“Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin en çok etkilediği 11 ilden biri olan Hatay’da bulunan Dr. Öz ile kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Halit Yerebakan, değerlendirmelerde bulundu.
Dr. Öz, Hatay’da depremde yıkılan binaların bulunduğu sokakta yürürken bunların “kabus” olduğunu umduğunu söyledi. Öz, “Şahit olduğum bu kabusta binaların içine baktığınızda, bu aileler evlerinden çıkamamış.” diye konuştu.
İnsanların, yıllarca yaşadıkları binaların altına gömülü bedenlerinin olduğunu ifade eden Öz, Türk insanının dayanışmasının halihazırda bir “güvence” oluşturduğunu, bunun iyi bir haber olduğunu belirtti.
Öz, “Bu kabusta bile her yerde umut görüyorum.” ifadesini kullandı.
Hatay’da dün hastanede ziyaret ettikleri depremzede Samir Muhammed Accar’ın, depremin 296. saatinde enkazdan çıkarılmasını anımsatan Öz, bu kişinin hayatta kalacağına inandığını vurguladı.
Öz, “Zarar görenlerin çoğu, sağlık görevlileri. Bu insanlar topluma ilk yardımı sağlayanlar ve şimdi yoklar. Bu durum insanların, normal şartlarda beklenenin ötesinde işler yapmaları ihtiyacına yol açtı.” değerlendirmesinde bulundu.
Felaket ve insani yardımlar
Türkiye’nin insani yardımlara kapsamlı katılımının, birçok kişinin takdirini kazandığına işaret eden Öz ancak bu felaketin mültecilere ve afet bölgelerine sağlanan desteği büyük oranda etkileyeceğini dile getirdi.
Öz, halihazırda 50 bine yaklaşan ve enkazın kaldırılmasının ardından zamanla daha da artacak ölümlerle ilgili gerekenin yapılabilmesi için tüm insanlığın harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Deprem bölgesinin oldukça büyük olduğuna işaret eden Öz, binaların yüzde 70 ila 80’inin yıkıldığını ve ayakta kalanların da muhtemelen yaşanılacak durumda olmadığını ifade etti.
Öz, hastanelerdeki doktor ve hemşirelerin de zorda olduğunu ki bu insanların asıl yardım edecek kişiler olduğunu belirterek sağlık personeline gıda ve barınak sağlanması gerektiğine dikkati çekti.
Diğer yandan, felaketin ilk gününden itibaren sosyal medya hesaplarında yaptığı yardım çağrısına karşılık bulduğuna işaret eden Öz, Amerikalıların “cömert” olduğunu kaydetti.
Türkiye’de yapılması gerekenlerin, herkesin odaklandığı akut insani krizle sınırlı olmadığını vurgulayan Mehmet Öz, yeniden inşa için 3-4 yıl çalışılması gerektiğini söyledi.
Sokaklardan enkazın kaldırılması ve güvenli bir temel üzerine sağlam binalar inşa edilmesi gerektiğini kaydeden Öz, “Bunu yapacağımıza eminim.” dedi.
Öz, deprem bölgesine ziyaretinin amacına ilişkin, “Çoğu iş uzaktan yapılabilir ancak oraya gidip kendi gözlerinizle görmelisiniz.” diye konuştu.
Burada depremin geniş etkisine dair gördüklerini tahmin bile edemeyeceğini ifade eden Dr. Öz, bir kere kendi gözünüzle görünce asla unutulamayacağını, gördüklerinin kendisini Türk halkı için destek, para ve kaynak toplamak için “daha iyi bir sözcü” yaptığını söyledi.
Doktor Öz, özellikle birkaç hafta daha hastanelerde ilk müdahalede bulunanlara morallerini artıracak konuşmalar yapmanın önemine dikkati çekti.
Accar’ın kurtarılması “olağanüstü bir mucize”
Yeditepe Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halit Yerebakan da yıkılan binaların bulunduğu sokaklarda yürürken felaketin ilk 24 saatinde neler yaşanmış olabileceğini tahayyül etmeye çalıştığını belirtti.
Yerebakan, depremin 296. saatinde Accar’ın enkazdan çıkarılmasını “olağanüstü bir mucize” olarak niteledi.
Accar’ın anlattıklarından alınacak büyük dersler olduğunu vurgulayan Yerebakan, bunlardan, gelecek nesillere aktarılacak birçok tavsiye olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Yerebakan, arama kurtarma çalışmalarının ardından mümkün olan en kısa sürede düzen kurulması ve yaşam koşullarının sürdürülebilir olması gerektiğini belirtti.
Halit Yerebakan, depremde hayatını kaybedenlerin ailelerine ve tüm Türkiye’ye başsağlığı diledi.
Dr. Öz ile Prof. Dr. Yerebakan, dün Hatay’da bulunan Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde tedavi gören depremzedeleri ziyaret etmişti.
Öz ve Yerebakan, depremin 13. gününde enkazdan çıkarılan Samir Muhammed Accar ile yakından ilgilenmişti.