“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen depremlerin ardından Hatay ‘da enkaz altından kurtarılan anne, ayrı düştüğü 5 yaşındaki oğluna Adana ‘daki hastanede kavuştu.
Antakya ilçesi General Şükrü Kanatlı Mahallesi ‘ndeki 5 katlı Nehir Apartmanı’nın 3. katında yaşayan 43 yaşındaki Eysem Açıkgöz ile 5 yaşındaki oğlu Bekir İlteriş Kaplan, depremde yıkılan binalarının altında kaldı.
Arama kurtarma ekiplerince 36 saat sonra yıkıntılar arasından çıkarılan minik Bekir, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki ilk tedavisinin ardından Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
Oğlundan yaklaşık 1 saat sonra kurtarılan anne de aynı hastaneye kaldırıldı.
Aynı hastanede tedavi gördüklerinden habersiz olan Açıkgöz, sağlık personelinden oğlunu bulmaları için yardım istedi. Bekir de acil serviste kendisiyle ilgilenen Sosyal Hizmet Uzmanı Caner Fuat Kurt’a annesinin nerede olduğunu bilmediğini söyledi.
Ailesi yanında olmayan çocukların fotoğrafını çeken Kurt, Açıkgöz’ün evladını aradığını öğrenince fotoğrafları göstererek anne ile oğlunun buluşmasını sağladı.
Annenin, tedavi gördüğü odaya hasta yatağıyla getirilen oğlunu gördüğünde yaşadığı sevinç, tanıklık eden personeli duygulandırdı.
– “Hepimiz sonunda ağladık. Hem mutlu olduk hem üzüldük”
Enkaz altında kaldıktan sonra seslerini duyurmaya çalıştıklarını anlatan Eysem Açıkgöz, İstanbul’dan gelen ekiplerin seslerini duyduğunu, önce oğlunu, yaklaşık 1 saat sonra da kendisini kurtardıklarını anlattı.
Açıkgöz, Bekir’in kurtarıldıktan sonra Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüğünü öğrendiğini aktararak “Ben de kurtarıldıktan sonra oraya gittim lakin oğlumu bulamadım, çok endişelendim. Beni Adana’daki hastaneye sevk ettiler. Orada ısrarla oğlumu sordum. Sağ olsun sosyal hizmetlerden sorumlu kardeşimiz fotoğrafları göstererek onu buldu. Daha sonra bana sürpriz yaptılar.” dedi.
Kurt da kaydını almak için fotoğrafını çektiği Bekir İlteriş’in annesinin nerede olduğunu bilmediğini belirterek, şunları kaydetti:
“Annesinin enkaz altında kaldığını düşünüyordu. Kimsesizlere bakmak için yukarı çıktım. Bir kadına rastladım. ‘Yavrumu bulmam lazım.’ diye ağlıyordu. Ben de çektiğim fotoğrafları gösterdim. Düşük ihtimaldi ama kadın ‘Dur dur, oğlum.’ dedi. Bağırdı, ‘yavrum’ diye çığlık attı. ‘Sabret, oğlunu getireceğim.’ dedim. Birkaç saat sonra Bekir’i tekrar buldum ve annesine kavuşturdum. Hepimiz sonunda ağladık. Hem mutlu olduk hem üzüldük.”