İsviçreli banka Credit Suisse’in CSGN.S hisseleri yeni tarihi dip seviyeye geriledi.
Düzenleyici kurumlar ve mali yetkililer, teknoloji sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle çalışan SVB’nin ve ABD’li bir diğer banka Signature Bank’ın geçen hafta iflas etmesinin ardından olumsuz etkilerin ABD’nin ötesine yayılacağı endişelerini yatıştırmaya çalışsalar da küçük ölçekli kurumların sağlığına ilişkin kaygılar devam etti.
Credit Suisse hisselerindeki %21 değer kaybı Avrupa’nın bankacılık hisselerini de %6’nın üzerinde aşağı çekti.
Geri ödemeler zorlaştı
Dünya genelinde faizlerin hızla tırmanması bazı işletmelerin bankalardan aldıkları borçları geri ödemelerini zorlaştırdı. Ekonomik resesyondan dolayı zarar eden bankaların maruz kaldıkları riskler böylece artmış oldu.
Reuters’a bilgi veren bir kaynak, bankacılık sektöründeki çalkantılara rağmen Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yarın 50 baz puan büyüklüğünde faiz artırımından yana olduğunu ifade etti.
Faiz artırımları nedeniyle ekonominin yavaşlaması ve devlet tahvillerinde gerçekleşen değer kayıpları bankalar üzerinde baskı yaratıyor olsa da kaynak, gelecek yıllarda yüksek seyrini sürdüreceği tahmin edilen enflasyonu düşürmek için bu ölçekte bir faiz artırımı yapılmasının gerekli görüldüğünü belirtti.
Yatırımcılar ise, ABD’deki banka iflaslarının ardından ECB’nin artık 50 baz puan gibi büyük faiz artırımları yapmacağı kanısına kapılmış olsalar da kaynak ECB’nin bu ölçekte bir artırımdan vazgeçemeyeceğini, vazgeçerse kredibilite kaybına uğrayacağını ifade eti.
ABD’de ise tartışma yetkililerin birkaç gün arayla el koydukları SVB ve Signature Bank gibi bankalara benzeyen orta ölçekli bankaların tabi olduğu düzenlemelerin sıkılaştırılması ihtimaline kaydı.
“İstikrar mı yoksa istikrar gibi görünen başka bir şey mi?”
Yatırım bankası NatWest Markets’ın ekonomi ve piyasa stratejilerinden sorumlu baş ekonomisti John Briggs, “Kısa vadede bir miktar istikrar sağladık ancak ben gerçekten bunun istikrar mı yoksa istikrar gibi görünen başka bir şey mi olduğunu bilmiyorum çünkü ABD’de binlerce küçük ve orta ölçekli bankanın mevduat tabanında ne yaşandığını bilemiyorum” dedi.
Moody’s dün ABD bankacılık sistemi görünümünü risklerin artmasını gerekçe göstererek “durağan”dan “negatif”e düşürdü.
Avrupa borsaları işleme başlamadan önce Tokyo borsasının bankacılık endeksi .IBNKS.T üst üste üç gün devam eden yoğun satışların ardından bugün %3.3 yükselmişti.
Japon bankalarının ellerinde yüksek miktarda ABD Hazine tahvili bulunması yatırımcılarda endişe yaratıyor. Ancak Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki, bugün bankaların mevduat yapılarının farklı olduğunu ifade ederek ülke bankalarının SVB’nin iflasına benzer bir durum yaşamayacağını belirtti.
SVB sonrası
İki bankaya el konulmasının ardından büyük kayıplar veren ABD bankacılık hisseleri, özel sermaye fonlarının SVB’nin bazı varlıklarını satın almak istediği yönünde haberlerden destek bularak kayıpların bir kısmını dün telafi etti.
Apollo Global Management APO.N, Blackstone BX.N ve Carlyle Group’un CG.O SVB’nin kredi portföyünü satın almakla ilgilenen fonlar arasında olduğu iddia edildi.
SVB’nin iflasına ve bankaya el konulmasına yol açan olaylar zinciri geçen hafta zararına yaptığı bir tahvil portföyü satışıyla başlamıştı. SVB dün yaptığı açıklamada 1.8 milyar dolar zarar ettiği söz konusu satışı Goldman Sachs’a GS.N yaptığını açıkladı.
SVB’nin İngiltere iştirakini satın alan HSBC’nin yöneticileri, SVB çalışanlarından müşterilerine “mevduatların ve kullandıkları kredilerin güvende olduğu” mesajını vermelerini istedi.
Euro bölgesinde olduğu gibi ABD’de merkez bankası (Fed) faizler konusunda zor durumda bulunuyor. Enflasyonu düşürmek için yapılan faiz artırımlarının devam etmesi ekonomiyi yavaşlattığı gibi bankaların faaliyet koşullarını da zorlaştırıyor. Ancak ABD’de dün açıklanan son enflasyon verileri, fiyat artışlarının azalmak yerine gücünü koruduğunu gösterdi.
Cenevre merkezli banka Lombard Odier’de yatırımlardan sorumlu baş yetkili Stéphane Monier, “Gelen karışık sinyaller Fed’i gelecekte atılacak adımlar konusunda daha temkinli olmak zorunda bırakacak, finans sistemindeki sorunların yayılmasını önlemeye odaklanmasını gerektirecek” dedi.