DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, geçtiğimiz günlerde eski başbakanlardan Tansu Çiller’in Cumhur İttifakı’nın Adayı Murat Kurum’a destek açıklamasına vurguda bulunarak “JİTEM ittifakına karşı biz halkımızla ve ezilenlerle ittifak kurduk” dedi.
Bakırhan, yerel seçimler kapsamındaki Mardin’de ziyaretler gerçekleştirdi.
Mardin’de halk buluşmasında konuşan Bakırhan, “Bizim perde arkasında, karanlık koridorlarda yaptığımız bir ittifak yok. Ama bizim karşımızdaki ittifak JİTEM ittifakıdır, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde oluşturulan bir ittifaktır. Biz de bu ittifak karşısında Türkiye halklarıyla, emekçileriyle, Alevileriyle, Araplarıyla, Türkleriyle, ezilenleriyle, kadınlarıyla birlikte bir ittifak yaptık ama halkın ittifakını yaptık” ifadelerini kullandı.
“31 Mart tekrar bizim baharımız olacak” diyen Bakırhan, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyasına da tepki gösterdi. Bakırhan, “Erdoğan silah fuarındaki silahlarını tanıtıyor. Yerel seçim mi yapıyoruz silah fuarı mı yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un “yeni Anayasa” çıkışını da değerlendiren Bakırhan, “Bunların yeni anayasa dediği tek adama daha güçlü bir şekilde hizmet edecek bir anayasadır. Yeni anayasaya evet ama demokratik olsun” değerlendirmesinde bulundu.
Tuncer Bakırhan’ın Mardin’de yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şu şekilde:
“Bu seçim Beyaz Torosçuların ortak olduğu ittifak ile Kürtler ve ezilenler arasındaki bir seçimdir. ‘Kürtlerle kardeşiz, hiçbir sorunumuz yok’ diyenlere hatırlatıyoruz. Kardeşseniz Derik’te, Mardin’de terör estiren, Kürtlerin gençlerini, kadınlarını katleden Musa Çitil davası mahkemeleriniz tarafından cezasızlıkla sonuçlandı. Kürtler bunu unutmadı. Kürt sorununda Musa Çitil şahsında ne olduğunu hep beraber gördük, yaşadık. Musa Çitil burada yapmış olduğu kötülüklerden dolayı yargılanmak yerine “Müslümanız, ümmetiz, kardeşiz” diyen AKP iktidarı tarafından ödüllendirildi. Bu ne anlama geliyor? Kürtleri katletmenin, evini yakmanın, gencini kuyulara atmanın karşılığı cezasızlıktır. İşte bu seçim Musa Çitillerin, Tansu Çillerlerin, Ergenekoncuların, derin devletçilerin, Beyaz Torosçuların ortak olduğu bir ittifak ile emekçilerin, yoksulların, Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin arasındaki bir seçimdir. Bu seçim sizin seçiminiz ile sizi ret ve inkar edenlerin seçimidir.
“YOKSUL GENÇLERİMİZE BURS VERECEĞİZ”
Kayyımların yaptıkları usulsüzlükleri günlerce anlatsak bitmez. Kayyım Derîk’te belediyemizin 400 yoksul öğrenciye vermiş olduğu bursu kesmiş, bir de o bursu geri istemiş. Kayyım Efendi, biliyorum sen Kürt’ün okuyanına da karşısın. Burs alan çocukların burslarını keserek bu kente ne kadar büyük kötülük ve düşmanlık yaptığını gösterdir. İnşallah 31 Mart’tan sonra 400 değil binlerce ihtiyacı olan gencimize tekrar Mardin Büyükşehir Belediyemizin katkısıyla burs vermeye devam edeceğiz.
Bu kadar bereketli topraklar varken neden yoksuluz, neden işsiziz? Neden Karadeniz’e ve başka yerlere mevsimlik işçi olarak çay, fındık, mısır, tütün, pamuk toplamaya gidiyoruz? Bu kadar zengin toprağı olan bir halk mevsimlik işçi olarak çalışır mı? Bu topraklar değil sadece Derik halkını, 3-4 tane Mardin’i besleyecek alt yapıya sahip. Ama su yok, DEDAŞ terörü var. DEDAŞ Kürt tarlasını ekmesin, kuyudan su çekmesin diye özellikle çalışıyor. Emin olun parasını fazlasıyla ödeseniz de elektriğinizi kesecekler. İstiyorlar ki aç kalın, istiyorlar ki sürgün olun, istiyorlar ki bin yıllardır atalarımızın yaşadığı olduğu bu topraklardan göç edelim, bu topraklar Kürtsüzleşsin. Onlara inat yerimizde kalacağız, yurdumuzda kalacağız, toprağımıza ve doğamıza sahip çıkacağız. Gençlerimize sahip çıkacağız. Bir gün DEM gelecek devran dönecek. Kendimizin de kendimizle birlikte ihtiyacı olan insanların da beslenmesini ve üretim yapmasını sağlayacak günlere de kavuşacağız.
“31 MART TEKRAR BAHARIMIZ OLACAK”
Kürt sorunu nedir diyorlar? Kürt sorunu Musa Çitil’dir. Size sorduklarında Musa Çitil’dir deyin. Katliamdır, faili meçhul cinayettir, Kürt’ü yok edenin ödüllendirilmesidir. Kürt sorunu Derik halkını yoksullaştırarak, mevsimlik işçi olarak Türkiye metropollerine gönderen orada da ırkçı saldırıya uğratan zihniyettir. Bu zihniyeti kınıyoruz. Değerli Derikliler 31 Mart tekrar bizim baharımız olacak. Bu çeteleri, dilimize ve kadın arkadaşlarımıza düşman bu anlayışı göndereceğiz. Sizin yiğit evlatlarınızla birlikte adaletsizliğin, eşitsizliğin, rantın ve usulsüzlüğün olmadığı belediyecilik anlayışını Derik’te tekrar egemen kılacağız.
“BU SENDROM BİTTİĞİ ZAMAN TÜRKİYE’YE DEMOKRASİ GELECEKTİR”
Allah aşkına hangi televizyonu açsanız DEM Parti, Dem Parti, Dem Parti… ATV’sinden TRT’sine, A Haberinden diğer bütün kanallarına. Bu nasıl bir sendromdur? DEM Parti olmasa acaba ne yaparsınız, neyi tartışırsınız? Heybenizden DEM Partiye yaptığınız eleştirileri, küfürleri, hakaretleri çıkarırsak bir şey kalır mı? Emin olun kalmaz. DEM Parti; adaletsizlik, yolsuzluk ve hırsızlık yapanların, kent sabıkası olanların karşısındadır. Onun için korkuyorlar. Korksunlar! DEM Parti geldiği zaman bütün bunların hesabını soracaktır. DEM sendromu bir gün mutlaka bitecektir. Bu sendrom bittiği zaman emin olun ki Türkiye’ye demokrasi gelecektir.
Şimdi bütün partiler DEM Parti’nin gizli ittifak yaptığını söylüyor. Değerli halkımız, biz size söz verdik; ne yapacaksak açık yapacağız, şeffaf yapacağız dedik. Emin olun aynısını da yaptık. Sandığı kurduk, siz karar verdiniz. Batı’da kent uzlaşısı çerçevesinde işbirliği yapacağız dedik, yapabildiklerimizi yaptık. Sadece bir siyasi parti ile değil o kentin dinamikleriyle. Yapılmayan yerlerde de kendi adaylarımızla çıktık. Bizim perde arkasında, karanlık koridorlarda yaptığımız bir ittifak yok. Ama bizim karşımızdaki ittifak JİTEM ittifakıdır, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde oluşturulan bir ittifaktır. Biz de bu ittifak karşısında Türkiye halklarıyla, emekçileriyle, Alevileriyle, Araplarıyla, Türkleriyle, ezilenleriyle, kadınlarıyla birlikte bir ittifak yaptık ama halkın ittifakını yaptık. Toplumcu belediyecilik yapacak, elimize geçtiğinde hizmet üretecek anlayışın ittifakını yaptık.
“YEREL SEÇİM Mİ YAPIYORUZ SİLAH FUARI MI?”
Erdoğan çıkıyor her mitinginde top, tüfek, SİHA, uçak, savaş gemisi anlatıyor. Yurt dışından birisi gelse Erdoğan’ın mitinglerde söylediklerini dinlese yerel seçim olduğunu düşünmez. Zanneder ki silah fuarı yapılıyor, Erdoğan silah fuarındaki silahlarını tanıtıyor. Yerel seçim mi yapıyoruz silah fuarı mı yapıyoruz, vallahi anlamak çok zor. Bunların gözü hizmette değil, demokraside değil. Kürt iradesini gasp edenlerin aklı silahta, savaşta, çatışmada. Başları seccadede, elleri semada ama akılları haramda. Sayın Erdoğan; bu memleketin silaha, topa, tüfeğe ihtiyacı yok. Türkiye yoksullarının parasını, bütçesini o silahlara boşuna yatırmak yerine Dêrik’te işsizliği, yoksulluğu giderecek, gençlerin ve kadınların insanca çalışabilecekleri koşulları yaratsaydın Türkiye Ortadoğu’nun model ülkesi olurdu. Ancak onların aklı hep Kürt karşıtlığındadır. Kürt konuşmasın, Kürt iradesini seçmesin, Kürt olarak bilinmesin, Kürt olarak var olmasın da ne olursa olsun diyorlar. İnşallah silah fuarı tanıtımı gibi konuşma yapanlara 31 Mart’ta Kürdistan’da, Kürt illerinde ve batıda gerekli olan dersi halkımız verecektir.
“DARBE ANAYASASI’NIN ÇAĞRIŞTIRAN BİR ANAYASA’YA İHTİYAÇ YOK”
Meclis Başkanı dün ‘Yeni demokratik bir anayasa ihtiyaç var’ dedi. Evet, yeni bir anayasaya ihtiyaç var ama 12 Eylül darbe anayasasını çağrıştıracak bir anayasaya ihtiyaç yok. Yeni anayasa Kürtleri kabul edecek mi, Kürtlerin anadilini kabul edecek mi, anadilinde eğitim hakkını kabul edecek mi? Kürtlerin bu merkezi sistemden çekmiş olduğu bütün baskıları, ret ve inkar politikalarını ortadan kaldıracak mı? Bunların yeni anayasa dediği tek adama daha güçlü bir şekilde hizmet edecek bir anayasadır. Yeni anayasaya evet ama demokratik olsun, Kürt olsun, Alevi olsun, Süryani olsun, Arap olsun. Hiçbir dil, din, kültür ve inanç reddedilmesin. Böyle bir anayasaya tabii ki varız.
KAÇAK SEÇMEN UYARISI
DEM Parti’den olan olmayan bütün ailelerimize, bütün aşiretlerimize, bütün insanlarımıza, melelerimize, seydalara, kadınlara ev ev gideceğiz. Niye? İki dönemdir irademize atanan bu gaspçı kayyımlar karşısında bir önceki seçimlerden daha iyi sonuç ortaya çıkarmamız lazım. Daha yüksek bir sonuç ortaya çıkararak, bu kayyımcı anlayışa itiraz ettiğimizi, kabul etmediğimizi ortaya koymamız lazım. Bazı yerlere kaçak seçmen taşımışlar. 32 merkeze. Lütfen Dêrik’te olmayan ama seçmen olan bütün insanlarımıza ulaşın. Onlar neredeyseler oradaki ilçe ve il örgütlerimize gitsinler, güzel sıcak bir DEMli çay içsinler, örgütlerimiz onları seçmen oldukları yere gönderecektir. Bu seçim, cezaevlerine doldurulan Selahattinlerin, Gültanların, Figenlerin, Leylaların sizden müjde beklediği bir seçimdir. Bu seçim Dêriklî olup sürgünde olan, Dêriklî olup çeşitli sebeplerle kendi kentinde olmayan çocuklarınızın izlediği seçimdir. Halkımızın takip ettiği bir seçimdir. Bu seçim Cudi’de yanan ağaçların seçimidir.”