AKP, hastalandığımızda ilk olarak koşa koşa gittiğimiz Aile Sağlığı Merkezlerini taşeronlaştırdı!
Resmen sağlık sisteminin içine okudular!
Batı Türklerin sağlık ocağı merkezini araştırırken biz AB’ye uyacağız diye sağlık ocaklarımızı, Aile Sağlığı Merkezlerine çevirdik.
Peki ne mi oldu sonuç olarak?
Aile Sağlığı Merkezleri taşeronlaşırken doktorlar işveren oldu, çalışanlar da taşeron eleman!
Taşeron olmakla da kalmadılar, artık sağlıkçı da sayılmıyorlar!
İşe alan da doktor, işten çıkarılmalarına karar veren de!
Kadro mu o da ne?
Kadro zaten yok, özlük hakkı, ilave tediye, promosyon ve giyim hakkı falan hepsi yalan!
Hiçbir sosyal haktan yararlanamıyorlar!
Peki maaşlar ne durumda biliyor musunuz?
Aile Sağlığı Merkezi çalışanı üniversite mezunu bir hemşire yarı zamanlı çalışıyorsa 4 bin TL, tam zamanlı çalışıyor ise en fazla asgari ücret alıyor!
8 sene ilköğretimin üzerine 4 sene lise üstüne 4 sene üniversite okumuş!
16 sene dirsek çürütmüş, hastalara şifa olmak için bu mesleği seçmiş bir vatandaşa devletin reva gördüğü ücret işte tam olarak bu!
Bu sıkıntıyı yaşayan tam 20 bin vatandaşımız var!
Bakan Koca’ya yazıyorlar sonuç, sıfır!
Milletvekillerini geziyorlar sonuç, sıfır!
Özel hastane sahibi bakanın vatandaşın derdiyle dertlenmesini zaten beklemiyoruz!
Mecliste mangal yapan vekillerin vatandaşın derdiyle dertlenmesini zaten beklemiyoruz!
Bırakın 4 bin TL’yi vekiller 73 bin TL ile bile geçinemiyor!
Öyle demedi mi AKP’nin vekili Lütfü Bayraktar?
Vatandaşa hizmetkar olmak için geldiklerini söyleyenler, vatandaşı hizmetkar etti!
Aile Sağlığı Merkezlerini sömürü merkezleri haline getiren AKP yönetiminde öz yurdunda garip oldu bu ülkenin vatandaşı!
Tevfik Fikret’in o güzel mısralarıyla bitirelim:
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!
Efendiler! Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?