Diyarbakır’da, 6 Temmuz’da boşanma aşamasındaki kocası tarafından kızı B.D.G. (3) ile kaçırılan avukat Türkan Gülistan Tekin, eşi ve diğer sanıklar için istenen cezalara tepki gösterdi. Tekin, “Biz dosyamızın en az 30 ile 40 yıl ceza ile açılmasını beklerken, 4 ile 14 yıl arasında komik bir yılla iddianame düzenlenmiş ve bu iddianame Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir. HSK başta olmak üzere bütün girişimlerde bulunacağız” dedi.
Olay, 6 Temmuz’da Kayapınar ilçesinde meydana geldi. Avukat Türkan Gülistan Tekin ve kızı B.D.G., iki ayrı yerden kocası F.G.’nin de aralarında olduğu kişiler ve kardeşi A.G.’nin yardımıyla kaçırıldı. Avukat Tekin’in babası Bülent Tekin, polis merkezine giderek, kızının boşanma aşamasında olduğu F.G. ve yakınları tarafından kaçırıldığını söyleyerek şikayetçi oldu. Polis, Türkan Gülistan Tekin’in kaçırıldığı iddia edilen ve plakası belirlenen aracı Bismil kara yolu üzerinde durdurdu ancak Tekin ve kızına rastlanmadı. F.G., eşini ve kızını 7 Temmuz’da öğleden sonra Kayapınar ilçesindeki Huzur Polis Merkezi’ne getirerek teslim oldu. Buradaki işlemlerin ardından Türkan Gülistan Tekin ve kızı B.D.G., polis eşliğinde evlerine götürüldü. F.G. ve kardeşi A.G. ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı; Asliye Ceza Mahkemesi’nce iddianame hazırlandı.
‘TALEP VE BEYANLARIMIZ DEĞERLENDİRİLMEDİ’
“Biz öldürülme kastıyla kaçırıldık” diyen Türkan Gülistan Tekin, iddianameyle ilgili verilen kararı HSK’ya taşıyacağını belirterek, şunları söyledi:
“Ben ve çocuğum 6 Temmuz’da boşanma aşamasındaki eşim, arkadaşları ve adamları tarafından kaçırıldım. Eşim ve kardeşi tutuklandı. Şu an cezaevindeler fakat kameralara yansıyan kardeşi ise tutuklanmadı hatta ifadesi talimat yoluyla jandarma tarafından alındı. Ben bir avukat olarak bir insana tokat atmış olsaydım savcılık makamı beni getirtir, ifademi yanında alırdı. Bu şahıslar savcılık makamında ifade vermediler. İddianame eksik bir şekilde yürütülmüştür hiçbir talep ve beyanlarımız hemen hemen değerlendirilmemiştir. Biz dosyamızın en az 30 ile 40 yıl ceza ile açılmasını beklerken 4 ile 14 yıl arasında komik bir yılla iddianame düzenlenmiş ve bu iddianame Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiştir. Olayımızda net bir şekilde yağma suçu sabit olmasına rağmen takipsizlik kararı verilmiştir. Biz bu hafta içinde itiraz edeceğiz. Bizim burada hiçbir şekilde ayrıcalıklı davranma yönünde hiçbir beklentimiz yoktur. Hukuk, adalet ne ise biz o şekilde davranılmasını beklemekteyiz. Biz HSK başta olmak üzere dosyamızda yasal olan bütün girişimlerde bulunacağımızı belirtmek istiyoruz. Sadece iddianamede ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan dava açılmış ama biz öldürülme kastıyla kaçırıldık. Mesela ‘ölümle tehdit’ten ceza istenmemiş ve ‘yağma’ suçundan takipsizlik kararı verilmiştir. ‘Yağma’ suçundan takipsizlik kararı verilmemiş olsaydı zaten dosyamız Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılacaktı. Biz bu konuda da bu hafta yine itiraz edeceğiz. 7 Kasım’da duruşmamız var.” (DHA)