İktidarın beklenmedik Avrupa Birliği’ne dönüş manevrasıyla o ezeli tartışma yeniden canlandı: Türkiye nereye ait? Doğu’ya mı, yoksa Batı’ya mı? Avrupa’ya mı, yoksa Asya’ya mı?
Bu tartışmayı isterseniz M.Ö. 12 yüzyıldaki Troya Savaşı’na kadar götürebilirsiniz… Anadolu kavimlerinin ve daha sonra Osmanlı’nın tarihini bu iki yaka arasındaki salınımlarla anlatabilirsiniz…
“İki arada”lık üzerinde çok düşündüm, çok yazılar yazdım. “İki arada” olmanın bir sıkıntı kaynağı olduğu kadar bir zenginlik olabileceğini öne sürdüm. “İki aradalık” zaman zaman karşımıza “ne-orada- ne-burada”lık olarak çıkabiliyordu. Varoluşsal bir ortada kalmışlık olarak algılanabiliyordu.
Son 200 yıl boyunca Türk aydınları bunu hep hissetmişlerdir.
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.