İlahiyatçı-yazar Cemil Kılıç, 23 yıldır sürdürdüğü eğitimcilik görevinden ihraç edildiğini duyurdu. Gebze Süleyman Demirel Anadolu Lisesi’nde öğretmenlik yapan Kılıç, ihraç gerekçeleri arasında Kılıçdaroğlu ve Akşener’e kitap hediye etmesi olduğunu da belirtti.
Sosyal medya hesabından paylaştığı açıklamasında 23 yıl boyunca sürekli bir biçimde aklı, bilimi, inanç özgürlüğünü, Atatürk ilke ve devrimlerini savunduğunu söyleyen Kılıç, aleyhinde haksız kampanya yürütüldüğünü, şu sözlerle ifade etti:
“Diyanet Sen adlı sözde sendika ile ‘Cübbeli’ ve ‘Akit’ gibi engizisyoncu malum kesimlerin ve FETÖ kalıntısı yapıların, nefret vaazları veren Halil Konakçı ve avanelerinin, din cahili, iman fakiri kimi odakların, akıl ve bilim karşıtı güruhun ve yurda çıyan, halka düşman zümrelerin aleyhimde yürüttüğü karalama ve linç kampanyası sonucu haksız ve hukuksuz bir soruşturma ile dahası hakkaniyet ilkesi alenen çiğnenerek güya cezalandırıldım. Lakin ben bunu bir ceza değil bir onur madalyası olarak görüyorum”.
İHRAÇ GEREKÇESİ KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER’E KİTAP HEDİYE ETMEK
Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının, ihraca ilişkin 3 gerekçe gösterdiğini söyleyen Kılıç gerekçelerden birinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e kitap hediye etmesi olduğunu belirtti. Kılıç, bu 3 gerekçeyi şöyle sıraladı:
1 – Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüp kendisine Muhammedi İslam adlı kitabımı hediye ettiğim için, ayrıca Sayın Meral Akşener’le görüştüğüm ve bir kitabımı hediye ettiğim için, yine sayın Ekrem İmamoğlu ve sayım Mansur Yavaş ile görüşerek çalışmalarında başarılar dileyip kendilerine bir kitabımı hediye ettiğim için güya siyaset yapmak,
2 – Diyanetin Atatürk karşıtı tutumunu ve İslam’a aykırı kimi fetva nitelikli yanlış açıklamalarını eleştirdiğim ayrıca devletin Diyanet tarikatlarını koruyup kolladığına ilişkin açıklamalar yaptığım için güya devletin kurumlarını küçük düşürmek,
3 – Demografik işgal hareketi olarak gördüğüm yanlış mülteci politikasını ve cumhuriyetimizin dayandığı altı ilkeden biri olan milliyetçilik karşıtı sözlerini eleştirdiğim için güya Cumhurbaşkanının itibarını sarsmak.
Çalışmalarını ve açıklamalarını Sendikalar Yasası’nın tanıdığı haklar çerçevesinde yaptığını belirten Kılıç, düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğünün de Anayasal bir hak olduğunu hatırlattığı açıklamasını, “Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın milletim” diye bitirdi.