Türkiye İşçi Partisi (TİP) tarafından Ankara’dan milletvekili adayı olarak gösterilen vergi uzmanı Ozan Bingöl, FOX TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programına konuk oldu.
Seçim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bingöl, vekil adayı ilan edildiği günün üzerinden 24 saat geçmeden eşinin Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki (MEB) görevinden alındığını söyledi.
Bingöl’ün yayındaki açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Küçük bir azınlık mutlu olsun diye büyük çoğunluk yoksullukla, açlıkla sefaletle mücadele etmeye devam ediyor. Daha beter bir veri var elimizde: En zengin yüzde 10’la en yoksul yüzde 10 arasındaki fark 14,2 kat. Artık söyleyecek söz kalmamıştır. Orta direk kalmamıştır zaten.
‘BİLİNÇLİ YARATILAN YOKSULLUK VAR’
Bu sarmaldan çıkmak gerekir. Asgari ücretin artması önemli değil. Sokakta yurttaşla beraberiz. Şunu söyleyen birçok yurttaşa denk geldim: ‘Bundan birkaç sene önce daha mutluyduk, alım gücümüz vardı çünkü.’ Demek ki sadece asgari ücreti artırmak yeterli değil. Halkın alım gücünü korumak gerekir. Maalesef son dönemde bilinçli yaratılan bir yoksulluk var. Soğan 30 lira da olur, et 300 lira da olur. Çünkü sizin tercih ettiğiniz politikalar emekten, üretenden, çiftçiden yana değil, sermayeden yana.
‘İKTİDAR BİR AVUÇ AZINLIĞIN MUTLU OLMASINI TERCİH EDİYOR’
İktidar bir avuç azınlığın mutlu olmasını tercih ediyor. İktidarın ekonomi politikaları, vergi politikaları kimden yana olduğunu gösteriyor. İktidarın artık sosyal adalet, vergi adaleti, gelir adaleti gibi bir anlayışı kalmadı. Geçtiğimiz günlerde doğal gaz yardımından bahsedildi. Yaklaşık maliyetinin 40 milyar lira olduğu söyleniyor. Bugün aylık geliri 200 bin lira olan bir bankanın genel müdürü de aynı doğal gaz yardımından faydalanıyor, 8 bin 500 lirayla, emekli maaşıyla ayakta kalmaya çalışan bir aile de aynı doğal gaz yardımından faydalanıyor.
Burada adaletten bahsedebilir miyiz? Bu kadar basit bir matematik hesabı bile dikkate alınmıyor. Dikkate alınmıyor çünkü; iktidarın artık dar gelirli, asgari ücretli, çiftçi, işçi, memur umurunda değil. 8 bin 500 lirayla bir insanın İstanbul’da nasıl geçindiğini bilimle izah etmek artık mümkün değil.”
‘REKABET EŞİTLİĞİNDEN BAHSEDEBİLİR MİYİZ?’
Seçim çalışmalarındaki adaletsizliğe de dikkati çeken Bingöl, “Bu seçimde adil bir yarıştan, rekabet eşitliğinden bahsedebilir miyiz? Bir tarafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı var altında makam arabaları, kamu kaynakları, hazine yardımları, hesapsız makam harcamaları, bir tarafta da canla başla yürüttüğümüz bir mücadele var. Ama biz bir tek şeye inandık; halkın vicdanına, halkın iradesine ve halkın oyuna” ifadesini kullandı.
‘EŞİMİN BAKANLIKTAKİ GÖREVİNE SON VERİLDİ’
Bingöl, Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili adaylığının açıklanmasının üzerinden 24 saat geçmeden eşinin Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki görevine son verildiğini söyledi:
“Benim Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili adaylığım açıklandığı gün, üzerinden daha 24 saat geçmeden eşimin bakanlıktaki görevi sonlandırıldı. Milli Eğitim Bakanlığını tarikatlara, cemaatlere teslim edenler, 6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesine göz yumanlar benim adaylığım açıklandıktan sonra daha 24 saat geçmeden eşimin bakanlıktaki görevini sonlandırdılar.
Burada adil rekabetten söz edebilir miyiz? Sorumlu olanlar şunu bilsinler ki; biz korkmayacağız, sinmeyeceğiz, çalışmaya devam edeceğiz. Şunu da unutmasınlar: Ben korkuyu 12 yaşında Madımak’ta bıraktım zaten. Bunun hesabı da zamanı geldiğinde sorulacak. Bürokratlar 85 milyonun bürokratı değil artık. Belli bir siyasi partinin bürokratı haline gelmişler. Bunlar da bir kenara atılıp unutulmayacak.”