merkezi sosyal ağlara ciddi rakip olacağa benziyorlar. Özellikle devletlerin günümüz sosyal ağlarını kontrol altına almaya ve sansürlemeye çalışması, sansürlemesi çok zor olan dağınık ağların elini bir nebze güçlendiriyor.
ABD’nin uluslarası düzeyde, teknoloji alanında rekabeti nasıl buluyorsunuz. Özellikle Çin ile olan mücadele,Tıktok konusunda kaygılar nelerdir?
ABD halen teknoloji alanında en büyük güç. Son zamanlarda Rusya ve Çin’in yaptığı ciddi yatırımlara rağmen ABD hâlâ sektörün lideri. Tiktok her ne kadar 25 yaş altı kitleyi kendine bağlamış olsa da, reklam geliri ve kullanım açısından Instagram bu kulvarda lider. Önümüzdeki günler ne getirir bilemeyiz ancak Çin, olası bir Twitter faciasına karşı güçlü bir alternatifle piyasaya çıkarsa, ciddi bir ivme kazanabilir.