Dokuz günlük Şeker Bayramı tatili, yollarda yaşanan trafik kazaları, can kayıpları haberleri dışında siyaseten görece sakin geçti. Ta ki bayramın son günü patlak veren bir yemek hadisesine kadar… Hadise hayli eğlenceli olduğu için bugün bunu yazmak, İran-İsrail itişmesi ya da Rusya’nın AB içinde çevirdiği fırıldaklardan uzak durmak istedim. Okurken eminim siz de eğleneceksiniz.
AKP’den İzmir milletvekilliği yapan Şebnem Bursalı diye bir kadın var. Bu kadın yıllarca İzmir’de yayımlanan Yeni Asır gazetesinin en yandaş genel yayın yönetmenliğini yaptıktan sonra havuz medyasının amiral gemisi, damat Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak’ın sahibi olduğu Sabah gazetesine kapağı atıp köşe yazıları yazdı. Sonrasında da milletvekili seçildi.
Bu Şebnem Bursalı bayram tatilini geçirmek için Avrupa’nın en pahalı bir kaç ülkesinden birisi olan Monaco’yu seçmiş. Aman ne güzel. Tam mevsimi. Akdeniz’in mavi sularında iyi keyif çatmıştır. Duyduğum kadarıyla Monaco’da oda fiyatları geceliği bir kaç bin dolar civarındaymış.
Şebnem hanım, tatili sırasında Felek’ten bir gece çalmak için Monaco’nun, ünlü jet sosyete uğrağı Monaco Yat Kulübü’ne yemeğe gitmiş. Yediği yemeği de fotoğraflayarak Instagram hesabından paylaşmış. Fotoğrafta koca bir tabağın içinde ıstakoza benzer azman bir deniz kabuklusu görülüyor. Ancak daha sonra ortaya çıktı ki Şebnem hanımın paylaştığı fotoğraf herhangi bir ızgara ıstakoz resmi, Yat Kulübü’nde yediği değil. Şebnem Bursalı Monaco’da ızgara ıstakoz yedi, diye ortalık ayağa kalktı. Ancak, bazı Instagram takipçileri Yat Kulübü’nün mönüsünü ve fiyat listesini paylaşmışlar. Mönüde ıstakoz yok, böcek var. Böcek nedir, derseniz, ıstakoza benzer, ama kıskaçsız olanı. Bizde böcek ya da karavida diye de bilinir.
Şebnem hanım herhalde ıstakozla karavida arasındaki farkı bilmiyor ki yediğini ıstakoz diye paylaşmış.
Bu paylaşımdan sonra kıyamet koptu. Kimileri, boğazına dursun, gibi ifadeler kullandı. Ekşi Sözlük’te yazan bazı hesaplar, Şebnem hanımın yemeğin yanında ne içtiğini merak ettiler. Bazıları roze şarap diye tahmin yürütürken kimileri de, yok ayran ya da şalgam suyu içmiştir, diye dalga geçtiler.
Son olarak da AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci, kendisi karavida yiyemediği için kıskançlık saikiyle olacak, ”Herkes kendine gelsin ya da bu partiden defolup gitsin,” diye kendince sert bir çıkış yaptı. Şebnem hanımın bu Monaco ve karavida sevdası başına fena işler açacak gibi görünüyor, hele de AKP’nin 31 Mart seçimlerinde yediği hezimetten sonra…
Bunları yazarken aklıma tam 51 yıl yıl önce yaşanan “Ekose Etekli Levrek” olayı geldi. Adalet Partisi’nin ünlü Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil verdiği diplomatik davetlerle de nam salmıştı. Her yıl yaz aylarında Yalova yakınlarında Yeni Çiftlik Köyü’ndeki yazlık evinin bahçesinde yemekler düzenler, Ankara’daki bütün ülkelerin büyükelçilerini davet ederdi.
Gene aylardan yaz. Yıl 1973. Çağlayangil’in davetine o sırada Günaydın gazetesinde muhabir olan Hasan Cemal görevli olarak gönderiliyor. Ancak bir sıkıntı var. Çağlayangil davetlerine gazeteci kabul etmiyor. Hasan Cemal de İttihat ve Terakki Fırkası’nın dört temel taşından birisi olan Mason Cemal Paşa’nın torunu olarak davete sızıyor. Hasan Cemal yemek yemeyi pek sevdiği için ilk iş mönüye göz atıyor. Mönüde yer alan Ekose Etekli Levrek isimli yemeği görünce merakı uyanıyor. Davetin ilerleyen dakikalarında Hasan Cemal emekli büyükelçi Oğuz Gökmen’le karşılaşıyor. Gökmen’e Ekose Etekli Levrek’in ne olduğunu soruyor. Oğuz Gökmen şunları söylüyor:”Çağlayangil her yıl mönüde ilginç bir şey bulur. Şimdiki İngiltere Büyükelçisi İskoç asıllı olduğu için ona şıklık, şirinlik olsun diye levrek balığı yemeğine bu isim verilmiş.” Tam o sırada Çağlayangil yanlarına geliyor. Oğuz Gökmen’e, “Dikkatli ol. Bu adamlarla konuşuyorsun ama sonra altından bir şey çıkmasın,” diyor.
Uyarı fayda etmiyor tabii. Ertesi günkü Günaydın gazetesinin birinci sayfası tamamıyla Ekose Etekli Levrek’e ayrılmış. Çağlayangil, şirinlik yapayım, derken o yemek yüzünden neredeyse siyaset sahnesinden siliniyordu. Öylesine bir kıyamet kopmuştu. Çağlayangil daha sonra Hasan Cemal’e “Senin yüzünden o yıl seçimleri kaybediyordum,”diye yakınıyor.
İnsanların yemeklerle ilgili fantezileri olabilir. Şebnem Bursalı maşallah yediklerini hiç inkar etmeyen bir vücut yapısına sahip. Rahmetli Çağlayangil de yemek yemeyi pek severdi. Ama Çağlayangil’in hem damak tadı inceydi hem de neyin ne olduğunu gayet iyi bilirdi.
Dönelim Şebnem Bursalı’nın Monaco tatiline… Türkiye’de ekonomik sıkıntılar almış başını gider, asgari ücretli ve emekli kesimi açlık sınırında yaşarken AKP milletvekili ister ıstakoz isterse de böcek olsun kantarın topuzunu fena kaçırmış. AKP’nin bu sallantılı, artık itibardan tasarruf edilir, duruma geldiği döneminde Şebnem Bursalı’nın, içtikleri ve diğer yedikleri hariç sadece bir tabak ızgara böceğe mönü fiyatıyla 60 euro ( yaklaşık 2,100 lira) ödemesinin bakalım daha ne gibi sonuçları olacak? Ya da olmayacak mı? AKP ve Erdoğan bu. Alternatif tıp ve sağlıklı yaşama çok meraklı olduğu bilinen Emine Erdoğan Şebnem Bunsalı’ya şöyle öğüt verebilir: “Bu kadar büyük ıstakoz yemek kanda kötü kolesterolü yükseltir. Hem de şişmanlatır. Porsiyonlarınızı küçültün. Manda yoğurdu ve Medine hurmasını karıştırıp yiyin. Üstüne ejder meyveli smoothie (pitahaya püresinin sulandırılmışı) için. Çok sağlıklıdır. Eşim böyle besleniyor.”Ejder meyvesi ya da Latince adıyla pitahaya (Amerikancası dragon fruit-biz de ondan ejder meyvesi diye tercüme etmişiz) nedir diye soranlar Wikipedia’ya bakabilir.