İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan Alibeyköy’de açılan lojistik merkezinin açılışında konuştu. İmamoğlu konuşmasında, AKP’nin İstanbul adayı Murat Kurum’un kendisini yapmamakla suçladığı ve yapacağını söylediği Silahtarağa Arıtma Tesisi’ni açıkladı, boşaltılmayan Emniyet Otogarı’nı anlattı.
İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
-Buraya gelmesi için ilk tespit edildiğinde ziyaret etmiştim. Bir kısım işgaller ve farklı kullanımlar vardı. Özellikle dere kenarında ne yazık ki çevreye dair olumsuz bir ortamı gözetlemiştik ve kocaman bir alan görmüştük. Tabii bizim projenin koyulacağı yer belli, ihtiyaç belli. Görüyorsunuz çok şık, güzel ve ihtiyacı karşılayan keyifli bir proje çıktı ortaya. Ama biz burayla kalmadık, yaklaşık 65 bin metrekarelik değerli bir yeşil alanı da bitirdik, içinde spor tesislerimiz var. Çevreden buraya olan bağlantı yollarını, açılan üniversitenin geçiş yollarını, yaya geçitlerini yani biz şunu yapıyoruz; bir projeyle ilgili bir yere gittiğimizde bütün çevresine dokunan, bütün sorunlarını çözen anlayışla hareket ediyoruz ve İstanbul’un aslında ne kadar ihmal edildiğini de görüyor ona göre hareket ediyoruz.
“ONLARI BİLE ÇALIŞTIRMAYA BAŞLADIK”
Bu şehir 5 yılda birilerinin 25 yılıyla yarışacak iş yapmasını görünce açıkçası biraz kıskanıyorlar. Ama olsun kıskansınlar, tembelleştiler. Onları bile çalıştırmaya başladık sağda solda, dillerini bile düzelteceğiz göreceksiniz.
-Silahtarağa’da bu arkadaşlar bir arıtma tesisi yapmışlardı, biz yapmama kararı aldık. Niçin? Çünkü birtarafta Baltalimanı’nda açtığımız biyolojik arıtma tesisi diğer tarafta da Yenikapı’daki tesis. Biyolojik arıtma tesisine döndürüyoruz. Her iki taraftaki arıtma tesisleri bu bölgenin ileride artacak nüfusuna rağmen kapasitesini karşılayacak seviyede olduğu için o projenin gereksiz olduğunu tespit ettik ve tam ihale aşamasındayken bugünün parasıyla milyarlarca liralık yatırımı yapmadık. Biz Silahtarağa’da o beton proje oraya girseydi neredeyse 200 bin merte kareye yakın alan orada heba olacaktı. O yemyeşil alanı bir arıtma havuzlarıyla beraber Haliç’in kıyısına konduracak bir akla sahip bunlar. Biz bunu yaptırmadık. Ve diğer tesislerle bu ihtiyacı karşıladık.
“İSTANBUL KONUSUNDA DİLLERE DÜŞEN SAYIN ADAY…”
İstanbul konusunda acemiliğiyle dillere düşen sayın aday proje açıklamasında o projeye gelince yapacaklarını söylemiş. Ben tabi o detayı dinlemedim ama belediye başkan adayımız Mithat Bülent Özmen dedi ki; böyle bir vaatte bulunmuşlar. O kadar bi haber ki İstanbul’dan… Hatta bunu şöyle de ilan etmiş; ‘yapmadığını yapacağız’ diye ilan etmiş. Bunu özellikle Alibeyköy’e, Eyüpsultan’, Kağıthane’ye anlatın. Sizin önünüzdeki o dünya güzeli Haliç’in kıyısına hala inatla ‘o projeyi yapacağım’ demesi kadar cahillik olamaz. Ama bu konuda Eyüpsultan halkı, Kağıthane halkı gereğini yapacaktır.
-Bugün bir güzel haber vermek isterdim. Aksaray’daki Emniyet Otogarı diye bilinen alan buraya taşınacaktı. Demek isterdim ki mülkiyeti İBB’ye ait olan yük ve yolcu terminalini de oradan boşalttık. Trafik akışını rahatlattık, yayalar artık güvende demek isterdim. Ne yazık ki bir vahim tabloyu da anlatacağım burada:
“EKİPLERİMİZİN KAROT ALMA ÇABASI KAYMAKAMLIK TALİMATIYLA ENGELLENDİ”
Mülkiyeti İBB’ye yani İstanbullulara ait, yani bu bölge sizin malınız ve oradan boşaltılıp buraya taşınacak ve o alanda da muhteşem bir arkeolojik parka dönüşecek. İstanbul’un en özek noktalarından birisi. Ama ne yazık ki hala işgal altında. Üstelik UKOME kararıyla yürürlüğe giren önerge doğrultusunda, Fatih ilçesi genelinde 40 ton ve üzeri ağır tırların girişi çıkışı yasaklanmışken biz bu işgali bitirmek için gerekli tüm hukuki ve idari işlemleri tamamlamış olmamıza rağmen, mahkeme ve UKOME kararları ile bölgenin trafiğe kapatılması için gerekli adımların tamamını attık ama bu kararları uygulamakta direnen bir güç var karşımızda. Nasıl bir güç var? Deprem dairemiz Emniyet Otogarı’na karot almaya giriyor ‘bu binalar sakıncalıdır’ diye emniyet desteği istiyor fakat kaymakamdan polislere ‘tarafsız kal’ talimatı verildiği için ekiplerimizin karot alma çabası kaymakamın talimatıyla engelleniyor. Alınmış olan tüm kararlara rağmen valilik makamı kesin bu noktayı bilirken ve bize de bu konuda hak verdiği cümleleri duymamış olmamıza rağmen kesin talimat vermekten de çekiniyor.
-Mahkeme kararıyla tahliye süreci engelleniyor. Milletin malı birilerine peşkeş çekiliyor. Bu Üsküdar kıyısında tarihi Kukonmaz Camii’nin yanındaki restoranı işgal yani usulsüz kurulan restoranı yıkmaya gidiyoruz ve karşımızda direnin oranın işgalcileri ve onun yanında durması talimatı verilen bizim canımız olan emniyet güçleri… Polisimizi orada 1 hafta beklettiler o zaman. Israrımıza dayanamadılar, yıkımı gerçekleştirdik.
“İŞGALCİLERİ ÇIKARDIĞIMIZ YERE KURUM BİR GECEDE İMAR ÇIKARTTI”
Sonra bizim işgalciyi çıkardığımız o yere şimdi İstanbul’a aday olan, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bir gecede imar çıkarttı. Biz o imarı mahkemeye verdik ve iptal ettirdik. Süreci de devam ediyor. O kadar şaibeli, o kadar sabıkalı ki neresinden tuttsan elinde kalıyor. Onun için çok da dokunmak istemiyorum en azından 31 Mart’ı çıkarsın diye.
Bakın burada milletimize çok net bir fotoğraf gösteriyorum şu an. Vatandaşın yararına olanın, vatandaşın hizmet etmesi gereken otoritelerce nasıl engellendiğine ilişkin net bir fotoğraf. Allah aşkına belediye milletin, kaymakamlık milletin, valilik milletin, bakanlık milletin. Bir otogardaki işgalcileri çıkartmamak için hepsi belediyenin karşısına geçiyor. Ben şimdi ne düşünüyorum biliyor musunuz? Acaba bu otogarın sahibi kim? Arkasındakiler kim?
-Biz hiç yılmadık, yılmayız. Bizim arkamızda onların hiçe saydığı hukuk var bir de siz varsınız, milletimiz var.