Gürsel Tekin, Türkiye genelinde Hazine’ye ait arazilerin özelleştirilmesini sert bir dille eleştirdi. Tekin, “Mübarek Cumhurbaşkanı kararnamesi değil emlakçı ilan sayfası gibi bir durumla karşı karşıyayız. Yaşadığımız durum özelleştirme değil, yağma ve talandır” ifadelerini kullandı.
Konu hakkında yazılı açıklama yapan Gürsel Tekin, “Bundan sonra sıklıkla Türkiye’nin pek çok yerinde Hazine’ye ait arazilerin satılacağını duyacağız. Tam bir yağma düzeni. Mübarek Cumhurbaşkanı kararnamesi değil emlakçı ilan sayfası gibi. Yaşadığımız durumun adı özelleştirme değil, yağmadır, talandır” diye konuştu.
Tekin’in açıklaması şöyle:
“AKP iktidarı Türkiye’nin dört bir yanındaki değerli arazilerin özelleştirme yoluyla satışına hızla devam ediyor. Son olarak bugün çok sayıda taşınmazın satışına dair Cumhurbaşkanı kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. Mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne kayıtlı olan 12 ildeki 73 taşınmaz daha satılmak isteniyor. Karara göre, özelleştirme kapsamına alınan taşınmazlar Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Batman, Edirne İstanbul, İzmir, Kırklareli, Konya, Mersin ve Muğla’da yer alıyor. Özelleştirme kararı kapsamındaki taşınmazların bazıları, İstanbul Sarıyer Rumeli Feneri, İzmir Çeşme, Muğla’da da Bodrum, Köyceğiz ve Marmaris’te, Antalya Kemer ve Manavgat ve Alanya’da, Ankara Yenimahalle’de bulunuyor. “AKP, 22 yılda özelleştirme adı altında ülkenin satmadığı varlığını bırakmadı.
Türkiye’nin ağırlıkla turizm bölgelerinde yer alan Hazine’ye ait çok değerli arazileri ve kamuya ait tesisler Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkarıldığını belirten Tekin,” Hazine’ye, kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar, bir Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsamına alınıyor. Bu karardan sonra, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı satış işlemlerini başlatıyor. Değerleme raporlarına göre; alınan Komisyon Kararı ile muhammen bedel belirleniyor ve bu bedel üzerinden ihaleye çıkarılıyor. Ayrıca, Özelleştirme İdaresi tasarrufuna bırakılan bazı arazilerde de satışı öncesi imar planları değiştiriliyor. Ağır bir ekonomik kriz yaşanırken, kamu mülklerinin en değersiz halleriyle mezata çıkarılmasının, ‘batan geminin malını yağmalamak’ dışında başkaca bir anlamı var mıdır? Öylesine bir acelecilik var ki takip etmek hayli zor” dedi.