ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’ndan (USGS) yapı mühendisi Kishor Jaiswal, depremden etkilenen bölgelerin savunmasız ve kırılgan binalara ev sahipliği yaptığını vurguladı.
Independent Türkçe’de yer alan habere göre, bölgede çok sayıda eski ve yüksek katlı binanın bulunduğunu vurgulayan Jaiswal, Suriye’de 2011’den beri süren savaşın da yıkımda rol oynadığı görüşünde. Buna göre savaşın ardından evlerini kaybeden insanları yerleştirme amacıyla yeni binaların hızla inşa edilmesi yapıları depreme karşı savunmasız bırakmış olabilir.
USGS’nin afetle ilgili raporunda, “bazı dirençli yapılar olmasına rağmen, bu bölgedeki nüfusun depreme karşı son derece savunmasız yapılarda yaşadığı” ifade edildi.
USGS uzmanları, donatısız tuğla duvar ve alçak beton çerçevelerin kullanıldığı binaların en büyük risk altındaki yapılar olduğunu vurguluyor.
Zira bu malzemeler sarsıntıyla birlikte sallanamayacak kadar sert ve bükülme olasılıkları daha yüksek.
Yetkililer, yaklaşık 6 bin binanın yıkıldığını kesin olarak belirleyebildi. Ancak bölgeden gelen haberler bu sayının 10 bin civarında olabileceğine işaret ediyor.
Sarsıntı anlarında kaydedilen görüntülerde genellikle binaların üst katlarının alt katların üzerine çökerek yıkıldığı anlaşılıyor. İngilizcede bu yıkılma şekline “pancake collapse” yani “pankek çöküşü” adı veriliyor.
Jaiswal, üst katlarının doğrudan alt katların üzerine çöktüğü bu yıkım biçimi “binaların sarsıntıyı absorbe edemediğinin kanıtı” diye yorumluyor.