Hizmet sektöründe çalışıyorsanız, muhtemelen “Çekiçle nereye vuracağını bilmek” hikayesini duymuşsunuzdur.
‘Büyük bir fabrikanın önemli bir makinesi bozulur ve kimse tamir edemez. Uzman bir tamirci çağrılır, o da kısa bir incelemenin ardından tek bir çekiç darbesiyle makineyi çalıştırır. Tamirci işini bitirince 1000 TL’lik bir fatura keser. Fabrika sahibi şaşkınlıkla “Sadece bir çekiç darbesi vurduğun için mi bu kadar para istiyorsun?” diye sorar. Tamirci gülümseyerek cevap verir: “Çekiçle vurmak 1 TL, nereye vuracağımı bilmek ise 999 TL.”
Çok sevdiğim anekdotlardan biridir bu hikaye. Hizmet sektöründe verilen emeği en iyi ifade eden hikaye olabilir. Verilen emeğin bazen nasıl küçümsendiğini ve işin arkasındaki bilgi birikiminin, tecrübenin, görünmez emeğin nasıl göz ardı edildiğini mükemmel bir şekilde anlatır. Bilginin para değeri olduğunu gösterir. Benzer bir durumu geçen gün evimde yaşadım. Nereden olduğu belli olmayan bir su kaçağı yüzünden duvarım kabarmıştı. İşini iyi yaptığı söylenen bir ustaya ulaştım. Nereden veya neyden kaynaklandığını bulmak ve neler yapılması gerektiğini tespit etmek için 1000 TL istediğini söyledi. Tamir etmek için değil, sadece sorunu bulmak ve eve gelip gitmek için. Siz de yaşamışsınızdır, son yıllarda hemen hemen tüm ustalarda ve tamir işlerinde sistem bu şekilde çalışıyor. Ben bu durumu destekliyorum. Ayırdığı zamanı, bilgiyi ve emeği önden satıyor. Açıkçası bunu söyleyen kişiye de güvenim daha çok oluyor. Sorunu tespit edeceğine inancım artıyor.
Farklı hizmet sektörlerinde farklı yaklaşımlar olabilir ama bizde bazen sadece dilekçe yazmaya para alındığını düşünüyorlar (bence kurumsal yapısı oluşmamış firmalarda). Oysaki para hangi dilekçenin yazılacağına, nasıl işlem yapılacağına, işlemin sonucu gelene kadar takip edilmesine, bununla ilgili kullanılan programa ve bunun için çalışan personele alınır. Yine bazı kişiler tarafından basitmiş gibi algılanan durumlardan birisi; Marka Araştırması. Marka araştırması; marka araştırmasını yapmak, duruma göre riskleri görmek, görüş sunmak ve öneride bulunmayı kapsar. Marka başvurusu için talep edilen bedelin içindeki hizmetlerden biridir aslında. Yani daha anlaşma yapılmadan hizmet verilmeye başlanır. Ve deneyimle bağlantılı olarak doğru başvuru yapılması sağlanır. Üzerine yapacağınız yatırımla ilgili bir öngörüş belirtir. Biz kendimiz baktık böyle bir marka yok zaten diyen pek çok başvuru sahibinin markasının benzerine rastlanmaktadır. Muhtemelen bundandır, patent ofisi olmadan yapılan başvuruların yaklaşık yüzde 80’i ret olur, ret olmayanlar da sonrasında takip edilemediği için iptal olur.
Hizmet sektöründe faaliyet gösteren uzmanlar, danışmanlar, tasarımcılar, yazılımcılar veya diğer profesyoneller, yalnızca fiziksel işin kendisiyle değil, o işi yapabilmek için yıllar boyunca edindikleri bilgi ve tecrübeyle de değerlendirilmelidir. Gözüken net maliyeti olmamasına rağmen sadece verdiği hizmet için alınan bedeller vardır. Aynı iş yapılıyor gibi gözükse bile hizmet kalitesi ve deneyimi arttıkça fiyatta aslında ona göre artar.
Çekiçle vurmanın sadece birkaç saniye sürmesi gibi, hizmet sektörü profesyonelleri de kimi zaman hızlı ve “basit” çözümler sunabilirler. Ancak çözümün basitliği, o çözümü bulabilmek için arka planda biriken bilgi birikiminin basit olduğu anlamına gelmez.
Aslında her hizmetin görünmeyen maliyetleri vardır. O çekiç darbesi, tamirci için küçük bir eylemdir, ama o darbeyi doğru yere vurabilmesi işletmeler için çok kıymetli sonuçlar doğurur. İyi haftalar.