Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte evinin mutfağında çektiği videoyu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla sosyal medya hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, videoda, “Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde personel akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz” dedi. Babacan ise “Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz” diye konuştu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün evinin mutafında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte çektiği videoyu Twitter hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla yayınladığı videoda şunları söyledi:
”Hatırlayın; önce ferah, sonra da refah dedik”
“Bugün mutfağımızda önemli bir konuğum var. Eşlerimiz salonda, biz de buraya sığındık. 15 Mayıs itibariyle birlikte çok önemli çalışmalara imza atacağımız Ali Bey ile çayımızı içiyoruz. Bari, fırsat bu fırsat, size de seslenelim dedik. Sayın Ali Babacan, yıllarca ekonomi yönetiminin başında yer almış, ekonomide akılcı bir politika benimsemiş, işinin ehli bir siyasetçi. Dünyanın güvendiği bir insan. Millet İttifakı ile birlikte, devletin ekonomi kurumlarını dünya ölçeğinde güvenilir hale getireceğiz. Mesleki liyakat, kurumlara geri dönecek. Finans çevrelerine gerçekçi bir biçimde güven vereceğiz. Bütçe disiplinini sağlarken vergide adaleti de sağlayacağız. Planlı ve temiz yatırımlarla, her alanda üretim hamleleri ile, yenilikçi teknolojilerle ülkemizi dünya ile rekabet eden bir ülke haline getireceğiz. Hatırlayın; önce ferah, sonra da refah dedik.
”Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz”
Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde personel akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz. Ne yapacağımızı biliyoruz. Görevi devralır almaz, önce halkımıza nefes aldıracak, güçlü çözümleri hayata geçireceğiz. Hayat pahalılığını, fiyat istikrarsızlığını ve bu yaşanan yıkıcı enflasyonist süreci sona erdireceğiz. İç ve dış kaynaklarını harekete geçirerek ekonomimize nefes aldıracağız. Ben, bunun için birçok ülkeye gittim. Bu ekibi söyleyince önümüzde tüm kapılar açıldı. Temiz sermaye, gideceği ülkede kadro ve liyakat görmek istiyor. Bu yüzden bilim, teknoloji ve yatırım merkezlerini ziyaret ettim. Dünyanın en büyük yatırım fonları ile çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar liralık temiz yatırım sözleri aldım. Bu söz sadece Bay Kemal’e verilmedi ki her şey bir ekip işi. Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz.
”Bunu başaracağız ve bunu yapacağız”
Biliyorsunuz, projelerimizi size tahtamın önünden açıklıyorum. Türkiye’de çağın sanayi devriminin altyapısını kuracağız. Dijital teknoloji, yapay zeka, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji konuşacağız. Bunu başaracağız ve bunu yapacağız. Bu ekiple başaracağız. Emin olun başaracağız.
Ali Bey; sizin bilgi ve tecrübeniz, uzmanlığınız. Sanıyorum bize söyleyeceğiniz çok şeyiniz olacak. Sizi dinleyelim kısaca.”
”Hep birlikte bu ülkeyi çok güzel yarınlara, çok çalışarak taşıyacağız”
Babacan ise Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek şöyle konuştu:
“Eşlerimiz içeride koyu sohbet yaparken biz de mutfakta sizlerle birlikte olalım istedik. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ortak cumhurbaşkanı adayımız. Kendisi, dürüstlüğüyle ve devlet tecrübesi ile bütün milletimizin gönlünde ve kalbinde yer almış bir insan. İnşallah hep birlikte bu ülkeyi çok güzel yarınlara, çok çalışarak taşıyacağız.
”Sadece rakamlar açısından bu örneği vermeyi önemli görüyorum”
Ekonomi deyince en önemli kavram güven. Güven olmayınca asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Güvenin olup olmadığını da en önemli, Hazine’nin faiz ödemeleri ile ölçeriz. ‘Bir ülkenin hazinesi çok büyük faiz ödüyorsa o ülkede artık güven ortamı sarsılmıştır. Bir ülkenin hazinesi daha az faiz ödemeye başladıysa o ülkede güven ortamı oluşmaktadır’ deriz. Geçtiğimiz yıl, baktığımızda, 311 milyar liralık faiz ödemesi oldu Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin. Bu yılki bütçe için planlanan rakam da 560 milyar. Üzerine bir de 200 milyar kur farkı eklediğinizde neredeyse bu yıl için 765 milyar ödemeyi planlıyor şu anki hükümet. Bu para, tam bir milyon adet konutu yapıp bedava vatandaşlarımıza vermeye yetecek büyüklükte bir para. Bir milyon konuta yetecek bir faiz ödemesini geçen yıl hükümet yaptı, bu yıl de yapacağını bütçe ile birlikte ilan etmiş oldu. Sadece rakamlar açısından bu örneği vermeyi önemli görüyorum.
”Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz”
Tabii ekonomi deyince ‘önce insan’ diye başlamak lazım. Ekonominin en önemli amacı, insan onuruna yaraşır bir hayat sağlamaktır vatandaşlara. Bunun da temelinde adalet var; ehliyetli, liyakatli kadrolar ile çalışmak var ve istişare kültürü var. Adalet, sadece yargıda işlerin hızlı ve düzgün yürümesi değil. Adalet, aynı zamanda fırsat eşitliği. Eğitimde, işe girerkenki fırsat eşitliği. Ki biz işe girerken mülakatı kaldıracağımızı ilan ettik. O çok önemli bir aşama olacak. Yine, terfide fırsat eşitliği. Adalet olmadan asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Yine ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışmak. ‘Bir adet kurtarıcı gelsin, bütün sorunları çözsün.’ Böyle bir şey yok. Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz.
”En önemli amaçlarımızdan bir tanesi de bu”
Üçüncü konu da bahsettiğim gibi istişare. İstişare olmadan mümkün değil. Sivil toplumla, meslek örgütleriyle devamlı iletişim halinde, sorunları anlayan, dinleyen ve önerilerle de birlikte yeniden dönüp çözüm üreten bir yönetim ilkesine sahip olmamız gerekiyor. Zaten bunun içindir ki Ekonomik ve Sosyal Konsey’i uzun süreden sonra derhal toplama kararı aldık. Kısmet olursa hükümet kurulduktan sonraki ilk işlerden birisi, hemen Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplayıp sosyal taraflarla etkileşim içerisinde politikalarımızı neticelendirip uygulamaya başlamak. En önemli amaçlarımızdan bir tanesi de bu.
”Vatandaşlarımızı AB standartlarında bir hayata, hayat şartlarına ulaştırmak”
Tabii bütün bunlar için Türkiye’nin aslında çok önemli uzun vadeli bir hedefe ihtiyacı var. Bu hedef de AB standartları. AB’ye üye olalım ya da olmayalım, bu ayrı bir mesele. Ama bizim 86 milyonluk nüfusumuz, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusu, AB standartlarında bir hayatı hak ediyor. AB standartlarına ulaşmak için de hukukun üstünlüğünde, demokraside, temel hak ve özgürlüklerde, ama hayatımızın her safhasında, şu giydiğimiz gömleğin kumaşının kalitesinden tutun da içtiğimiz suyun kalitesine kadar, vatandaşlarımızı AB standartlarında bir hayata, hayat şartlarına ulaştırmak. Bu, en önemli hedefimiz.
”Büyüme ve kalkınmada hızlı koşarken çevreye zarar verip nesiller arası adalete zarar getirecek bir tutum asla almayacağız”
Aynı zamanda AB ile vizesiz seyahat… Bu konuda yapılacaklar aslında belli. Çok zor şeyler de değil. Biz, 3 ay içerisinde, AB ile olan seyahatlerde vizenin kaldırılmasıyla ilgili üzerimize düşeni yaparız. Türkiye olarak bunları tamamlayabiliriz. 3 ayda bu noktaya işi getiririz ki gençlerimiz Avrupa’yı görsünler. Avrupalılar, Türkiye’ye daha rahat gidip gelebilsinler. İletişim yoğunlaşsın, ekonomi çok daha yoğun bir etkileşim içerisine girsin ve Türkiye, bütün vatandaşlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun kıymetli olduğu bir noktaya ulaşsın. Tüm bu yoğun çalışmada tereddütsüz çevreye çok dikkat edeceğiz. Ekonomik büyüme ve kalkınmada hızlı koşarken çevreye zarar verip nesiller arası adalete zarar getirecek bir tutum asla almayacağız.
”Belli bir geçim seviyesinin altına düşmesine de kesinlikle müsaade vermeyeceğiz”
Yine bütün bu süreçte sosyal politikalara çok önem vereceğiz. Sosyal devlet kaygımızı hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Evet, koşacağız, yarışacağız, dünyada çok daha güçlü bir ekonomiye ulaşmanın mücadelesini vereceğiz ama bu yarışta sosyal devletin gereği ne varsa yerine getirip hiçbir vatandaşımızın belli bir gelir seviyesinin, belli bir geçim seviyesinin altına düşmesine de kesinlikle müsaade vermeyeceğiz.
”Kara kış çok yakında bitecek ve ülkemiz nice baharlara doğru emin bir yolculuğa çıkacak”
Türkiye, çok güçlü ve büyük bir ülke. Çok büyük potansiyeli var. Ama bu potansiyeli açığa çıkartmak, ancak iyi bir yönetimle, dürüst ve ehil kadrolarla mümkün. Biz, bunu biliyoruz. Zaten bu amaçla yola çıktık. Bu amaçla da vatandaşlarımızın desteğine talip olduk. İnşallah kara kış çok yakında bitecek ve ülkemiz nice baharlara doğru emin bir yolculuğa çıkacak.”
Kılıçdaroğlu, videonun sonunda şunları söyledi:
”Ben de ülkeyi rayına oturttuktan sonra huzurla emekli olacağım ve bu ekibin başarılarıyla gurur duyacağım”
“Çok teşekkürler Sayın Genel Başkan’ım. Liyakatsizlerin ülkeyi getirdiği felaketten dolayı soğanı bile fiyatını sorarak alıyor halkımız. Biz; adaletsizliğe, kötü yönetime ve kutuplaştırmaya karşı birleşe birleşe kazanacağız. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında Türkiye’miz, bu şampiyonlar ligi kadrosuyla ışıl ışıl parlayacak. Ben de ülkeyi rayına oturttuktan sonra huzurla emekli olacağım ve bu ekibin başarılarıyla gurur duyacağım. Bu da benim en büyük arzum. İyi akşamlar.”