Richard Curtis, tartışmalara yol açan karakterin durumuyla ilgili hatasını kabul etti.
Yirmi yılın ardından, “Love Actually” (Aşk Her Yerde) filminin yol açtığı tartışmada tatmin edici bir sonuca vardık diyebiliriz: Yönetmen Richard Curtis, 2003 yapımı romantik komedi filmindeki Mark karakterinin (Andrew Lincoln) “biraz fazla garip” olduğunu kabul etti.
Colin Firth, Emma Thompson, Hugh Grant, Liam Neeson, Alan Rickman, Bill Nighy gibi efsane isimlerden oluşan görkemli kadrosuyla “Love Actually” favori Noel filmlerinden ve romantik komedilerden biri haline gelmiş olsa da filmin “iyi yaşlanmayan” kısımları halen hayranlar arasında konuşulmaya devam ediyor.
Filmin en çok tartışılan kısımlarından biri ise Mark’ın yakın arkadaşı Peter (Chiwetel Ejiofor) ile evlenen Juliet’e (Keira Knightley) aşkını itiraf ettiği olay örgüsü.
Collider ile konuşan Curtis’e, bu hikayenin filmin geri kalanıyla karşılaştırıldığında “biraz fazla tuhaf” olduğunu düşünüp düşünmediği soruldu. Curtis, o sıralardada bunun aklına gelmediğini, ancak sonraki yıllarda bu konu hakkında çok fazla sorgulandığını ve karakteri yeni bir bakış açısıyla izlediğinde belki de yanlış yazmış olabileceğini düşündüğünü itiraf etti.
“Bana sık sık bunun biraz fazla tuhaf olduğu söyleniyor. O zamanlar aklıma gelmemişti ama zaman değişiyor. Bir zamanlar birisinin benimle bu konuda röportaj yapmak istediğini ve takip sahnesine odaklanacaklarını söylediğini hatırlıyorum. Ben de ‘Ah, bir takip sahnesi olduğunu bilmiyordum’ dedim. ‘Evet, Andrew Lincoln. Bu, birinci sınıf takip gibi bir şey.’ dediler. Böylece yavaş ama emin adımlarla ne kadar korkunç bir hata yaptığımı fark ettim.”
Filmde Mark, Peter ve Juliet’in düğün videosunu çekiyor ancak aslında tamamen Juliet’e odaklandığı ortaya çıkıyor. Daha sonra Juliet’in kapısına gelip, Peter hala içerideyken, işaret kartları aracılığıyla ona olan aşkını itiraf ediyor. Kartlar, Mark’ın Juliet’e olan aşkını ve arkadaşlıklarında veya Peter’la olan evliliğinde herhangi bir soruna yol açmamak için bunu bir sır olarak sakladığını ortaya koyuyor.
Filmdeki bu sahnenin yol açtığı uzun soluklu tartışmalar, Mark’ın eylemlerinin bazı izleyiciler tarafından uygunsuz ve Juliet’in evliliği açısından potansiyel olarak yıkıcı olarak değerlendirilmesinden kaynaklanıyor. Birçok eleştirmen, Mark’ın büyük romantik jestinin karşılıksız olmasına rağmen etik kaygıları artırdığını, saygılı ve sağlıklı bir ilişkinin sınırlarını bulanıklaştırdığını öne sürdü.