Kariyerinde romantik komedilerin önemli yer kapladığını belirten oyuncu, bu işi yapmanın pek de kolay olmadığını düşünüyor.
Hugh Grant, Variety’ye verdiği röportajda, birkaç klasik romantik komedide başrol oynamış olmasına rağmen, komedi türünün kendisinin “zor” olduğunu ve genellikle yapım sürecinin “berbat bir süreç” olduğunu belirtti.
“Komedi zor. Romantizm değil, komedi gerçekten çok zor,” diyen Grant, romantik komedileri hakkında şunları ekledi: “Romantizm kolay değil… Ve bunu gerçekten hissetmeniz gerekiyor. Ama komedi kesinlikle çok zor.”
“Bridget Jones: Mad About the Boy” filminde rol alan Grant, komedi yapım süreciyle ilgili olarak, “Berbat bir süreç. Muhtemelen komedi film setlerinde bulundunuz ve hiç kahkaha duymadınız. Etraftan habersizce bunu yapıyorsunuz ve çok şanslıysanız, monitörün yanında oturan birinden boğulmuş bir homurtu duyabilirsiniz. Bu sizin için altın değerinde.” şeklinde konuştu. Romantik komediler hakkında ise “Bridget Jones” serisinden “Dört Düğün Bir Cenaze” ve “Notting Hill” gibi filmlerine kadar olan filmografisinden bahsetti.
“Zordular,” diyen Grant, “ve zaman geçtikçe, yaptığım iyi işleri gerçekten takdir ediyorum. Richard Curtis’in filmleri gerçekten acı üzerine. Eşim bunu fark etti. O İsveçli; acıda iyiler. ‘Love Actually’yi izlerken, ‘Herkes acı içinde ve mizah, acıyla başa çıkmak için bir araç.’ dedi. İşte bu, onları sürdürülebilir kılıyor ve bir tüy gibi havada kaybolmalarını engelliyor.” diye ekledi. “Marc Lawrence’la yaptığım filmler de harika çünkü o gerçekten insanları sever ve içinde bir sıcaklık vardı, bu beni büyülüyor. Bir grup insan tarafından öylesine yapıldığı hissi veren romantik komediler gördüm ve onlar o kadar iyi işlemiyor.”
Grant, son “Bridget Jones” filminin en iyi romantik komedilerden biri olacağına inandığını vurguladı.
“Yeni Bridget Jones filmiyle ilgili Michael Morris’le konuştum,” diyen Grant, “Dün onun için seslendirme kaydı yapıyordum ve gördüğüm kısımlar harikaydı. Çünkü Mike Newell’ın “Dört Düğün Bir Cenaze” ile gittiği yolda ilerledi ve herkesin her şeyi tamamen gerçekçi oynamasını sağladı. Şayet şakalar yeterince iyiyse (ki gerçekten öyle) film kendi başının çaresine bakacaktır.”