İnsülin direncini kırmanın 6 yolu
Sık acıkma, sürekli tatlı yeme isteği, tansiyon yüksekliği, yemek sonrası uyku basması… Bu belirtiler günümüzde gittikçe yaygınlaşan insülin direnci sorununun belirtilerinden birkaçını oluşturuyor.
Son yıllarda sağlıksız beslenme alışkanlığı ve hareketsiz yaşam tarzı derken vücutta yağ dokusunun arttığını, bu yağlardan salgılanan zararlı kimyasal maddelerin kanda şeker oranını düzenleyen insülin hormonunun etkisini bozuyor ve insülin direncine yol açıyor…
Prof. Dr. Ender Arıkan, insülin direncini kırmanın 6 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Akdeniz tipi beslenin
Günümüzde işlenmiş gıda, yağlı, şekerli ürünler ve karbonhidrat tüketimi sürekli artıyor bu da ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Yapılan araştırmalar; Akdeniz diyetinin, yani lif içeriği bakımından zengin meyve, sebze ve salata ağırlıklı beslenmenin en sağlıklı beslenme biçimi olduğunu gösteriyor. Beslenmenin mutlaka Akdeniz tarzı beslenmeye dönmesi gerekir.
Her gün yürüyüş yapın
Modern çağda giderek yaygınlaşan hareketsiz (sedanter) yaşam biçimi pek çok hastalığa davette bulunuyor. Günlük olarak belli bir tempoda spor yapmak ise metabolizmayı canlı tutuyor. İnsülin direnci sendromuna karşı ise haftada en az 5 gün yapılmak kaydıyla 30 ila 45 dakikalık tempolu yürüyüş yapılması gerekir. Yürüyüş her yaş grubunun basitçe yapabileceği egzersiz türü olsa da faydalarına odaklanmak, bunu alışkanlık haline getirmek için çaba harcamak gerekir.
Tuz tüketimini azaltın
Özellikle ülkemizde çok yaygın olan aşırı tuz tüketimi hem insülin direncini uyararak hem de iştahı artırarak metabolizmayı olumsuz etkiliyor. Tansiyon hastalarının büyük bir kısmı da tuza duyarlıdır. Günlük tuz tüketimimizin, ihtiyacımızın neredeyse 4-5 katı olduğunu göz önünde bulundurunca tuzu azaltmanın çok olumlu sonuçlara yol açacağı açıkça görülmektedir.
23.00’den 07.00’ye kadar mutlaka uyuyun
Uykunun, periyodu, süresi, derinliği ve kalitesi bakımından mutlaka değerlendirilmesi ve düzenlenmesi gerekiyor. Gece 23:00 ile sabah 07:00 arasında uyanık olmak, artan stres hormonuyla birlikte insülin düzeyinde artışa neden oluyor. Kaliteli bir uyku gece saat 23.00 ila sabah 07.00 saatleri arasında süren, belirli bir derinliğe ulaşan ve biyolojik ritimlerimizin tam olarak kurulduğu bir uyku olmalı. Sağlıklı bir uykuya engel olan hipopne veya apnenin varlığının da araştırılması gerekiyor.
Stresi yönetmeyi öğrenin
Günümüz koşullarında hemen hemen herkesin yaşamının bir parçası haline gelen stres, anksiyete ve kaygı bozuklukları vücutta insülin direncini artırırken, artışın sürekli olması halinde kişiyi kalp ve damar hastalıkları, obezite ve diyabet açısından da tehdit ediyor. Bu nedenle stresi yönetmeyi öğrenmek, gerekirse uzman desteği almaktan kaçınmamak gerekiyor.
İdeal kilonuza kavuşun
Yapılan çalışmalar; aşırı kilonun vücutta insüline karşı direnç oluşmasına neden olduğunu, özellikle bel çevresi kadınlarda 80’in, erkeklerde ise 94’ün üzerinde olunmasının insülin direncine yol açarak, ardından diyabete ve kalp damar hastalıklarında artışa davetiye çıkardığını ortaya koymaktadır.