Son yıllarda üreten insanımızın üzerine çok yüklenildi. Maliyetler bir füze gibi artarken, ürününe zam yapma noktasında baskılarla karşılaştılar.
Kontrol edemediği enerji, makine ekipman ve hammaddeye gelen artışların yanında işgücü maliyetindeki artışta hiçbir söz söylemesine imkan tanınmadı. İş insanı her şeye kafa sallayan, işinin yönetimi kendisinin kontrolünden çıkmış vaziyete indirgendi.
Ülke içerisinde maliyetlerin artması sonucunda dış piyasalarda ürünlerimiz pahalı hale geldi.
Diğer taraftan ultra negatif faiz ortamında bedava dağıtılan paralar sayesinde fiyat algısı ortadan kalktı. Hal böyle olunca çalışanlar, aldıkları ücretlerin tatmin edici olmadığı sebebiyle sürekli zam ister hale geldi ve patronlar bir şekilde bu taleplere olumlu cevap verdi.
Tamam, ülkede bir ekonomik program yok ancak bazı finansal uygulamalar söz konusudur.
Bugün üreticinin krediye ulaşımı zorlaştırılmıştır, neredeyse olanaksız hale getirilmiştir. Üretici ciddi bir finansman sıkıntısı içerisindedir. Diğer taraftan hala para emisyonunun arttığı ve buna bağlı olarak enflasyonun yükseldiği görülmektedir.
Yani bir taraftan enflasyon yükselirken, diğer taraftan enflasyonla mücadelede üretici sıkılaştırılmaktadır.
Anlaşıldığı kadarıyla kamunun ihtiyaçlarının karşılanması için parasal genişleme geçekleştirilirken, sanayicinin para talebi kısılmak suretiyle enflasyon düşürülmeye çalışılmaktadır.
Resmi enflasyon yüzde 70’lerin üzerine çıkmışken, yıl ortasında nasıl asgari ücret artış talebi geri çevrilecektir. Olumlu cevap verildiği durumda finansman imkanları kısıtlanan sanayici bu talebi nasıl yerine getirebilecektir.
Evet, bu ekonomi yönetimi yaklaşık bir yıldır görevde, ulaştığımız nokta budur.