Sancar’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“Ülkenin ve toplumun içinde bulunduğu sorunlar ağırlaşıyor ve çözümsüzlük siyaseti ülkeyi ve toplumsal yaşamı kilitlemeye devam etmektedir.
İktidarıyla, muhalefetiyle -bizleri ayırıyoruz- siyaset eğer çözümün değil sorunun parçası haline dönüşüyorsa, çıkmazlar büyür, geleceğe dair umut ve güven yıkılır. Bir toplumun yaşayabileceği en büyük facialardan biri budur. HDP’yi diğer partilerden ayıran temel özellik burada yatıyor. Biz demokratik seçeneklere dayanan, halkı esas alan, çözüm odaklı bir politik mücadele yürütüyoruz. Temel sorunları inkar eden, derinleştiren bir iktidar anlayışı var. Bu iktidar; yalan, talan ve kan üzerine bir siyaset oluşturmuştur. Bu siyaset toplumu bu felaketlere, sürükleyen temel faktördür. Bizim dışımızdaki muhalefete bakıldığında tablo çok aydınlık görünmüyor. Kalıcı çözümler üretmekte gerekli cesareti ve iradeyi ortaya koyamayan bir muhalefet bloğu ile karşı karşıyayız.
Cumhuriyet’in 2. yüzyılına girerken tüm sorunların cesaretle, demokratik bilinç ve programla çözüleceğini söylüyoruz. Çözebileceğimiz gücün bu toplumda mevcut olduğuna inanıyoruz. Yeter ki, bu güçleri birleştirelim. Gücümüzü birleştirdiğimizde çözüm vardır, mümkündür ve yakındır.
İktidarın neler yaptığını, yapmak istediğini her vesile ile anlatıyoruz. Ortada faşizmi kurumsallaştırmaya azmetmiş, sömürüyü ekonominin temeline oturtmuş, kutuplaşmayı ilke edinmiş bir anlayış var. En kararlı, tutarlı, samimi mücadeleyi yürüten yine bizleriz. Bu sorunları çözümsüz kılan anlayışları bu ülke taşımak zorunda değil. Bu gidişatı değiştirecek güce sahiptir.
HDP’nin mücadelesi ve öncülüğünü yaptığı siyaset, temel sorunların çözümü için bir güç merkezi yaratacaktır. Her geçen gün bunun örneklerini topluma sunuyoruz. Çözümün güç merkezi olmaya and içtik, bu yolda yürüyüşümüde kararlılıkla devam ediyoruz.
Uzun yıllardır çözüm arayan ülke sorunları, iktidarın inşa etmeye çalıştığı yeni rejimle birlikte daha da büyümüş, çöküş noktasına gelmiştir. Siyasal, toplumsal, ekonomik anlamda yaşanan bu çöküşten kurtulmanın yolu, halk kesimlerinin dahil olduğu demokrasi ittifakıdır. Çoğulcu, ortak ilkelere odaklanmış geniş demokrasi birliktelikleri oluşturulduğunuda, yıllardır ülkelerin başına musallat olan otoriter rejimler çöküyor. Burada da aynısını yapacağız, Latin Amerika’dan esen rüzgarı Avrupa ve Orta Doğu’ya taşıyacak bir merkez yaratacağız. Bu sorumluluğun bilincindeyiz.
Türkiye’yi kuşatmaya çalışan bu tekçi yapıya alternatif olarak yine çoğulcu, tam demokratik katılımı yansıtmayarak, kriz üreten sistemi restorasyonla ayakta tutmak isteyen politikalar var diğer muhalefet partilerinin ürettiği… Bizler büyük demokrasi yürüyüşü ittifakı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Gerçek alternatif, sahici seçenek ve hakiki umut inşa ediyoruz. Zaman daralıyor, kimsenin bu sorumluluklardan kaytarma lüksü, birlikte mücadeleden kaçma hakkı yoktur.
Önümüzdeki aylar bu ülkenin yıllarını belirleyecek. HDP, bu konuda demokratik sorumluluğunu yerine getiren, mücadelede tereddüt göstermeyen bir hatta geleceği inşa etme hedefinde. Bunu, büyük demokrasi ittifakı ile taçlandırdığımızda bu ülkede çözüm de aydınlık da yakındır. Bir adımlık mesafededir… Bunu yapmak zorundayız.
Bizler, demokratik Cumhuriyet istiyoruz. Özgür ve eşit bir toplum hedefliyoruz. Gelin, Cumhuriyet’i ve demokrasiyi kopmaz bağlarla birbirine yapıştıralım.
Bütün güçlerin ilk hedefi özgürlükleri yok etmektir ama en başta basın ve düşünce özgürlüğünü kaldırmaktır. Bu iktidar da bunu yapıyor.
Savaş politikaları, kaynakların talanına, canların yitimine sebep oluyor. Bu, bizleri daha fazla acıya sürüklüyor. Militarist yöntemlerden vazgeçilmesi gerekiyor.
Savaş uygulamalarına, nefret diline, ayrıştırma zihniyetine karşı bütünlüklü bir tavır ortaya koymak zorundayız.
Enflasyon almış başını gitmiş, açlık derinleşiyor, İSİG verilerine göre 30 binin üzerinde işçi can verdi. 20 yıl içinde AKP iktidarında en az 800 900 gazeteci tutuklandı. 5 ayda Diyarbakır ve Ankara merkezli özgür basın çalışanlarına yönelik yapılan operasyonda 26 kişi tutuklandı.
Kadınlara şiddet iktidar döneminde katlanarak devam ediyor. Cezaevindeki hukuksuzluklar, tecrit…
Çöküş her alanda çok derin. Ama umutsuzluğa yer yok. Bu kara tabloya bakıp kimse karamsarlığa kapılmasın. Gücümüz var, başaracağız. Biz diyalog ve müzakereyi Kürt sorunu için değil, bütün sorunları çözüm yolu olarak öneriyoruz.
Toplumsal mücadele ve siyasal müzakere, birlikte yürütülmesi gereken değerli iki yöntemdir. Kürt sorunundan Alevi sorununa, tüm alanlardaki meselelere verinceye kadar çözüm için toplumsal mücadeleyi büyütmek, siyasal müzakere kanallarını genişletmek hedefindeyiz.
Bugün, Alevi canlar, eşit yurttaşlık haklarını haykırmak için Meclis’teydiler. Bu iktidarın oyunları bitmiyor. Alevi sorununu, elektrik, su, beton meselesine indirgeyecek torbalar getiriyor.
Alevilerin talepleri bu torbalara sığmaz.