İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nde, mayıs ayı İSKİ Genel Kurulu’nda İSKİ’nin teklifiyle suya yüzde 36 ile 53 oranında zam yapılmıştu. Buna göre; İstanbulluların yüzde 75’inin kullandığı birinci kademe suyun birim fiyatı 23.72 liradan 32.28 liraya yükselmişti.
Yeni tarifeyle birlikte konutlarda 0-15 metreküp arası 1’inci kademenin birim fiyatı 23.72 liradan 32.28 liraya, 16-30 metreküp arası ikinci kademenin birim fiyatı 34.14 liradan 49.17 liraya yükseltilirken 31 metreküp ve üzeri 3’üncü kademenin birim fiyatı ise 46.49 liradan 71.10 liraya çıkarılmasına karar verildi.
İşyerlerindeki kademeler ise yeniden düzenlendi. Önceki kademelendirmeye göre en düşük kademe, 62.14 lira, en yüksek kademe ise 71.88 liraydı. Yeni düzenlemeye göre ise, iş yeri birinci kademe 0-15 metreküp arası 84.51 lira, ikinci kademe olan 16-50 metreküp arası 89.49 lira, üçüncü kademe 51-100 metreküp arası 109,98 lira ve 101 metreküp üzeri olan dördüncü kademe fiyatı ise 114,99 lira olarak belirlendi.
İmamoğlu’dan ilk açıklama
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu suya yapılan zamma gösterilen tepkilere ilişkin bir açıklama yaptı. İmamoğlu, İtalya’nın başkenti Roma’da gazetecilerin sorusu üzerine su zammına yönelik şu değerlendirmeyi yaptı:
* İstanbul, 30 büyükşehir belediyesi içerisinde en pahalı su tedariki sağlayan şehirdir. Ne yazık ki göreve geldiğimizde yüzde 45’lere yakın indirim yapmamız olmamıza rağmen daha sonra artan enflasyon, artan maliyetler, emtia fiyatlarındaki yükselişlere rağmen hiçbir zaman hak ettiği fiyat artışını İSKİ elde edememiştir. Hep bütçe açığına düşmüştür. Geçmişte bugünün parasıyla milyarlarca lira İSKİ’den İBB’ye para aktarıldığı bir ortamdan bütçe açığı verir hale gelmiştir İSKİ. Halbuki biz İSKİ’yle bütün zorluklara rağmen beş yılda mucizeler yaratan yatırımlar yaptık.
* Şu anda yapılan zam ile ise denk bütçe üretmiş durumdayız. Yani artı değil bakın, denk bütçe üretmiş durumdayız. Bu mecburiyettir. Kaldı ki yüzde 36 oranında zam yapılmıştır. Açıklanan enflasyon ise yüzde 38. Enflasyonun bile altında olmasına rağmen zam denk bütçeye erişmiştir. O bakımdan bu bir zam değildir aslında. Türkiye’de yaşanan ekonomik koşullarda denk bütçe oluşturma gayretidir.