Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde “Sürdürülebilir Tarım ve Tarımda Markalaşma” temasıyla düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’nda konuşuyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Ankara’da bir araya geldik, kucaklaştık. Türkiye’nin tarımda son 21 yılda nereden nereye geldiğini detaylı bir şekilde ortaya koyduk. Ülkemizde muhalefetin ezberi olan ‘tarım bitti’ ezberinin ne kadar temelsiz, gerçek dışı olduğunu rakamlarla ispat ettik. Saman ithalatı söylemi, tarım sektörünün tüm paydaşlarına yapılmış bir hakarettir. Türkiye bunun üzerinden muhalefeti artık geride bırakmalıdır. Eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor. Eleştiren ama daha yapıcı anlayış ülkemiz için daha faydalı olacaktır.
Elbette her şey güllük gülistanlık diyemeyiz. Tarımsal girdi fiyatlarındaki artış, buna benzer sorunlarımız var. Kırmızı ve beyaz et fiyatlarında dalgalı hareketleri yok sayamayız. Gübre fiyatlarındaki artıştan farklı alanlardaki şikayetlere kulaklarımızı tıkayamayız. Amacımız güçlü ve zayıf yanlarımızı en doğru biçimde tespit etmektedir. Tarımda da durum farklı değildir. Burada da çözüm odaklı bakış açısı ile hareket ediyoruz. Tarımda biz hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Herkesin eleştirisine, önerilerine sonuna kadar açığız. Yeter ki tarım konusu ezberlere ve önyargılara kurban edilmesin.
Sömürü düzeni halen devam ediyor. Aynı kavganın tarım alanları, su ve gıda için verileceği anlaşılıyor. Birçok gerilimin altında su kaynakları anlaşmazlıkları yatıyor. Türkiye’nin gayretleri ile hayata geçirilen Karadeniz Girişimi olmasaydı birçok yerde kıtlık yaşanacaktı. On binlerce insan hayatını kaybedecekti. Biz buna kayıtsız kalamazdık ve kalmadık. Toplam 33 milyon ton tahılın boğazlarımızdan güvenli geçişini sağlayarak durumun iyice kontrolden çıkmasına engel olduk. Tarımın önemi azalmayacak, daha da artacak. Her yeni küresel kriz, gıda üretimi ve tedarikinin ne kadar stratejik bir alan olduğunu teyit etti. Bölgesel riskler arttıkça rekabet kızışacak ve daha da kanlı hale gelecek. Bizim hazırlık yapmamız gerek. Diğer türlü ciddi sıkıntılarla karşılaşmaktan kendimizi kurtaramayız.”
AYRINTILAR GELİYOR…