NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği İstanbul’da açıklamalarda bulundu.
Stoltenberg, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin “Elbette herkes bu savaşın bitmesini ister ancak bunun ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu, bir taarruz savaşı. Rusya, Putin bir diğer ülkeyi işgal ediyor. Elbette Ukrayna, Rusya’nın bu saldırılarla ele geçirdiği topraklarını yeniden almak için kendini savunma hakkına sahip. Şunu anlamalıyız ki bu savaşı Putin başlattı. Onun tercihiydi ve bu savaşı isterse yarın bitirebilir. Aynı zamanda şunu da anlamalıyız ki Putin ve Rusya, savaşmayı bırakırsa barışa kavuşacağız. (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir) Zelenskiy ve Ukrayna savaşmayı bırakırsa Ukrayna, bağımsız bir egemen ulus olarak varlığını sona erdirecek. Dolayısıyla Ukrayna’yı desteklemek, onların kendilerini savunmalarını sağlamak gibi bir sorumluluğumuz var. Elbette, bu savaşın bir aşamada müzakere masasında sona ereceğine inanıyorum ancak Ukrayna’nın müzakere masasında neler başarabileceğinin kesinlikle savaş alanındaki güce bağlı olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla Ukrayna’nın bağımsız bir ulus olarak hüküm sürmesini istiyorsak ülkenin elini güçlendirmek ve Ukrayna için kabul edilebilir bir sonuç veya müzakere olasılığını en üst düzeye çıkarmak için Ukrayna’ya askeri destek sağlamamız gerekiyor.” açıklamasını yaptı.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımı
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılması durumunda bu ülkelerde örgütün nükleer kapasitesinin konuşlandırılması teknik olarak mümkün olacak mı? Örgüt kararlarını konsensüsle alıyor ama bir Genel Sekreter olarak sizce örgüt böyle bir konuşlandırmayı değerlendirmeye almalı mı?”
NATO olarak Nükleer duruşlarını ve konuşlandırmalarını değiştirme planlarının olmadığını belirten Stoltenberg, “Yani bu bir mesele olmadı. NATO, bir savunma ittifakıdır. Elbette Türkiye’nin de dahil olduğu tüm NATO müttefiklerinin, Madrid’deki zirvemizde Finlandiya ve İsveç’i İttifak’a katılmaya davet etmesini memnuniyetle karşılıyorum. Ayrıca Türkiye, Finlandiya ve İsveç, ortak memorandumu kabul etti. Ve şimdi Finlandiya ve İsveç’in terörle mücadele konusundaki güçlendirme yasalarını uygulamaya koyduğunu, Türkiye’ye silah ihracatı üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldırdığını gördük. Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in buluştuğu ve terörle mücadele konusunda, daha birçok konuda birlikte çalıştıkları kalıcı mekanizmayı, yapıyı oluşturduk. Bu nedenle haziranda imzaladığımız Katılım Protokolü’nü onaylamanın ve katılım sürecini tamamlamanın zamanının geldiğini düşünüyorum.”
“Rusya’nın herhangi bir nükleer silah kullanma olasılığı halen düşük”
NATO’nun tarihin en güçlü ittifakı olduğunu söyleyen Stoltenberg, “NATO, dünyanın askeri gücünün yüzde 50’sini temsil ediyor. Tabii ki tüm NATO müttefiklerini korumaya ve savunmaya hazırız. Bu, bir çatışmayı kışkırtmak için değil, çatışmayı önlemek içindir. Eğer bir müttefik saldırıya uğrarsa tüm İttifak’ın NATO’nun temel görevi olan ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ şeklinde karşılık vereceği kesinlikle açıktır. O zaman barışı koruyabilir, savaşı önleyebiliriz. Rusya’dan gördüğümüz, pervasızca tehlikeli nükleer retoriktir. Rusya, bir nükleer savaşın kazananının olmayacağını, asla savaşılmaması gerektiğini ve Rusya için ciddi sonuçları olacağını anlamalıdır. Dolayısıyla nükleer silahların herhangi bir şekilde kullanılması, Rusya’nın olmasını kesinlikle engellemesi gereken bir şeydir.” dedi.
Rusya’nın herhangi bir nükleer silah kullanma olasılığının halen düşük ama aynı zamanda sonuçlarının da çok büyük ve yıkıcı olacağına dikkat çeken Stoltenberg, bu yüzden riskin ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. “Rusya’nın yaptıklarını yakından takip etmemizin nedeni de bu” diyen Stoltenberg, “Şimdiye kadar nükleer duruşlarında herhangi bir değişiklik görmedik ama biz izlemeye devam edeceğiz ve teyakkuzdayız çünkü Rusya’nın Ukrayna’da nükleer silah kullanmasını engellememiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
NATO’nun ve müttefiklerinin Ukrayna’ya birçok farklı türde destek sağladığını söyleyen Stoltenberg, şunları kaydetti: “Ayrıca yakıt, kışlık giysiler, iletişim sistemleri gibi ölümcül olmayan destekler de büyük önem taşıyor ama tabii ki öldürücü silahlar ve ağır silahlar da önemli. NATO müttefiklerinin de Ukrayna’ya ağır ve modern silahlar, zırhlı araçlar, uzun menzilli toplar ve uzun menzilli sistemler sağlamasını da memnuniyetle karşılıyorum. Bu ikmaller, modern silah sistemleri de her geçen gün savaş alanında fark yaratıyor. Ukrayna ordusunun savaş alanında kazandığı zaferler, elbette her gün sergiledikleri yiğitlikleriyle, cesaretleriyle Ukraynalı askerlere aittir ancak elbette NATO müttefiklerinden ve ortaklarından aldıkları destek geri püskürtmelerini, topraklarını geri almalarını ve savaştaki ivmeyi korumalarını mümkün kıldı.”