İkiz Kuleler’deki etkinliğin açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, kreatif endüstrilerin, diğer ekonomik faaliyet alanlarında oluşturduğu katma değer potansiyeli ile hem dünya ekonomileri hem de ülke açısından önemli bir noktada yer aldığını söyledi.
Coştu, Türkiye’de son 20 yılda Teknopark sayısını 100’ün üzerine taşıdıklarını dile getirerek “Buralardaki 10 binden fazla firmamız içinde yaklaşık 900 firmamız, kreatif endüstrilerin farklı alanlarında faaliyet yürütüyor. Sektörde 900’den fazla firmaya yürüttükleri projelerde sigorta priminden hibe desteklerine kadar birçok unsurla katkı sağlamaya çalışıyoruz. Hem teknoparklarda hem de tasarım merkezlerinde bugüne kadar kreatif endüstriler ekosistemine 38 milyar liradan fazla kaynak sunduk.” dedi.
Teknolojinin sadece kullanıcısı değil, aynı zamanda üreticisi olmanın da önemine işaret eden Coştu, Türkiye’nin teknoloji geliştirme noktasında kapasitesini, yetkinliğini ve başarılarını ispat etmiş bir ülke olduğunu vurguladı.
Coştu, Bakanlık olarak hem yapay zeka uygulamalarının hem de Türkçe büyük dil modellerinin geliştirilmesinde kreatif endüstri ekosistemini desteklemeye hazır olduklarını aktardı.
“Kreatif endüstriler büyük bir ekonomik üretkenlik alanı”
Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar da dünyada kreatif endüstrilerin fikri mülkiyeti yoğun, ekonomik katma değeri yüksek, geniş çapta gelir ve istihdam yaratabilen büyük bir ekonomik üretkenlik alanı haline geldiğini kaydetti.
Türkiye’deki kreatif endüstrilerin, ülkenin mal ve ihracatına yüksek katma değer sağladığını ifade eden Ağar, sektörün bu yönüyle “yeni nesil ihracat” vizyonuna ciddi katkıda bulunduğunu belirtti.
Ağar, Birleşmiş Milletler (BM) Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayımlanan sektör raporuna işaret ederek şöyle devam etti:
“Rapora göre, 2020 yılında küresel kreatif ürün ihracatının toplam mal ihracatı içinde yüzde 3 pay ile 524 milyar dolara, küresel kreatif hizmet ihracatının ise toplam hizmet ihracatı içinde yüzde 21 pay ile 1,1 trilyon dolara ulaştığını görüyoruz. Kreatif mal ihracatı açısından değerlendirildiğinde 2020 yılında Türkiye’nin ihracatı, dünya kreatif ürün ihracatı içerisinde yüzde 1,8 pay ile 9,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2023 yılında ise ülkemizin kreatif ürün ihracatı 14,9 milyar dolar seviyesinde oldu.”
Sektörün hizmet ihracatında geldiği noktaya ilişkin de bilgi veren Bakan Yardımcısı Ağar, “Dizi, sinema filmi, animasyon, belgesel ve program formatı türlerindeki yapımlarımız, küresel çapta Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra rakip ülkelerimiz konumunda olan Güney Kore, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerin yapımları ile yarışarak son 20 yılda küresel pazarda dikkati çekici bir konuma yükseldi. 2012 yılında 39 ülkeye yaklaşık 70 yapım ihracat edebilen ülkemiz, bugün yılda ortalama 1500’ü aşkın geniş bir içerik yelpazesi ile Orta Doğu’dan Latin Amerika’ya, Güneydoğu Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Kuzey Amerika’ya çok farklı coğrafyalarda 150’den fazla ülkede 800 milyonu aşkın izleyiciyle yapımlarını buluşturmaktadır.” diye konuştu.
Ağar, bilişim sektörü içerisinde en hızlı gelişen alanlardan birinin dijital oyun sektörü olduğuna işaret ederek geçen yıl Türkiye’de yerleşik bulunan 40 oyun firmasına toplam 30,2 milyon dolar iç ve dış yatırım gerçekleştiğini belirtti.
“Dizi ve filmlerimiz, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer buluyor”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise zirvenin, kamu desteklerinin sektöre daha etkin duyurulmasına ve potansiyel işbirliklerinin geliştirilmesine imkan tanıyacağını söyledi.
Kreatif endüstrilerin girdisinin yenilikçilik, çıktısının da fikri haklar olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, hızla gelişen teknoloji ve yapay zekanın sektöre önemli fırsatlar sunmaya başladığını belirtti.
Hisarcıklıoğlu, devletin, sektördeki potansiyeli desteklemesini de önemli bulduğunu söyleyerek “Özellikle dizi ve sinema sektörlerinde, devletin öncülük ettiği ve desteklediği projeler çok başarılı oldu. Türkiye’de üretilen diziler Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor. Dizi ve filmlerimiz, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer buluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kreatif endüstrilerin sadece dizi ve film sektöründen ibaret olmadığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, diğer 15 alt sektörün de aynı önemle dikkate alınması gerektiğini dile getirdi.
Hisarcıklıoğlu, bu endüstrinin alt sektörlerinin tamamına devlet desteklerini yönlendirip, sektörün ürettiği katma değerin artırılmasının önemli olduğunu aktararak “Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların önemi de her geçen gün artıyor. Dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8’inci sırada yer alıyor.” ifadelerini kullandı.
Kreatif endüstrilerin hacmini artırmak için kamu kurumları ve özel sektörün uyumlu çalışmasının önemine de işaret eden Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
“Bu amaçla, Kreatif Endüstriler Sektör Meclisi’miz, kamu ile özel sektör arasında köprü vazifesi görüyor. Meclisimiz, sektörümüzün hak ve hukukunu her ortamda dile getirerek birçok konunun kamu kurumlarımız nezdinde gündeme alınmasını sağladı. TOBB olarak bizler Kreatif endüstriler sektörünün her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Bu anlamda devletin tanıtım çabalarında kreatif endüstrilere daha fazla yer vermesini çok önemsiyorum. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız.”
TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ata Kavame de sektörün yüz binlerce insanın iş kapısı olduğuna ve odak noktasını gençlerin oluşturduğuna dikkati çekti.
Kreatif endüstrilerin ekonomik etkileri, devlet destekleri, yapay zeka, inovasyon, ihracat odaklı ticaret ve Türkiye’nin bu alandaki hakim rolü gibi çeşitli konularda panellerin düzenlendiği zirve, yarın yapılacak oturumlarla sona erecek.