Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te, Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare’nin PKK’lı teröristlerle çatışmalarda tahrip olmasına tepki göstermek amacıyla basın açıklaması yaptığı sırada, teröristler ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada başına isabet eden mermiyle yaşamını yitirdi.
Tahir Elçi’nin ölümüne ilişkin firari PKK’lı terörist Uğur Yakışır’ın ‘olası kastla ölüme sebebiyet verme’ suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle, olayın meydana geldiği gün görevli olan tutuksuz sanık polisler S.T., F.T. ve M.S.’nin ise ‘bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ten 3’er yıldan 9’ar yıla kadar hapisle yargılandığı davada, 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi bir önceki celsede dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenmesine karar verdi.
Ancak, mahkeme 19 Eylül’de yaptığı ara celsede bu kararından vazgeçti. Bunun üzerine kente gelen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Şırnak, Batman, Şanlıurfa ve Siirt barolarının yöneticileri, Diyarbakır Barosu ile adliye önünde toplanarak karara tepki gösterdi.
Dilekçe Sunarak Kendilerini Reddettiğimizi Bildirdik
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin son olarak 19 Eylül’de avukatların haberi bile olmadan ara celsede bu kararı aldığını belirterek, “Mahkeme gerçekleştirdiği skandallar zincirine yeni bir halka ekledi.
Karara imza atan yargıçların, bu davadan derhal el çekmesi gerektiğini çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Bilindiği üzere, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu cinayetin bir siyasi suikast olduğunu çeşitli olarak defalarca kamuoyu önünde dile getirmişti. Bu beyanları nedeniyle, Davutoğlu’nun duruşmada dinlenmesini defalarca talep ettik. Mahkeme 15 Haziran tarihli celsede bir kere daha dile getirilen bu talebi kabul etmiş, Davutoğlu’nun 23 Kasım’da celsede dinlenmesine karar vermişti. Ancak, 19 Eylül’de ara celse ile mahkeme çoğunluğu Davutoğlu’nun dinlenilmesi yönündeki kararı geri almıştır.
Bu karar yüz kızartıcı bir skandal niteliğindedir. Her şeyden önce bu kadar önemli bir davada katılan vekilleri dışlanarak hüküm tesis edilmesi kabul edilemez. Arada ne olmuştur da mahkemenin çoğunluk üyeleri kendi kararlarından geri dönmüşlerdir? Bu nedenle bugün bir dilekçe sunarak kendilerini reddettiğimizi bildirdik. Mahkemenin çoğunluk üyeleri ile dava arasında asla telafi edilmesi mümkün olmayan bir doku uyuşmazlığı ortaya çıkmıştır” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da “Tahir Elçi’nin katilleri ortaya çıkartılıp en ağır cezayı alana kadar aynı noktada durmaya devam edeceğiz. Bu yargılamanın soruşturma ve kovuşturma aşamalarının başından sonuna hukuksuzlukla devam ettiğini defalarca kez izah etmeye çalıştık huzurlarınızda. Ancak mahkemenin aldığı son karar aslında süreci tüm çıplaklığıyla ortaya çıkartmıştır. Bir tanığın dinlenmesi kararı verildikten sonra taraflar orada bulunmadan hiçbir gerekçe gösterilmeden o tanığın dinlenmesinden oy çokluğuyla vazgeçilmiştir.
Tahir Elçi’nin cinayetinin siyasete alet edilmesine müsaade etmeyeceğiz. Tahir Elçi’nin katillerinin ortaya çıkarılmasında başka kaygıların bunu engellemesine müsaade etmeyeceğiz. İstedikleri kadar bizi hukuksuzluğun aparatı yapmaya çalışsınlar. Dün de buradaydık, bugün de buradayız, yarın da o katiller ortaya çıkartılıp hak ettiği cezaya çarptırılana kadar Diyarbakır Barosu’nun yanında meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.