Tüketicinin yerli üretim ürünlerini tercih eğilimine ilişkin kamuoyu araştırması sonuçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Merve Kazancı ; “tüketici yerli üretim ürünü kullanma konusunda duyarlı. Ancak alışveriş tercihinde fiyat ve kalite önemli bir etken” dedi.
Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu Başkanı Merve Kazancı konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
Tüketici Birliği Federasyonu tarafından, Tüketicinin Nabzı adıyla her ay farklı bir temayı ele alan kamuoyu araştırması yapılmaktadır.
2022 Haziran ayında, Yaşasın Tatil mi? araştırması ile tüketicilerin bu yıl tatile gitme tercihleri;
2022 Temmuz ayında, Cüzdanımızda Ne Var? araştırması ile tüketicilerin kredi kart kullanım alışkanlıkları,
2022 Ağustos ayında, Ucuzun Peşinde, Tüketici Stok Yapıyor araştırması ile tüketicilerin alışveriş alışkanlıkları,
2022 Eylül ayında, BA-RI-NA-MI-YO-RUZ! araştırması ile konıt kiralarında yaşanan sorunlar araştırılmış ve sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmıştır.
2022 Aralık ayında da, yüzde100 Türkiye araştırması ile tüketicinin yerli üretim ürünleri tercihi ölçülmüştür.
Ülkemizin cari işlem açığı, 2022 Ekim döneminde 359 milyon dolar, son 12 aylık dönemde de, 43,5 milyar dolar seviyesindedir. Cari işlem açığı, ülke ekonomisi için giderilmesi gerekli en önemli sorundur. Bu sorunun çözümü için ulusal üretimin artırılması ve yurtdışından yapılan ithalatın, yani yerli olmayan ürünlerin tüketici tarafından tercih edilmemesinin sağlanması gereklidir.
Nitekim her ülke, ulusal üretimin pazar payının artırılmasına yönelik önlemler almaktadır. Örneğin; ABD’de, Buy American Act yani Amerikan Malı Al yasası ile kamu alımlarında eyalet içindeki üreticinin ürünlerin kullanılması zorunlu tutulmaktadır. Son dönemde, ABD’de üretilen malın sermaye yapısı da incelenmekte, yerli/yabancı sermaye olup olmadığına da dikkat edilmektedir. Yine Almanya’da bir otomobil fabrikası duvarında yer alan; “Japon arabası kullanacaksan, git Japonya’da iş ara” yazısı da, bu konudaki duyarlığı göstermektedir.
Ülkemizde de; “yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı” sloganı ile 1920’li yılların sonunda başlayan yerli üretimin desteklenmesine yönelik çalışmalar; tüketicinin yerli üretim ürünleri tercih etmesi ile yerli üretimin artacağı, bu artışın başta istihdam olmak üzere cari işlem açığının kapanacağı ve sonuçta ülke ekonomisinin büyüyeceği ana fikrini taşımaktadır.
Yakın geçmişte, özellikle 80-90’lı yıllarda ithalat yasağı veya kısıtlamaları ile rekabetsiz ortamdaki yerli üreticinin; “ne üretirsem, alacak” anlayışının tüketicide oluşturduğu “yerli malı ise kalitesizdir” algısı, son 20-25 yılda ulusal üretimin küresel anlamda kalite ve fiyat konusundaki rekabetçi tavrı ile giderek zayıflamıştır.
Tüm bu olumlu gelişmelere karşın yapılan kamuoyu araştırması, tüketicinin yerli ürünü tercih etmesinin ülke ekonomisine olan olumlu katkısının farkında olduğu, ancak yerli ürünü tercih etmesi için kalite, güven ve fiyat unsurlarının etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Tüketicilerin % 64,9’u yabancı ürünü daha kaliteli olduğu için tercih etmektedirler. Bir sonraki aşamada, yerli ve yabancı ürünün kalitesinin aynı olması durumunda da, bu kez ürünün fiyatı tüketici tercihinde önemli rol oynamaktadır. Bir diğer önemli sonuç satış sonrası hizmetler, sorun yaşandığında sorunun giderilmesi gibi süreçler bakımından, tüketicinin yabancı ürüne daha çok güvendiğini göstermektedir.
Tüketici Birliği Federasyonu uzun zamandır, ülke ekonomisinin güçlendirilmesi, dış şoklara direncinin artırılması hedefine yönelik olarak; “katma değerinin yüzde 50’sinden fazlasının ülke coğrafyasında gerçekleştiği her ürün yerli üretimdir” tanımı ile ürünün ekonomik milliyetinin tespitinde yeni bir açılım getirmiştir. Bu tanıma uygun üretim yapan üreticilerin ürünlerinin tüketici tarafından tercih edilmesi için ürün görsellerinde, yüzde100 TÜRKİYE logosunu kullanmalarını salık vermektedir.
TÜKETİCİNİN NABZI: yüzde100 TÜRKİYE
09.01.2023
Tüketici Birliği Federasyonu, her ay farklı bir konuda “ Tüketicinin Nabz ı”nı tutuyor.
2022 Aralık ayında, tüketicilerin yerli üretime ilişkin algısını mercek altına aldık.
Araştırma; Merve Kazancı, Muhammed Furkan Üce ve Atılım Kabadayı ’dan oluşan Tüketici Birliği Federasyonu Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu tarafından gerçekleştirildi.
Araştırma 15 Aralık-26 Aralık 2022 tarihleri arasında, Tüketici Birliği Federasyonu’nun kayıtlı veri tabanındaki tüketicilerin katılımlarıyla gerçekleştirildi.
Araştırma, 296 tüketici ile yapıldı
Araştırmaya katılanların;
-% 44,6’sı kadın, % 55,4’ü erkek.
-% 27,7’si 45-54 yaş grubu, 25,7’si 55-64 yaş grubunda.
-% 50’si üniversite mezunu, % 24’ü lise mezunu, % 23’ü yüksek lisans/doktora, % 3’ü ilköğretim mezunu.
-% 27,7’si esnaf, % 21,3’ü serbest meslek, % 14,9’u memur, % 13,5’i özel sektör masa başı çalışan, % 8,1’i vasıfsız işçi.
-% 64,2 ‘si evli, % 35,8’i bekar.
-% 30,4 ‘ü yoksulluk sınırı altında, % 8,8’i açlık sınır altında gelir sahibi.
“Menşe” ne demek?
Ticaret Bakanlığı tanımına göre, “menşe, bir malın ekonomik milliyetidir. Menşe kavramı, bir malın taşıdığı ekonomik değerin, hangi ülkeye ait olduğunu ifade eder.”
(https://gumrukrehberi.gov.tr/sayfa/e%C5%9Fyan%C4%B1n-men%C5%9Fei-ne-demektir Erişim, 08.01.2023)
Araştırmaya katılan tüketicilerin % 90,5’i bu kavramın, “üretim yeri” olduğunu belirtmektedirler.
Bu farkındalık, tüketicilerin ürün satın alırken “üretim yeri” ni okuyan % 84,5 oranındaki olumlu yanıt ile ayrıca onaylanmakta olup tüketicilerin, ürün satın alırken, ürünün nerede üretildiğine ilişkin dikkati, yerli üretim/yabancı üretim ayrımındaki duyarlılığını göstermektedir.
Yerli Üretim Logosu biliniyor, ama…
03.10.2018 tarihinde yürürlüğe giren Fiyat Etiketi Yönetmeliği’nin 5. maddesi ile etiket ve listelerde bulunması zorunlu bilgilere; “Üretim yeri Türkiye olan mallar için, Bakanlıkça tespit ve ilan edilen şekil, logo veya işaret” düzenlemesi eklenmiştir.
Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenen bu logonun bilinilirliğini ölçmek için sorulan soruya tüketicilerin % 87,2’si, evet yanıtı vermiştir.
Bu oran yüksek olmakla birlikte, alışveriş esnasında çok sayıda ürün etiketi gören tüketicilerin 12,8’inin logoyu görmemiş olmaları, dikkat çekicidir. Öte yandan bu logonun, tüketicinin satın alma kararındaki etkisine ilişkin sonuç, bu logonun tüketicinin alışveriş kararında beklendiği ölçüde etkili olmadığı sonucunu vermektedir.
Bu logonun alışveriş kararında etkisi olmadığını belirten % 21,7 oranındaki tüketici grubu, kamu ve özel sektör aktörlerinin logonun toplumsallaştırılmasına yönelik çalışmalarında eksikliğe işaret etmektedir.
Tüketici marka isminin, yerli/yabancı ürün anlamına gelmediğini biliyor Marka isimlerinin Türkçe veya yabancı sözcük olmasının, ürünün üretim yerinin kanıtı olmadığı görüşünde.
Marka ismi Türkçe olsa bile o ürünün “yerli üretim olduğunun kanıtı olmayacağını belirten tüketicilerin oranı % 84,6 iken; yine çok yüksek oranda marka ismi yabancı sözcük olan ürünün de yabancı ürün olduğunun kanıtı olmadığı görüşündedir.
Bu durum, ürünlerin marka isimlerinin Türkçe olmasının, sermayesinin veya ham maddesinin yerli olduğu düşüncesinin tüketicide oluşturmadığı; marka ismi yabancı dahi olsa, yerli üretim bir ürünün, yabancı isim ile uluslararası pazarlarda yer alabilmenin avantajının farkındalığına işaret etmektedir.
Ürünün ekonomik milliyeti nasıl anlaşılır?
Hangi ürün yerli üretim, hangi ürün yabancı üretim konusu, küreselleşen ekonomik zemin nedeniyle oldukça tartışılan bir konudur.
Araştırma bu konudaki genel eğilimi ortaya koysa da, tüketicinin ürünün ekonomik milliyetinin nasıl tanımlanması gerektiğine ilişkin net bir fikri olmadığını ortaya koymaktadır.
Hammaddesi Türkiye’den sağlanan ve montaj, paketleme ve lojistiği farklı bir ülkede gerçekleştirilen ürünü yerli ürün olarak kabul eden tüketicilerin oranı % 48,3’dür.
Tüketicilerin % 76,7’si yurtdışından ithal edilen, ancak sadece montajı Türkiye’de yapılan ürünün yerli ürün olmadığı görüşündedir. Bu tanımın daha da daraltılarak; ithal edilmiş sadece paketleme ve lojistik işlemleri Türkiye’de gerçekleştirilen ürünün yerli üretim olmadığı sorusunda, bu oran yükselmekte, % 85,8’e çıkmaktadır.
Neden yerli üretim ürün tercih etmeliyiz?
“Türkiye ekonomisine olumlu katkı yapması, işsizliği azaltacak olması nedeniyle tüketiciler ürün satın alırken, yerli üretimi tercih etmelidir” önermesinin yöneltildiği tüketicilerin % 90.20’si bu önermeye katıldıklarını belirtmişlerdir.
Tüketicilere hangi ürünleri satın alırken yerli üretim olmasına dikkat ettiği sorulmuş ve çoklu cevaplama tercihi sunulmuştur.
Elektrik-elektronik sektörünün 2021 yılı raporuna göre
(https://www.sanayi.gov.tr/plan-program-raporlar-ve-yayinlar/sektorraporlari/mu0810011406 ; erişim 08.01.2023);
Sektör, son yıllarda iç tüketimde daralma olmasına rağmen ihracat odaklı olarak büyümesini sürdürmektedir. Üretiminin yaklaşık %75’isi ihraç edilmektedir. Ürün yelpazesi oldukça geniş olup beyaz eşyadan tüketici elektroniğine, telekomünikasyon cihazlarından bilgisayar cihazlarına, profesyonel ve endüstriyel cihazlardan savunma elektroniğine kadar çok sayıda alt sektöre ait ürün üretilmektedir. Aynı şekilde elektrik ve elektronik sektörünün alt sektörlerinden olan beyaz eşya (elektrikli ev aletleri imalatı) sektöründe oldukça güçlü konumdadır. Türkiye, yaklaşık 29 milyon adetlik üretim kapasitesiyle halen Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sıradadır.
Kozmetik sektörü de, Türkiye’nin önemli ihracat kaynaklarından biridir.
Kozmetik sektör raporu Ocak-Ekim 2020
(https://www.ikmib.org.tr/files/cms/Kozmetik%20Mal%20Grubu%20Ekim%202020%2 0Raporu.pdf erişim 08.01.2023) verilerine göre; başta ABD, Irak, İngiltere, Rusya ve Hollanda olmak üzere, 167 ülkeye ihracat yapılmaktadır.
Neden yerli/yabancı ürün tercih ederim?
Bu olgu, “yerli üretim tercih ederim, çünkü…”, “yabancı üretim tercih ederim, çünkü” içerikli iki soru ile tüketicilere yöneltilmiştir.
Tüketicilerin % 74,70’i yerli ürünü, ülke ekonomisine olumlu yönde katkı sağladığını düşündüğü için tercih ettiğini belirtirken; % 33,10’u da üretici veya satıcıya kolaylıkla erişebileceğini düşündüğü için yerli üretimi tercih etmektedirler. Tüketicide yoğunlaşmış bulunan bu değerlendirme, yerli üretici için Pazar payını arttırma konusunda önemli bir fırsat olduğunu göstermektedir.
Ancak diğer yanıtlar ile birlikte yapılacak oransal sıralama;
-Tüketici için fiyat duyarlılığının olduğunu,
-Güven konusunda yerli üretim ürünlerin tüketiciyi tam anlamıyla kuşatmadığını,
-Ayıplı ürün durumunda, hakkının teslim edilmesinde sıkıntı yaşanma olasılığının öngörüldüğünü,
-Satış sonrası hizmetlerde aksama olacağının varsayıldığını ortaya koymaktadır.
Bu durum yerli üreticinin satışı kapamasının ardından tutundurma faaliyetlerinin yetersiz olduğuna işaret ederken, tüketicinin uzun vadede yerli üründen uzaklaştığını ortaya koymaktadır.
Öte yandan % 5,4 oranında yerli ürünün kalitesi konusunda kuşku duyulması da, oldukça çarpıcıdır.
Tüketicinin yabancı ürün tercihinde, %64,90 oranı ile kalite unsurunun gösterilmesi; yerli ürün tercihindeki kalite unsuruna % 10,10 oranındaki işaretleme, tüketicinin yabancı ürüne olan kalite algısının yerli ürüne olan kalite algısından daha yüksek olduğunu doğrulamaktadır.
Kalite unsuru sonrası, % 26 ile güvenli olduğu unsuru belirtilmektedir. Bu sonuç, tüketicinin kalite algısını yitirmesini, yerli üretime olan güven kaybına işaret etmekte, tüketici yerli ürüne değil, yabancı ürüne güvendiğini göstermektedir.
Kalite aynı ise, fiyat devreye giriyor
Bir yerli ürün ve bir yabancı ürünün kalitesinin aynı olması durumunda tercih olasılığının belirlenmesi için yöneltilen soruya; tüketicilerin % 54,70’i fiyatının daha ucuz olması durumunda yerli üretimi, % 18,20’si daha ucuz ise, yabancı ürünü tercih ettiğini belirmiştir. Bu iki oranın toplamı % 72,90 olup tüketicinin tercihinde fiyatın önemli olduğunu net olarak ortaya koymaktadır. Tüketici haklı olarak, satın alma kararında cebindeki parayı ve bütçesini düşünmekte olup yerli üretim sahiplerinin fiyat konusunda daha rekabetçi politika üretilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu
Merve Kazancı, Muhammed Furkan Üce, Atılım Kabadayı
Habere ait etiket tanımlanmamış.