Ulusal24 Haber Merkezi
Bir önceki yazımda, Türkiye’nin topraklarını genişletme düşünden söz ederken aslında İslam coğrafyasının liderliğinin hedeflendiğine dikkat çekmiştim. Bunun, Osmanlı’nın son dönemi İttihatçılar’ının ve Cumhuriyet’in kuruluş yıllarının Turan, Kızıl Elma, Dokuz Işık projeleriyle ilgisi yok. Türkiye Yüzyılı’nın hedefi İslam coğrafyasının lideri olmak; ağabeyiniz, yol göstericiniz benim, demek. Zaten AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da son konuşmasında Suriye’nin cihatçı yeni yönetimine, kendi tecrübelerinden yola çıkarak siyaseten ve devletin yeniden yapılanmasında yardımcı olmak istediğini söyledi. Benden tavsiye. Fazla iştah mide bozar.
Bunu yazarken aklıma Cumhuriyet’in ilk döneminde Türklük projesinde kullanılan kimi Hıristiyanlar geldi. Mesela Yozgat, Akdağmadeni doğumlu Papa Eftim, mesela Hıristiyan Türk Gagavuzlar. Buyurun.
Haksöz gazetesinde Ayşe Hür imzasıyla yayımlanan bir yazıdan alıntılar yapmak istiyorum. Yazıya göre Türkiye’de Papa Eftim olarak bilinen kişi demin de yazdığım gibi Yozgat’a bağlı Akdağmadeni bucağı, İstanbulluoğlu mahallesinde 1884 yılında doğmuş. Gerçek ismi Pavlos Karahisaridis. Mahalleye bu isim İkinci Mahmud döneminde İstanbul’dan göç ettirilen Rumlar ve Ermeniler yüzünden verilmiş.
Pavlos Karahisaridis rüştiyeyi, yani ortaokulu bitirdikten sonra Ankara’da manifaturacılığa başlamış. 1914’de Büyük Savaş’ın yaklaşmakta olduğunu hissedip askere alınmamak için Ankara’yı terk etmiş. Akdağmadeni’ne geri dönerek buraya papaz atanmış. Ruhani ismi olarak da Eftim’i almış.
Eftim, Mustafa Kemal’le 1919’daki Sıvas Kongresi’nde Çerkez Ethem vasıtasıyla tanışmış. Dönemin kargaşalarında bölge Hıristiyanlarını kurtarmayı başarmış. Mustafa Kemal’e yakın duruşuyla dikkatleri çekmiş.
Bazı kaynaklara göre Eftim’in kuzeni Pandelis, 1922’de Fener Patrikhanesi’nin ihbarı sonucu Pontusçuluk yaptığı gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi’ne sevk edilecekken Edirne mebusu Şeref Bey tarafından kurtarılmış. O sırada anlaşıldığı kadarıyla Ankara Hükümeti, Fener Rum Patrikhanesi’nden rahatsızlık duyuyor ve onun gücünü kırmak için ayrı bir kilise kurma projesini geliştiriyordu. “Yerli ve milli” kilisenin yönetmeliğini İttihatçı kökenli Baha Said Bey hazırladı.
Bu arada Eftim de boş durmuyor ve Mart 1922’de 68 Rum cemaati okulunu kapatarak öğrencilerinin Türk okullarına gitmelerini emrediyor, meydanlarda Türk ordusunu öven konuşmalar yaparak Ankara’daki yeni yönetimin gözüne girmeyi başarıyordu.
Eftim’in şansı yaver gitmişti. Eylül 1922’de “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Tabi Umum Anadolu Ortodoksları Kongresi” toplandı. Kongrede Patrik Meletios’un patriklikten çıkarılarak Fener Rum Patrikhanesi’nin feshedilmesi, Kayseri’de bağımsız bir Türk Ortodoks Patrikhanesi kurulması, Eftim’in Papa Eftim adıyla Müstakil Türk Ortodoks Kilisesi’nin Umumi Vekilliği’ne atanması yolunda kararlar alındı. Böylece hem Fener Rum Patrikliği’nin “ekümeniklik” unvanı reddedilmiş oluyor hem de Anadolu Rumları’nın en azından bir bölümünün Yunan milletiyle bağları kesiliyordu.
Ancak 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması Papa Eftim için büyük hüsran oldu. Türkçe konuşan bütün Hıristiyan Ortodokslar Yunanistan’la yapılan mübadele anlaşması gereği ülkeden gönderildi. Eftim ise 1924’te çıkarılan Papa Eftim tezkeresiyle devletin himayesine alındı. O kadar.
Eftim ve çevresindeki 50-60 kişilik bir grup Eylül 1923’te İstanbul’a geldi. Grup Saffet (Arıkan) Bey tarafından karşılanarak Tokatlıyan Oteli’nde misafir edildi. Eftim ve yandaşlarının İstanbul’a sürgüne mi gönderildiği yoksa Eftim’in iddia ettiği gibi Ankara’nın kendisine Fener Patrikhanesi’ne el koyması emrini mi verdiği anlaşılamadı. Zaten Eftim’in Patrikhane’ye el koyması, Lozan’ın Fener Patrikhanesi’ni tanıması nedeniyle mümkün değildi.
Eftim bir süre kenarda, köşede kaldı. 1934’te soyadı kanunuyla adını Zeki Erenerol olarak değiştirdi. Oğlunun ismini de Turgut koydu.
Eftim bundan sonra geleceğini, Türkçülüğü ve Turancı akımları desteklemesiyle tanınan şair-yazar Hamdullah Suphi Tanrıöver’e bağladı. 1931’de Bükreş Büyükelçiliği’ne tayin edilmiş olan Tanrıöver’in Romanya’nın Besarabya (bugünkü Moldova) bölgesinden getirme sözünü verdiği 250 bin kadar Hırıstiyan Türk Gagavuzlar’dan kilisesine cemaat oluşturmayı umuyordu.
Tanrıöver bu amaçla, 1935’te Romanya’dan 10’u kız 70 kadar Hıristiyan Türk gencini getirip çeşitli okullara yerleştirdi. Besarabya’nın 1940’da Sovyet Kızıl Ordusu tarafından işgal edilmesi üstüne Gagavuzlar’ı Türkiye’ye getirme planı suya düştü. Daha önce Türkiye’ye gelen 70 Gagavuz genç Eylül 1943’te Türk vatandaşlığına kabul edilip nüfus kağıtlarına “Türk Ortodoks” yazıldı. Bu Gagavuzlar eğitimlerini tamamladıktan sonra da Müslüman Türklerle evlendirildiler. Böylece Papa Eftim ya da Zeki Erenerol’un cemaat kurma planı bir kez daha hayal oldu.
1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Hıristiyan Türk Gagavuzlar’ı Türkiye’ye getirme projesi yeniden hayata geçirilmeye çalışıldıysa olmadı.
Burada size biraz Gagavuzya ya da yaygın kullanılan ismiyle Gagavuz Yeri’nden söz edeyim. Sovyetler Birliği’nin 1990’da dağılmasıyla Moldova 1991’de bağımsızlığını ilan etti. Moldova sınırları içindeki Gagavuz Yeri de 1994’te özerk bir cumhuriyet oldu; kendi bayrağı bile var. Aşağı yukarı 186 bin nüfusa sahip Gagavuzlar’ın hemen tamamı Hıristiyan Ortodoks. Çok küçük bir nüfus oranı başka Hıristiyan mezheplerine mensup. Ancak Gagavuzlar’ın tamamı etnik olarak kendilerini Türk diye tanımlıyorlar. Marmara Grubu Vakfı heyetiyle 2014’te gittiğim Moldova’da Gagavuz Yeri’ni ziyaret etme olanağı bulmuştum. Olanağı bulmuştum, diyorum, Moldova Hükümeti özellikle Türkye’den gelen Türkler’in Gagavuz Yeri’ni ziyaret etmelerinden pek hoşlanmıyor, engel çıkarabiliyor.
Neyse… Dönelim Papa Eftim’in çocukları ve torunlarına…Türk Ortodoks Patrikhanesi Moldova’daki Gagavuzlar’dan umudu kesince bu sefer de şansını Şaman Gagavuzlar’la denemek istedi. Papa Eftim’in, Ergenekon davasından hapis yatan büyük torunu Sevgi Erenerol 6. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Toplantısı için hazırladığı konuşmasında şu ifadeyi kullanıyordu:”Turan’ın asıl evlatları, Bozkurtlar’ın ülkesine hoş geldiniz. Nevruz Bayramınız kutlu olsun.” Toplantı için Türkiye’ye getirilen Şaman Gagavuzlar’ın akıbetleri ise bilinmiyor. Cemaati olmayan Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin şimdiki Patriği, Papa Eftim’in torunu Paşa Ümit Erenerol, Basın ve Halkla İlişkiler Sözcüsü kızı Sevgi, Patrikhane muhasibi ise oğlu Cancan. Bozkurtlar’ın ülkesindeki Asena Sevgi Erenerol’un bakalım bundan sonraki hamleleri ne olacak? Belki Ergenekon’dan esinlenmiştir.
Yeni Yılınız kutlu ve mutlu olsun. Dilerim gelen gideni aratmaz.