Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezindeki haftalık toplantıda konuştu. Gündeme dair gelişmeleri değerlendiren Karamollaoğlu, iktidara yüklendi.
Konuşmasında, partinin Genel İdare Kurulu üyesi Sedat Cengiz’i anarak başlayan Karamollaoğlu, “Bu böyledir; biz ömrümüz boyunca inandığımız yolda yürür ve inandığımız yolda da ölürüz” dedi.
SİNAN ATEŞ AÇIKLAMASI
Ankara’da öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’e dair konuşan Karamollaoğlu şöyle konuştu:
“Cumhuriyetimizin 100. yılında hâlâ ne yazık ki siyasi cinayetleri konuşuyor olmak ise üzüntü, endişe ve utanç vericidir. Geçtiğimiz hafta, başkent Ankara’nın orta yerinde, öğle saatlerinde bir siyasetçi, bir akademisyen, 2 küçük kız çocuğu babası, Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş maalesef katledildi.
Sebebi ne olursa olsun, bir insanın böyle alçakça sokak ortasında infaz edilmesi kabul edilemez. Hayatının hiçbir döneminde bizimle aynı siyasi anlayışı benimsemeyen bu genç insanın öldürülmesi ve ardından soru işaretleri uyandıran büyük bir sessizlik karşısında üzgün ve şaşkınız. Ama ne yazık ki yetkililer suskun!
Sivas’tan hemşehrim, özellikle 28 Şubat dönemindeki dik duruşuyla hatırlayacağımız ve hep hayırla yâd ettiğimiz, merhum Büyük Birlik Partisi Lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü üzerindeki soru işaretleri hâlâ giderilmemişken; 2023 yılında hâlâ bir sis ve suskunluk perdesinin gerisinde böyle vahim bir hadiseyi konuşuyor olmaktan dolayı çok üzgünüz. Ülkücü kardeşlerimizin acısını paylaşıyor, merhuma bir kez daha Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyor; olayın tüm yönleriyle aydınlatılması gerektiğini ifade ediyoruz; aslında işaretler belli, İçişleri Bakanlığı olayı en ince detaylarına kadar incelemeli ve kamuoyunu bilgilendirmelidir, gecikilmemelidir.”
‘HER HAFTA SÖZDE YENİ BİR MÜJDE’
“İktidarın ömrünü uzatmak için her hafta sözde yeni bir müjde açıklamaya devam ettiğini” söyleyen Karamollaoğlu, “Sürekli olarak Mart-Nisan aylarında devreye alınacak projelerin duyurusu yapılıyor” dedi ve şöyle devam etti:
“Maalesef, özellikle ekonomide öngörülemez bir dönem inşa eden Ak Parti iktidarı, şimdilerde artık yeni bir tarihi dillerine doladı.
-“Enflasyon ne zaman düşecek?” diye soruluyor; cevap Mart-Nisan-Mayıs!
-“TOGG ne zaman yollarda olacak?” diye soruluyor; cevap aynı!
-“Madem bu kadar gaz buldunuz, peki ne zaman kullanıma alacaksınız?” diye soruyoruz; cevap yine aynı.
-“Peki, EYT’liler ilk maaşlarını ne zaman alacak?” diyoruz; “Eh işte, Nisan gibi diyorlar.”
Çok net ifade ediyorum; aslında bu sorulara “seçimlerden hemen önce” diyemedikleri için, “biz hayal satıyoruz, tek derdimiz seçimleri kurtarmak” diyemedikleri için işte böyle lafı eğip, büküyorlar!”
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
İŞ İŞTEN GEÇTİ: Tıpkı koskoca bir dönem gezip tozan, yatıp uyuyan ve ancak sınavdan bir gün önce sınavda hiçbir şey yapamayacağını idrak edip, son gece ve son dakikalarda çırpınmaya başlayan bir öğrencinin telaşına kapılmış durumdalar… 20 yıllık bir uykudan, şimdi panikle uyandılar ama iş işten geçti!
Bugüne kadar yaptığımız uyarılara kulak asmayan, tüm muhalif partileri “iç-düşman” kategorisinde değerlendiren iktidar, kaybedeceğini şimdi anladı; ne yaparsa yapsın sonucu değiştiremeyeceğini ise çok kısa bir süre sonra yaşayarak görecek ve anlayacak! Anlayacaklar; bir bardak suyla koskoca bir yangının söndürülemeyeceğini! Anlayacaklar; kanserin aspirinle tedavi edilemeyeceğini! Anlayacaklar; 20 yıllık bir uykunun verdiği uyuşukluğun 3-5 ayda üzerinden atılamayacağını! Ve anlayacaklar; zaman artık değişim ve yeni bir başlangıç zamanıdır! Yine anlayacaklar ki; ülkesinin ve vatandaşlarının problemlerini çözmeyi değil de sadece seçimleri kazanmayı, koltuklarını korumayı önceleyen bir iktidar eninde sonunda kaybetmeye mahkumdur!
MUHTAÇ BİR İKTİDAR: Ak Parti iktidarı, başarısızlıkları konuşulmasın diye sürekli suni gündem oluşturup, olmayan başarılarını da büyük başarılar elde etmiş gibi takdim etmeyi huy edindi. Baz etkisiyle artış hızı düşen enflasyon rakamlarıyla, “enflasyonu düşürdük” diye övünemezsiniz! Dış ticaret açığı rekor kırarken; sadece ihracat rakamları üzerinden başarı hikayesi anlatamazsınız! TÜİK marifetiyle milyonların hakkına girmenize rağmen, “maaşlara şu kadar zam yaptık” diye eksik verdiğiniz enflasyon farkını dahi maaşlara zam yapılmış gibi göstererek bu işten kurtulamazsınız! “IMF’ye borcumuzu bitirdik” diye övünürken, diğer taraftan başta Rusya olmak üzere, Katar ve Suudi Arabistan’dan gelecek birkaç milyar dolara muhtaç hale düşmüş bir iktidarla karşı karşıyayız!
ESAS REKOR BURADA: Evet, ihracatta yıllık bazda bir artış var ve bu bir rekor. Ama madalyonun öteki yüzünü görmek istemiyorlar. 2022 yılında ihracat bir önceki yıla göre %12,9 artarak, 254 milyar 210 milyon dolara yükselmiş. Ancak ithalat da, % 34,3 yükselişle 364 milyar 395 milyon dolara çıkmış Böylece, dış ticaret açığı 110,2 milyar dolara ulaşmış! Dış ticaret açığı, bir önceki yıla göre %138 artış göstermiş. İşte esas rekor burada! Bu rakamlarla dış ticaret açığında Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmış oldu. 2021 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı %83 iken, 2022 yılında bu oran %70 seviyesine geriledi. Bu, hep açık veriyoruz demektir. Bu arada, 11 yıl önce bu yıl için vaat ettikleri ihracat hedefinin de 500 milyar dolar olduğunu da hatırlayalım. Diğer taraftan Merkez Bankası rezervleri de ekside, yani kasanın dibi delindi! Ve sadece önümüzdeki bir yıl içinde ödenmesi gereken borç tutarı 185 milyar dolar! Şimdiden çok net ifade ediyoruz; önümüzdeki günlerde anlatacağınız masallara bizim de karnımız tok, milletimizin de; bilesiniz! Enflasyonda sınıfta kaldınız, dış ticaret dengesinde sınıfta kaldınız, borç ve faiz ödemelerinde sınıfta kaldınız, çalışanların gelir-gider dengesinde sınıfta kaldınız! Oluşturduğunuz bu iklimde, maddi ve manevi olarak, vatandaşlarımıza “nefes alacak bir alan” bırakmadınız!
VATANDAŞ GÖRÜYOR: Adalet ve ekonomi konuları başta olmak üzere, eğitim, sağlık, tarım, hayvancılık, çalışma hayatı ve diğer tüm alanlarda büyük bir tıkanmışlıkla karşı karşıyayız. Üretim çarkları değil, algı çarkları dönüyor! Gerçek gündemler değil, suni gündemler konuşuluyor! Rakamlarla oynanıyor! Göz göre göre milyonların hakkı gasp ediliyor! Sözde aylık enflasyon %1,18, yıllık enflasyon da %64’müş! Buna TÜİK’in kendi çalışanları bile inanmıyor! Geçen ay 10 liraya aldığımız bir ürün, bu ay 11-12 lira mı Allah aşkına? Geçen yıl 100 liraya aldığı bir ürünü, şimdi 165 liraya alabilen bir Allah’ın kulu var mı? Her bir üründe en az 2-3, bazılarında 4-5 katlık bir artış var! Kimi kandırıyorsunuz? Vatandaşlarımız, geçen sene ödediği kira ve faturaların tutarı ile bu yılın tutarları arasındaki devasa farkı yaşayarak görüyor. Geçen sene 500 liraya doldurduğu alışveriş sepetini bu yıl 1500 liraya dolduramadığını biliyor! Geliri sadece 1 kat artarken, giderinin en az 2-3 kat arttığını görüyor, biliyor!
VERGİLER ARTIK CEP DEĞİL, CAN YAKIYOR: Devletin alacaklarındaki artış oranlarına bir bakın! Vergiler, cezalar, harç bedelleri artık sadece cep değil, can yakıyor! Bırakın araba almayı, arabanın yakıtını karşılamayı; var olan bir arabayı kapının önünde, kaldırımda bekletmenin bile bedeli karşılanamaz hale geldi. Vergi, sigorta, muayene ücretleri derken; en uygun modellerin bile yıllık gideri 5-10 bin lirayı buluyor.
Özellikle araç muayene istasyonları, adeta “resmî soygun istasyonları”na dönüştü. Hiçbir işlem yapılmayan ve toplamda 10 dakika bile sürmeyen muayeneler için alınan ücretler, bu yıl rekor düzeyde zamlanarak 1000 lirayı geçti. Bu soygun değil de nedir? Bir tarafta ücretlere yapılan %15, 20, hadi bilemedin 30 zamlar için alkış bekleniyor; fakat diğer taraftan %100’ün üzerinde zam gelen harçlar, daha doğrusu artık haraçlar diyelim, hiç konuşulmuyor! İlaçlara gelen zamlar konuşulmuyor, ilaç yokluğu konuşulmuyor, hastalıkların yaygınlaştığı şu kış günlerinde en basit bir ilacı bile alamaz hale gelen yüz binlerce insanın durumu konuşulmuyor!