Çağan Atakan Arslan ve Serap Korkmaz, 2017 yılında evlendi. Çiftin bu evlilikten Leon Aslan Arslan adında erkek çocukları bulunuyor. Avatar Atakan ve eşi Serap Korkmaz, son zamanlarda sosyal medyanın ve magazin gündeminin gözde isimlerinden oldu. Sık sık birlikte gönderi paylaşan çift, aşk dolu pozlarıyla gündeme gelmişti.
Mutlu karelerini takipçileriyle paylaşmayı ihmal etmeyen ikili, birbirinin gözlerine bakarak ve sarılarak poz vermişti.
2016 yılında katılığı Survivor yarışmasını şampiyon tamamlayan Çağan Atakan Arslan, 2022 All Star sezonunu 9’uncu olarak tamamlamıştı.
“Adaptasyon süreci yaşıyorsunuz”
Survivor’dan elendikten sonra Türkiye’ye ailesinin yanına gelen Atakan Arslan, hala adaptasyon sürecinin devam ettiğini belirterek, “Adada uzun süre kalınca döndüğünüzde her şey çok kolay olmuyor. Bir adaptasyon süreci yaşıyorsunuz. Ben de hala o süreci yaşıyorum” demişti.
Duygusal anlar yaşadı
‘Avatar’ lakabı ile tanınan milli boksçu Atakan Arslan, Bana Göre TV’de yayınlanan Katarsis programında Uzman Psikolog ve yazar Gökhan Çınar’ın konuğu oldu. Avatar Atakan, tüm kırılma noktalarıyla hayat hikayesini anlatırken duygusal anlar yaşadı. Anlattıklarıyla izleyenleri de duygulandıran Atakan Arslan, çocukluğunun sevgisizlikle geçtiğini ve anne babasıyla da görüşmediğini de söyledi.
“Yarısı madde bağımlısı ya da cezaevinde”
Avatar Atakan programda şunları söyledi:
“Beni kurtaran ve yok olmamı engelleyen şey spordu. Bir şeylerden kaçmaya kurtulmaya ve başka yerlere atmaya inanç olması gerekiyor şampiyonluğu yakalaması için. Benim doğup büyüdüğüm yerdeki arkadaşlarımın yarısı ya madde bağımlısı ya cezaevinde ya da bu tarz işlerle ilgileniyor. Bunun bedelini fazlasıyla ödedim. Sıfır noktasından yine sıfır noktasına geldim. Hayat herkese nazik davranmıyor bize de davranmadığı gibi.”
“Sofrada tuz yok diye annem dayak yerdi”
Atakan sözlerine şöyle devam etti:
“Kadıköy’de doğdum. Çocukluğum 7 yaşından sonra pek sarmadı. Hem babannem dedemlerle, hem de annemlerle beraber büyüdüm. Hatırladığım şeyler genelde şiddetle kavga gürültüyle alakalı. Şiddetle alakalı sevgisizlikle alakalıydı. Evde mutlu bir an pek hatırlamıyorum. Bunlar bende hep travma olarak kaldı. ‘Sofrada niye tuz yok’ diye annem dayak yerdi. Yüksek şiddetin olduğu bir ailede büyüdüm. Babamla görüşmüyorum, iyi diyemeyeceğim. Çok uzun süre sonra bir kere görüştüm o zaman ağlamıştım ama sonra yine o hissiyat kayboldu. Belki bir insanla beraber büyümeniz gerekiyor, bu olmayınca o sıradan bir insan gibi oluyor.”
“Yıllar sonra annemi gördüğümde saatlerce ağladım”
“Anne baba olana ehliyet verilmeli yoksa biz travmalarla dolu bir toplumuz” diyen Arslan şöyle devam etti; “Babam eve gelsin istemezdim, seyahate giderdi dönsün istemezdim. Annemi de yıllar sonra gördüm. Ben gittim bir Anneler Günü’nde. Merak ettim bu kadar yıldır görüşmedik neler oluyor diye. Duygu boşalması yaşadım, çok ağladım. Sanki ona da kendime de haksızlık yapıldığını düşündüm o an. 2-3 saat ağlamışımdır neden böyle oldu diye. Kendimi bir yabancı yanında hissettim, bir boşluk benim için çok bir şey hissetmiyorum. Mutlu bir aile içinde büyümüş olsam başka şeyler olabilirdi, farklı hissedebilirdim kendimi.”