Gazeteciler Cemiyetinin bu yılki meslek onur ödülü çok değerli meslektaşımız, yılların foto muhabiri, “meslekten asla emekli olmayacağım” diyen Mustafa İstemi’ye verildi. Bu seçim için ben de “tam isabet” diyenlerdenim. Kısaca “İstemi” diye hitap ettiğimiz sevgili meslektaşımız keşke sadece gazeteciler değil, “çalışan herkes” için bir rol modeli olsa… Kendisiyle yapılmış bir röportajı okumanızı öneririm (*) o zaman ne demek istediğim iyi anlaşılır.
Değerli İstemi için “yıllar öncesinden” bir anıyı burada dile getirmek istiyorum.
Mesleğimizin ağır koşulları bilinir… Zamanla yarışma, güvencesizlik, sert rekabet koşulları, gazetecilerin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan tehditler…
-Aman sayma, bu kadarı yeter
Dediniz değil mi?
Yıllar önce önemli bir haberin izindeydim.
Milliyet Gazetesindeydim. Büroda olağanüstü sıcak bir gün yaşıyorduk, pencerem açıktı ama kavak ağacının yapraklarında en ufak kıpırdanış bile yoktu, şeytan beni kolumdan çekip uykuya götürme çabasındaydı! Derken telefonum çaldı, beni adeta yerimden sıçratan bir bilgi ulaştı.
Iraklı bir işadamı (Jamal Tahir) Ankara’da, tam da Genelkurmay Başkanlığı önündeki kavşağın inşaatına talip oluyor… Büyük paralar söz konusu, ortada doğru dürüst ihale mihale yok. Üstelik Milli İstihbarat Teşkilatı, bu işadamının lanetli RABITA örgütü ile irtibatlı oluşunu, zararlı faaliyetlerini tespit ederek Türkiye’deki ikamet ve çalışma izinlerini kaldırmış…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.