Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın “Bu şartlarda hukuken ve fiilen mümkün değil, seçim ertelenmeli.” çıkışı tartışma yarattı. Arınç ” Seçimlerin sadece savaş nedeniyle ertelenebileceğine ilişkin Anayasa hükmünü de hatırlattı, Anayasalar kutsal metinler değildir, değişebilir.” dedi.
Arınç’ın açıklamalarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan tepki geldi.
”Seçim savaş dışında ertelenmez.” diyen Kılıçdaroğlu, ”Seçimleri ertelemeye çalışıyorlar. Rolü belli isimleri öne sürüyorlar. Seçimler zamanında olacak. Hukuk devleti, Anayasa ve kurumlar bunu çok iyi bilsin. YSK böyle bir talebi dillendirirse demokrasiye darbe olur.” ifadelerini kullandı.
Uzaktan eğitim kararına tepki
Depremzedelerin yurtlara yerleştirilebilmesi için üniversitelerde uzaktan eğitim kararı alınmasına da tepki gösteren CHP Genel Başkanı, ”O kadar saçmaladılar ki akılsız işlere devam ettiler. Üniversitelerimize ve öğrenci yurtlarına çökmeye çalışıyorlar. İstanbul’da 750 bin konut boş, turizmde 1,6 milyon kapasite var. Derhal üniversiteleri açın, öğrenciler yurtlarında kalsın. Büyükşehirlere gelenlerin tamamının yerleşim sorununu çözeceğiz.” sözleriyle tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan diğer başlıklarsa şu şekilde:
”Dehşet içindeyim, bir üzülüyor, bir öfkeleniyorum. Duygularım karma karışık. Evlat kaybetmiş annelere sarıldım. Ölmüş evladının cenazesini bekleyen babalarla ağladım.
Bu millete ‘Devlet nerede’ diye sordurttular. Tedbirsizlik, sorumsuzluk, denetimsizlik, yıkım, çöküş, rüşvet, liyakatsizlik, yağma, hırsızlık… Devlet nerede sorusu bunları akıllara getiriyor. Vatandaşlarımızın kanı bu iktidarın elindedir. Tek adam rejimi devleti felç etti. Devlet yönetilmiyor, devlet yok edildi. Bu yaşadıklarımızın tek sorumlusu, tek adamdır.
İnsanlarımız donarak öldüler. İnsanlarımız ölürken, onlar bu işi nasıl siyaset üstüne taşırız diye özel çaba harcadılar. Beceriksizlikleri on binlerce cana mal oldu. İnsanlarımız enkaz altında inlerken, Mehmetçiğimiz kışlada bekledi. Bu nasıl bir korkaklıktır… İlk 12 saat içinde bütün sorunları çözebilecek kapasiteye sahip ama kışlada beklettiler.
Tüm akli melekelerini kaybettiler. Tüm kurtarma alanlarının koordine olduğu alan sosyal medyaydı, yasak getirdiler. Haber kanallarına sorumluluğu hafifletme talimatları verdiler. İsyan eden vatandaşlarımızın önünden mikrofonları çektiler. Bir de ‘Kader planı’ dediler.
Sevgili halkım senin kader planında donarak ölmek var. Onların kader planında ise saraylar ve ışıltılı hayat var. Sonra İletişim Başkanlığı’nı devreye adlılar. Asrın Felaketi kampanyasını öne sürdüler. Bölgede hala arama kurtarma faaliyetlerini koordine edemeyen Erdoğan kendi iletişimin koordinasyonunu yaptı. İnsanlar molozlar altındayken video servis etmeye başladılar. Gerçekten akıllarını kaybetmişler.
Aslında biz bu İletişim Başkanlığı’nı daha önce de izlemiştik. Bu vitaminsiz Gobbels bunu daha önce de yapmıştı. Türkiye Yüzyılı dediler, asrın felaketini konuşuyorlar. İletişim Başkanlığı, Erdoğan ne zaman batırırsa, yeni bir kavram servis etmeye başlıyor. Yaptıkları PR acizliklerini normalleştirme çabasıdır.
Artık yetti, milletin canına tak etti. Bu ülke için asrın felaketi tek adam rejimidir, Erdoğan’dır. Halkımıza yaşatılan koordinasyonsuzluk asrın beceriksizliğidir. Saygın kuruluşlar açıklanandan daha fazla can kaybından ve 84 milyar dolarlık hasardan bahsediyorlar. Vefat edenlerin sayısı 30 bini geçti ama bir kişi istifa etmedi. Nasıl bir koltuk merakıdır, nasıl bir rant anlayışıdır. Rüşvet ve yandaş politikaların affı olmaz.
Halkıma söz veriyorum asla yakalarını bırakmayacağım ve hesabını soracağım.” şeklinde konuştu.