Barış SEDEF/ İSTANBUL
TÜRKONFED ve İSİFED’in ev sahipliğinde düzenlenen finansmana erişim konulu toplantı reel sektör ve bankacılık tarafındaki oyuncuların katılımıyla gerçekleştirildi. Şekerbank KOBİ, Tarım ve Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tuğbay Kumoğlu, KGF’nin teminatıyla bankaların müşterilerine ticari nitelikli bir kredi kartı sunduğunu belirtti. Müşterilere sağlanan bu tahsis doğrultusunda KGF’nin belirlediği MSS kodlarına göre firmalar verildiğini söyledi.
Kumoğlu, “KGF teminatı ile işletme harcamalarının finansmanında kullanılmak üzere verilen şirket kartları, KGF’nin belirlediği faaliyet alanlarında kullanılabiliyor. Böylece hem firmanın faaliyeti ile ilgili finansman imkânı sağlanmış oluyor hem de ödeme doğrudan tedarikçiye yapılarak harcamaların sistem içerisinde kalması sağlanıyor” dedi.
Dijitalleşme, ödeme sistemleri dünyası, nakit akışı ve nakit akışına yönelik geliştirilen finansman modellerinde Türk bankacılık sektörünün globalde birçok bankanın önünde yer aldığına dikkat çeken Kumoğlu, “Banka tarafında işletmeler açısında en önemli konu nakit akışıdır. Nakit akışını sağlıklı bir şekilde banka ile paylaşmanız kıymetli. Nakit akışını ne kadar şeffaf bir şekilde bankalarla paylaşırsanız, size sunacakları çözüm önerileri de o yönde daha fazla esneyecektir. Önümüzdeki dönemde bu konu daha fazla gündeme gelecek” dedi.
29 Ekim itibarı ile bankaların kredi kullandırmalarında fatura zorunluluğunu getireceğine dikkat çeken Kumoğlu, firmaların nakit akışı ve bilançolarının daha fazla önem kazanacağını ve bu sürecin KOBİ’lerin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağına işaret etti.
Kumoğlu, KGF Kart projesiyle belgeli harcamaların finansmanında önemli bir adımın atıldığına dikkat çekerek, benzer uygulamaları önümüzdeki dönemde sektör genelinde daha da yaygınlaşacağını, bu açıdan bankaların nakit akşının finansman olanaklarına ulaşmada kritik faktör olduğunun altını çizdi.
“Finansman, firmaların yakıtı”
TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, kredilere yönelik son getirilen kararın finansmana erişimi daha da zorlaştırdığına dikkat çekerek bu durumun firmaların rekabet edebilirliğini de olumsuz yönde etkilediğini bildirdi. Kararın alınmasından itibaren yaklaşık bir aylık bir süre zarfının geçtiğine vurgu yapan Sönmez, “Yurtiçi finansman musluklarının nerdeyse kapalı olduğu dönemde, vadelerin kısaldığını kredi maliyetlerinin hala çok yüksek olduğunu görüyoruz” dedi.
Bankacılık ve finans sektöründe kredi portföyünün yönetiminin zorlaştığına ve uygulama konusunda ciddi bir kafa karışıklığı yaşandığına işaret eden Sönmez, “Bu durum haliyle damla damla akan finansman suyunun kaynağından kesilmesi anlamına geliyor. Böyle bir dönemde kredi musluklarının kısılması dahi ekonomide çarkların yavaşlamasını başlatabilir. Çağımızda her firmanın iklimi ekonomi, yakıtı ise finansmandır biz finansmana ne kadar uygun şartlarda erişebilirsek Türkiye’ye geleceğe taşıyacak üretime, yatırıma ve istihdama da aynı oranda güç verebiliriz. Bu noktada finansmana erişim kanallarında kolaylıkların sağlanması önemli” değerlendirmesinde bulundu.
Düşük faiz uygulamasının kredi faiz oranlarına tam tersi bir etki yarattığını belirten Sönmez, politika faizi ile reel faiz arasındaki makasın her geçen gün açıldığına ve firmaların borçlanma maliyetlerinin artış gösterdiğine dikkat çekti. Son bir yılda işletme sermayesi maliyetlerinin yaklaşık 4 kat artış gösterdiğini ileten Sönmez, işletmelerde çarkların dönmesi için TÜRKONFED olarak bu konuda çözüm önerilerini sıraladıklarını söyledi.
“Dünyada 370 milyar dolarlık hacme sahibiz”
TÜRKONFED Finansmana Erişim Komisyonu Başkanı Kaan Kiziroğlu, Türkiye’de bankacılık sektörünün dünyada 370 milyar dolarlık hacme sahip olduğunu dile getirerek, “Dünya kredi hacminin 253 trilyon dolar olduğunu düşündüğümüzde 370 milyar dolarlık rakamın en az üç katına erişmemiz gerekiyor. Bunu yakalayabilirsek bankacılık sektörü şu anki gayri safi milli hasılamızı destekleyebilir. Yaptığımız bir araştırmada ABD’de bankalar ABD gayri safi milli hasılasında yüzde 70’lik paya sahip. Bizim ülkemizde ise bu rakam yüzde 50 seviyelerinde daha gitmemiz gereken çok yol var. Kredi fonlarının ve bono tahvil piyasaları ile diğer kredi enstrümanlarının yolu oldukça açık” dedi.
Tedarik zincirindeki kırılma Türkiye’yi öne çıkardı
İstanbul Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (İSİFED) Başkanı Muammer Ömeroğlu, reel sektördeki birçok firmanın finansmana erişim noktasında sorunlar yaşadığına dikkat çekerek, “Dünya pandemiyle başlayan ve Rusya-Ukrayna Savaşı ile devam eden bir sürecin içerisine girdi. Bu dönemde tedarik zincirinde ciddi değişimler ve kırılmalar oldu. Ülkemiz açısından da bu durumun pozitif yansımalarını görüyoruz. Özellikle sanayi tarafında başta döküm, demirçelik ve tekstil alanındaki siparişlerin ve kapasite kullanım oranlarının yükseldiğini görmek mümkün. Finansmana erişimin sağlanması ve enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarında dengelenmenin sağlanmasıyla ciddi bir ivmelenmenin yakalanacağını öngörüyoruz” açıklamalarında bulundu.