İşte Adım Farah’ın minik yıldızı Rastin Paknahad’ın Yeni Çağrı’dan Gizem Yıldız’a verdiği o röportaj:
Merhaba Rastin, Adım Farah dizisinin minik yıldızı. Biraz senin dünyanı tanımak istiyorum. Rastin’in dünyasını bana anlatır mısın?
Ben yemek seçerken çok seçiciyimdir. Pişmiş soğan hiç sevmem, yemeklerin içine bakar, öyle yerim. Bir karar verince olana kadar beklerim, olması için elimden gelen her şeyi yaparım. Bir araba koleksiyonum var. 200 tane arabam var. Arabaları çok seviyorum, ama uzun yolculuklarda araba benim midemi bulandırıyor. Resim çizerken, bir şeyler üretmeyi çok seviyorum. Bilgisayar oyunlarını oynamayı seviyorum. Evde vakit geçirmeyi daha çok seviyorum. Babam çok sakin bir çocuk olduğumu söyler, ama ben öyle düşünmüyorum. Babamla çeşitli konularda çok konuşuruz ve sorularıma hep ondan cevap alırım. Koşmayı çok seviyorum. Dinozorlarla ve onlara ne olduğuyla çok ilgileniyorum ve her zaman onlar hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorum. Çok sevdiğim bir araba satın almak için para kazanmak istiyorum.
Ekran önünde usta oyuncularla birlikte oynuyorsun, nasıl geçiyor set günleri?
Güzel ve eğlenceli geçiyor, ama bazen çok zor geçiyor. Çok yoğun çalışıyoruz. Onun dışında sette oyunlar oynuyoruz. Oyuncu koşumla birlikte oyunlar oynuyoruz. Demet (Özdemir) ablam ve Engin (Akyürek) ile çok vakit geçiriyoruz. Birlikteyken eğleniyoruz. Onlarla birlikte, böyle bir projenin içinde olduğum için çok mutluyum. Yönetmeniz Recai Karagöz’ü çok seviyorum. O çok iyi kalpli bir yönetmen, birlikte sahnelerimi izliyoruz. Onunla çalıştığım için çok şanslıyım. Babam her zaman senden daha yaşlı ve tecrübeli eski oyunculara saygı duymam gerektiğini söyler ve bu konuda beni çok uyarıyor. Tabii diğer oyunculara da saygı duymaya çalışıyorum. Ama pek çok büyük oyuncu tanımıyordum. Ama şimdi en iyi Türk oyuncularla oynuyorum ve mutluyum
Setleri seviyor musun?
Evet, seviyorum. Yağmur yağdığı zaman sevmiyorum, çünkü dışarı çıkıp hava almak istiyorum, ama çok soğuk oluyor. Farklı yerlere gittiğimiz için her gün benim için heyecan verici. Farklı insanlarla tanışıyorum, yeni arkadaşlar ediniyorum ve bu büyük ailenin bir parçası olduğum için mutluyum.
Adım Farah dizisinde Balon hastası bir çocuğu canlandırıyorsun. Giydiğin astronot kıyafetleriyle oynamak zor mu?
Zorlanıyorum. Kaskın içinde çok zor nefes alıyorum. İnşallah iyileştiğim zaman kaskla oynamak zorunda kalmayacağım, ama sıra dışı olduğu için bu elbiseyle çalışmak benim için zor; özellikle koşmak ve düşmek zorunda kaldığım yerler. Ama o camın arkasından garip bir his duyuyorum ve bu hastalıkla gerçekten mücadele eden çocuklara sağlık ve şifa diliyorum.
Oyunculuğu seviyor musun? Hem çocuk olup hem de başka çocukların hikayesini oynamak seni mutlu ediyor mu?
Oyunculuğu seviyorum, şimdi diziden dolayı insanlar beni daha çok tanıyor. Onlarla sohbet etmeyi çok seviyorum, ama bazen sıkılıyorum. Dünyanın en zor işlerinden birini yaptığımı biliyorum ama benim için zevkli.
Kerimşah’ın hikayesini seviyor musun?
Kerimşah olmayı seviyorum, ama onun hikayesini oynamak çok zor. Çok ağlayan, hüzünlü bir çocuk. Ben Rastin olarak daha mutlu bir çocuğum, ama Kerimşah’ın hikayesi beni çok hüzünlendiriyor. Kerimşah gibi olmasam da bu karakteri oynamak benim için hem zor hem de güzeldi.
Okul nasıl gidiyor? En çok hangi dersi seviyorsun?
Şuan set yoğunluğundan dolayı okula ara verdim. En sevdiğim ders Matematik, Türkçe ve Hayat Bilgisi. Ben ezber yapmayı çok seviyorum. Bazen diğer oyuncuların diyaloglarını da ezberliyorum, çünkü yaptığım işi çok seviyorum.
Söyle bakalım Rastin, yaramaz bir çocuk musun?
Tek başıma oyun oynamayı da çok seviyorum. Bence yaramaz bir çocuk değilim. Çünkü ne babamdan ne de annemden benim yaramaz bir çocuk olduğumu hiç duymadım. Huzuru severim ve kimsenin huzurunu bozmam.
Ailenin içinde oyunculuk yönetmenlik ve yazarlıkla uğraşan baban ve ablan var. Sen ailenden dolayı mı oyuncu olmak istedin?
Babam bana çok destek oluyor. Babam yönetmen olmasaydı ben o kadar iyi oynayamazdım. Ablam bana çok destek oluyor, benden daha deneyimli olmasına rağmen her zaman yanımda oldu ve beni cesaretlendirdi.
Bana biraz aileni anlatır mısın?
Babam yazar ve yönetmen. Kendisi İran Türklerinden ve annem avukat, ablam da benim gibi oyuncu. Yıllar önce ben hayatta değilken Türkiye’ye geldik. İstanbul’da doğdum ve burada yaşıyoruz. Ve ben kendimi bir Türk olarak görüyorum.
Ailende en çok kimi seversin? En çok kiminle anlaşırsın?
Ailemi çok seviyorum, ama en çok babamla vakit geçiriyorum. Babam yönetmen olduğu için sette de benim yanımda. Bazen babam gelemediğinde annemle birlikte de sete giderim. Annem de bana çok yardımcı oluyor ve yanımdadir. Ablamla çok oynuyoruz ama bazen kavga ediyoruz.
Çok kısa zamanda insanlar seni çok sevdi, sosyal medyadan sana yazan birçok fanın var. Onların yazılarını okuyor musun?
Bazen annem, bazen de babam okuyor. Birçok ülkeden mesaj yolluyorlar, hepsine cevap yollamaya çalışıyorum. Bazen sette olduğum için ve herkese cevap verme imkanım olmadığı için olmuyor. Ama insanların tüm bu sevgisi ve şefkati benim için çok çekici ve bana iyi bir his veriyor. Hepsine teşekkür ediyorum ve onları da seviyorum.
Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Hem oyuncu hem de mimar olmak istiyorum, çünkü kafamda tek tek inşa etmek istediğim çok şey var. Babama, ona çok beğeneceği çok güzel bir villa yapacağıma söz verdim.
Kaynak: Yeni Çağrı-Gizem Yıldız