Arkadaşlarıyla kartopu oynarken vitrin camına kartopu çarptığı gerekçesiyle işyeri sahibi tarafından bıçaklanan Nuh Köklü, “ne olur bu bir rüya olsun” sözleriyle yaşama veda etti…
Bu cümle bir senaryodan alıntı değil maalesef; 18 Şubat 2015’te Kadıköy’de yaşandı. Yönetmen Özcan Alper Karanlık Gece’yi Nuh Köklü’ye ithaf ederek nefret söylemiyle beslenen şiddetin korkunçluğuna dikkat çekiyor. Ötekileştirme kültürü, maçoluk-erkeklik kavramlarının tamamen zehirli bir sarmaşık gibi toplumda nefreti meşrulaştırması gerçeği Karanlık Gece ile sarsıcı bir filme dönüşüyor. Özellikle taşranın küçük dünyasında kolayca vücut bulan nefret ve psikolojik şiddeti İshak ve Ali odaklı hikâyede izliyoruz. Yeni atandığı kasabada yaban hayatı koruma görevini hakkıyla yapmaya çalışan Ali kısa sürede mevcut tekere çomak soktuğunu anlıyor. Yasalara aykırı biçimde avlanma, kapan kurma ve doğanın sahibi biziz egosu karşısında insan olma bilincini ve yasaları hatırlatan memura iftira, tehdit ve akla gelebilecek her tarz psikolojik şiddet uygulanıyor; amirlerin de katkısı ve göz yumması eşliğinde…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.