Muhalif- Ankara
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala’nın, sağlık kamu çalışanları arasındaki istihdam statülerinin yol açtığı gelir eşitsizlikleri hakkında Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Kamu çalışanlarının özlük hakları eşitlikçi bir izdüşümle yeniden düzenlenmelidir” dedi. Memur maaşları ve vergi artışlarının da içinde bulunduğu AKP’nin 17 maddelik torba teklifle ilgili Pala, “TÜİK açıklamalarına göre yaklaşık %18’lik maaş artışı ve 8077 tutarındaki ek ödemenin kamu sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılamadığı ortadadır” dedi. Emekli maaşlarındaki yetersiz artışa da işaret eden Pala’nın basın toplantısı metni şöyle:
Kamu çalışanlarının gelirlerinin düşük olmasının yanı sıra istihdam statülerinin yol açtığı gelir eşitsizlikleri de söz konusudur.
Örneğin aynı kurumda kamu işçisi statüsü ile istihdam edilen lise mezunu bir işçi Haziran ayında yoksulluk sınırına yakın ( 30 bin TL) bir ücret alırken, 33 yıllık kamu hizmeti olan bir mühendisin eline ancak 20.400 TL geçmektedir. Çok açıktır ki, her kamu çalışanının en az yoksulluk sınırı üzerinde gelirinin olması en temel hakkıdır, yükseköğrenim görmüş ve uzun yıllar boyunca hizmet sunmuş bir mühendisin ise daha yüksek bir ücretle istihdam edilmesi gerekir.
Kamuda istihdam edilen personelin niteliği ve farklı alanlardaki çalışanlara verilen maaşlar arasındaki uçuruma bakarak, son yirmi bir yılda iktidar tarafından uygulamaya konulan politikalarla; yüksek eğitimli çalışanların tabi oldukları düşük ücretlerle değersizleştirildiğini, eşit işe farklı ücret yaklaşımıyla iş barışının bozulduğunu ve kamu çalışanlarına bir tür bezdirme politikalarının uygulandığını maalesef gözlemliyoruz.
Kamu hizmetlerinin başat aktörlerinden sağlık çalışanları da ücret düşüklüğü ve adaletsizliğinden derinden etkilenmektedir. Aynı işi yapan sağlık çalışanları arasında hem aktif çalışma hayatı süreçlerinde hem de emeklilik süreçlerinde derin ve kabul edilemez gelir farklılıkları vardır.
Zorlu bir eğitim sürecinden geçen ve çalışma koşulları çok ağır olan, buna karşın özveriyle hizmet sunmaya çalışan sağlık personeli, sefalet sınırında maaşların yarattığı yoksulluk karşısında çaresiz kalmıştır.
Kamu sağlık çalışanlarının özlük haklarındaki düşüklük, ülkemizdeki sağlık sisteminin en temel sorunlardan biridir. Maalesef Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, bu sorunu görmezden gelmekte, çözümü için çaba göstermemektedir.
Sağlık çalışanlarının Haziran 2023 ayı gelirlerinden birkaç örnek, açlık sınırına yakın maaşları göstermesi bakımından çok dramatiktir.
(7/1) yeni başlayan lisans mezunu hemşire 14,464 TL
(1/4) 20 yıllık lisans mezunu hemşire 16,422 TL
(8/1) yeni başlayan lisans mezunu fizyoterapist, psikolog, diyetisyen 14,519 TL
( 1/4) 20 yıllık lisans mezunu fizyoterapist, psikolog, diyetisyen 16,704 TL
(8/3) Yeni başlayan eczacı 15,332 TL
( 1 /4) 20 yıllık eczacı 18,390 TL
(8 /2) Yeni mezun hekim 19,229 TL
(1/ 4) 20 yıllık uzman hekim 23,898TL
Sağlık çalışanlarının bağlı oldukları sosyal güvenlik kurumu nedeniyle emekli maaşları arasında da büyük farklılıklar söz konusudur.
Örneğin 27 yıl kamu hizmetinden sonra Emekli Sandığı’ndan emekli olan bir göz uzmanı Haziran 2023’te 25 bin TL emekli maaşı alırken, 37 yıl çalıştıktan sonra SSK’dan emekli olan bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının emekli maaşı açlık sınırının altında ve yalnızca 9300 TL’dir.
Bağlı oldukları sosyal güvenlik kurumunu kendi iradeleri ile seçme hakkı olmayan sağlık çalışanlarının emekli maaşları arasındaki bu kadar büyük farklılıklar kabul edilemez.
Bilindiği gibi son yıllarda, yurttaşların AKP Hükümetlerinin kamu hizmetlerinden memnuniyetleri hızla azalmaktadır. OECD tarafından yayınlanan 2022 Yılına İlişkin Kamu Hizmetlerinden Memnuniyet Araştırmalarında Türkiye;
●Eğitim sisteminden memnuniyetin en düşük olduğu ülke,
●Yargı sisteminden memnuniyetin en düşük olduğu ülkelerden biri ve
●Sağlık sisteminden memnuniyetin düşük olduğu ülkelerden biridir.
Eğitim, yargı ve sağlık hizmetlerinden memnuniyet OECD ortalamasının altındadır. Bunun önemli nedenleri arasında AKP hükümetlerinin devleti bir şirket gibi yönetme yaklaşımını benimsemesi ve liyakata uymayan kamu yöneticileri atamasının yanı sıra kamu çalışanlarının özlük haklarında düşüklük ve eşitsizlikler de bulunmaktadır.
Kamuda en düşük ücret emekliliğe yansıyan biçimiyle yoksulluk sınırının üstünde olmalıdır ve kamu çalışanlarının özlük hakları arasında eşitsizlikler giderilmelidir.
Ancak Meclis’e dün getirilen kanun teklifine bakıldığında, TÜİK açıklamalarına göre yaklaşık %18’lik maaş artışı ve 8077 tutarındaki ek ödemenin kamu sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılamadığı ortadadır.
Bu artışla dört yıllık lisans mezunu sağlık çalışanlarının maaşları halen yoksulluk sınırının altında kalmakta, statülerine göre var olan farklılıklar konusunda ise hiçbir şey yapılmamaktadır.
Emeklilerin maaşlarındaki artış da çok yetersizdir.
Pandemide çok açık olarak bir kez daha gözlendiği gibi, yaşamlarını tehlikeye atarak özveriyle kamu hizmeti sunan sağlık çalışanları çok daha fazlasını hak ediyor.
Kamu sağlık çalışanlarının haklarını almalarını sağlamak için mücadele etmeye devam edeceğiz.