Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Erdem, maden ocaklarında yaşanan patlamalar sonrası yer altında sıcaklığın 800 dereceye kadar çıkabildiğini belirterek, “Özellikle kömür ocaklarında yaşam odalarının kullanılması çok uygun değil. İçerisine gireceğiniz o oda fırına dönüşebilir. Onun için bu odalar kömür madeni için çok umut vadetmiyor. İşçilere ulaşım ve hızlı tahliye daha çok önem taşıyor” dedi.
Maden Taşıma Sistemleri ile Maden İşletmeleri ve Tesislerde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği çalışmalarıyla bilinen SCÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Erdem, maden ocaklarında yaşanan patlamalarla ilgili bilgi verdi. Son olarak Bartın’ın Amasra ilçesinde kömür ocağında yaşanan grizu patlamasının metan gazının dışarıya doğru deşarj olmaması sonucu meydana geldiğini kaydeden Erdem, “Metan gazı homojen bir yapıda değildir. Özellikle kömür çok çatlaklı bir yapıya sahiptir. Doğal oluşum sırasında kendi içinde çatlaklara sahiptir ve bunlardan da bu gazlar çıkar. Çünkü gazlar her zaman hareket etmesi kolay cisimler olarak görülebilir. Bunlar yüksek basınç ortamından düşük basınç ortamına kaçabilirler. Ama eğer bir maden oluşturmadıysanız, orada büyük bir faylanma, kırık yoksa yer altında ve buradan gazlar kaçamıyorsa kömür damarlarının arasında birikiyor. Yer altından bir kömür ocağı söz konusu ise bizim temelde bakmamız gereken durumlardan bir tanesi kömür damarlarının gaz içerikleri ve bunun tehlikeli boyutta olup olmayacağıdır. Bir ton kömür, bünyesinde 35- 40 metreküpe kadar metan barındırabilir. Aslında metan yanabilen hidrokarbondur. Bu gazı hızlı yanıcı olarak tabir ederiz ve patlamaya yatkındır. Patlamanın olması için 3 ajanın ortamda olması gerekir. Birincisi yanıcı gaz olan metan, ikincisi yakıcı olan oksijen ve üçüncüsü de bir kıvılcım kaynağı. Aslında halihazırdaki önlemler bizi belirli bir düzeye kadar kurtaracaktır. Zaman çok önemli bir faktör” diye konuştu.
‘İÇERİSİNE GİRECEĞİNİZ O ODA FIRINA DÖNÜŞEBİLİR’
Prof. Dr. Erdem, madendeki patlamalarda görüş mesafesinin tamamen yok olduğunu, personel için acil tahliye tatbikatlarının düzenli veya düzensiz aralıklarla çok gerçekçi bir şekilde yapılmasının ise büyük önem arz ettiğini söyledi. Grizu patlamaları sonucu yer altında sıcaklığın 800 dereceye kadar çıkabildiğini aktaran Prof. Dr. Erdem, şunları kaydetti:
“Maden ocaklarında herhangi bir olumsuzlukta sığınılması için yaşam odaları var. Ancak yaşam odaları, kömür ocaklarında kullanılması çok uygun değil gibi görülüyor. Eğer bir grizu patlaması söz konusuysa, çok yüksek sıcaklıklar oluşuyor. 700-800 dereceye ulaşan sıcaklıklardan söz ediyorum. İçerisine gireceğiniz o oda fırına dönüşebilir. Bu nedenle kömür madeni için çok umut vadetmiyor. Bu madenlerde var olan önlemlerin tam olarak uygulanması bizi belirli bir düzeye kadar kurtaracaktır. Yer altında bir olumsuzluk meydana geldiğinde zamana karşı hareket etmek zorundasınız. Bu nedenle yer altında bir vardiyada nerede ve kaç personeliniz var bilmeniz gerekiyor. Yer altı ocaklarımızın işletim sistemlerinde kuruludur bunlar. Kimi personelin baretinde, kiminin kemerinde GSM çipleri gibi çipler var. Yer altında bununla ilgili modemler var ve hem birbirileriyle hem yer üstüyle mesajlaşıyorlar. Bu işletim sistemlerinin belirli özellikleri var. Bir süre hareketsiz ve sabit kalırsan hemen uyarı yayınlıyor. ‘Bu işçiye bir şey olmuş olabilir, bakalım’ diyerek bir uyarı gönderiyor. Bu işlemler bizi koruyor. Yer altındaki işçilerin çiplerine bir zarar gelmediyse ona ulaşmak için çok önemli. Yer altı ve yer üstündeki idare odası arasındaki iletişim asla kesilmemelidir. Olası bir patlamada yer altında göz gözü görmüyor. Bu nedenle personel için acil tatbikatların düzenli veya düzensiz aralıklarla, çok gerçekçi bir şekilde yapılması büyük önem arz ediyor.”