Cumhur İttifakı adayı Sinan Oğan’ın satır başları şu şekilde;
“Bu ülkenin eğitim sistemini, bakandan bakana değişen eğitim sistemine son vereceğiz. Devlet politikası olacak.
İnsanlar tweet atmaktan korkuyor. İnsanlar fişlenmekten korkuyor. Biz bunu imza sürecinde yaşadık. “İmza atarsan, fişlenirsin” siz nasıl insanların anayasal hakkına karışırsınız?
Bizim arkamızda devlet imkanları, havuz medyası yok.
Bugün İçişleri bakanlığı Süleyman Soylu’nun çiftliği haline gelmiştir. Onu destekleyen gazetecilere araçlara tahsis ediliyor. Bitireceğiz, devlet makamları çiftlik değildir. Hele Süleyman Soylu’nun hiç değildir.
Siyasetimizin temelinde üretkenlik olacak, Türkiye’yi rant işgalinden kurtaracağız. Çocukluğum tarlada geçti, hayvanların içinde yaşadım. Beton ekonomisini bitireceğime söz veriyorum.
Yeşil bir Türkiye’yi beraber kuracağız. Biz Türk milliyetçilerinin meşhur bir türküsü vardır “Irmağının akışına ölürüm Türkiyem” diye… aynı hassasiyeti ırmaklarımız yok edilirken göstereceğiz. Aynı hassasiyeti HES yapılırken, tarlalarımız betona boğulurken de göstereceğiz
Deprem bölgesine gittiğimde, sahada tarlalara yapılan dere kenarına yapılan bütün evler yıkılmış. Hiçbir kurala uyulmamış, Namuslu vatandaş kaçak ev yapmazken sen kaçak evlere af verdin. Kaçağa af yok, 50 binin üzerinde insanımız öldü .Türkiye bu nedenle kanunlar ülkesi haline gelecek.
Cumhuriyetin 100. yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna oturan kişi Mustafa Kemal’in çizgisinde olacak.
Sokakta vatandaşın derdi depremdir, ekonomidir, liyakattir, eğitimdir. Türkiye’yi rayından çıkmış bir trene benzetiyorum. Türkiye’yi yeniden tüm kurum ve kuruluşlarıyla rayına oturtacağız. Üretime dönük bir programla halkın karşısındayız.
Ben çiftçi çocuğuyum, Türkiye kadar iklim çeşitliliğine verimli topraklara sahip çok az ülke vardır ancak saman ithalat ediyoruz. Bir bakan dedi ki, “Paramız var ki alıyoruz” bre gafil, pandemide para ne işe yaradı?
Çiftçilerimizi destekleyeceğiz, köy okullarının yeniden açıldığı o anlara şahit olacağız. Ne mutlu Türküm sözünden korkanların, andımızı okutmaktan geri duranların Türkiye’si bitecek. Andımızı geri okutacağız. Kürtlerle aynı sırada oturdum, Doğudaki sorunlarını biliyorum, terörü buradan çekip aldığımızda geriye kardeşlik hukuku kalacağını en iyi ben biliyorum. Terörü bitireceğiz.
Sinan Ateş cinayeti hem camiamızı hem Türk siyasetinin en menfur cinayetlerinden biri. Üstü örtülmeye çalışıyor. Babasını ziyaret ettiğimde dediler ki, “Oğlum senin de adın Sinan, seni de çok seviyoruz. Biz sana çok dua ettik, inşallah sana bişey olmaz, biz sana bişey olamasın diye dua ederken evladımız Sinan Ateş’i verdik. Evladımız Sinan’ı evladımız Sinan’a verdik”. Devletin kuralı neyse o olacak, mafya düzenini bitireceğiz.
Nasıl bir dünya lideriyse yapayalnız… Vatandaşının pasaportu gümrükte değer görmeyen bir dünya lideri olmaz. Dünya lideri, vatandaşı dünyanın nereye giderse gitsin saygın karşılanmasıyla olur.
Ben ülkemizin İHA-SİHA teknolojisinde geldiği durumdan memnunum. Bunu daha da ileri götüreceğimize söz veriyorum. Türkiye’nin başta motor ve çip sanayisinde ileriye gitmesi gerektiğinin farkındayım. Bu kapasite ATA ittifakının ekibinde mevcuttur.
Bu cebellüt iktidardan ve beceriksiz muhalefetten kurtulmak isteyen vatandaşımız, elindeki telefonun değerini iyi bilsin. Bu medya ambargosunda size en doğru haberi veren tek yer.
Bundan sonra kendi kaynaklarını öncelikle vatandaşına sunan, sığınmacıları 1 sene içerisinde ülkelerine gönderen bir Türkiye’yi yaşayacağız.”