Musk’eli süvari Elon, Twitter’ı hallaç pamuğu gibi dağıtıyor.
Sosyal medyanın suyu ısındı mı? Gazeteler gibi onun da sonuna mı geldik? Sosyal medyasız hayat nasıl olur?
Alametler belirdi: Facebook’ta, Google’da, Twitter’da on binlerce insan işten çıkartılıyor, reklamlar iptal ediliyor, milyonlarca kullanıcı bağlantısını kesiyor…
Şom ağızlılara “Durun yahu, daha dün bir bugün iki, birçoğumuz gazetesiz bir toplumda yaşamasını bile öğrenemedik, aceleniz ne?” diyecekken, “Olur mu olur!” demekten de kendimi alamıyorum. Son kitabımda da yazdım: Bunun adı “Şaşkınlık Çağı”. Olmaz olmaz!
Dahası, artık her şey çok hızlı oluyor. En azından benim beklediğimden çok daha hızlı oluyor: Küresel ısınma öyle, denizlerde balık kalmaması öyle, televizyonun pabucunun dama atılması öyle…
İnsanlık, ipini koparmış bir boğa gibi bir yerlere doğru koşturuyor.
Birinci yaşını doldurmuş olan bloğumun sloganı ne? “Dün bitmedi, ama yarın başladı, bugün günlerden ne?”
MUSK’ELİ SÜVARİ NEYİN PEŞİNDE?
Çağımız karunlarından Elon Musk’ın Twitter’da yaptıkları büyük olayın yalnızca bir yanı. Twitter’ı küçümsememek gerek. İnsanlık tarihinin gördüğü ilk gerçek “küresel kamusal alan” örneği idi o. Eksikleriyle, çarpıklıklarıyla, psikolojik sonuçlarıyla öyle.
Öteki sosyal medya mecraları için de, Twitter kadar olmasa bile, aynı şeyleri söyleyebiliriz. Facebook, Instragram, Tiktok… Onlar da benzer işlevler edindiler…
Başlangıçta ne kadar umutlu ve iyimserdik. Bunu mümkün kılan teknolojiye ne kadar hayrandık!
Şimdi çok farklı tellerden çalıyoruz.
Çünkü onu kimlerin kullanacağını düşünmemiştik. Kimlerin hangi amaçlarla kullanacağını…
Değil mi ama, artık, herkesin eşit koşullarda girip çıkacağı, bilgi ve haber değiş tokuşunda bulunacağı, kendi doğrularını doğruları savunacağı bir platform vardı!
İnsanlık, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar birbirine bağlanacaktı, herkes birbirini tanıyacak, ısınıp sevecekti. Çünkü insan her yerde insandı!
Gelin görün ki, tam tersi oldu!
Çünkü, sosyal medya kırk haramilerin eline düştü. Onlar ellerindeki araçları ve onun tuzağına düşenleri amansızca sömürdüler.
Kimilerine göre Musk’eli süvari kırk haramiden birisi olmak istiyor.
Kendisi ise bu haramileri kovmaktan ve Twitter’ı asıl potansiyeline döndürmek istediğinden söz ediyor.
DİJİTAL MEYDAN
Siyasal bilimlere ve iletişim kuramına ilgi duyanlar “kamusal alan” terimini bilirler. Alman filozofu Jurgen Habermas’la yetkinlik kazanmış eski bir fikirdir bu:
Demokrasilerde kamuoyunun oluşabilmesi için ifade özgürlüğü yetmez, herkesin eşitçe katılabileceği özgür tartışma platformlarına da ihtiyaç vardır. Olgular kuşkusuz önemlidir, ancak onların tartışma örsünde dövülmesi, biçimlenmesi gerekir. Yoksa meydan tüccarlara ve demagoglara kalır.
Musk’eli süvari 44 milyar dolara satın aldığı Twitter’ı öyle bir örse ya da dijital köy meydanına çevireceğini söylüyor.
Ve pek çok kişiyi, bu arada naçizane bendenizi, ikna edemiyor.
Çünkü, paranın egemen olduğu iletişim ortamlarında kimin borusunun öttüğünü biliyoruz. Parayı daha da çoğaltmak isteyen haramilerin üç kuruş için her türlü iğrenç yönteme, bu arada yalana dolana ve nefret ticaretine başvurmaktan geri durmadığını; bir yandan demokrasiden söz ederken bir yandan da en kötülerle işbirliği yapmaktan çekinmediğini biliyoruz.
Para ya da kudret uğruna insanın pespaye zaaflarına, kötücül eğilimlerine, kin ve bağnazlıklarına servis yaparsanız çok “popüler” olabilirsiniz, ama insanlığın en yüce amaçlarına zarar verirsiniz.
BU BİR UYARI
Dijital teknoloji hiç kuşkusuz insanlık tarihinin en güçlü dönüştürücülerinden biridir. Bu yüzden kimler tarafından ve hangi amaçla kullanıldığı yaşamsal önem taşır.
Kamusal ihtiyaç ve amaçlara öncelik veren özgür, özerk, saydam yapılar kurulmadan “meydan” siyasi ya da ticari haramilere bırakılırsa ne olacağı apaçık bellidir!
Musk’eli süvarinin çıkışları ve diğer sosyal medya araçlarındaki sıkıntıların başlattığı tartışma belki de bir uyanma işaretidir.
Bu tartışmanın da dijital platformlarda ve sosyal medyada yapılmak zorunda olması hayatın diyaşektik bir cilvesidir.
“Sosyal medya ölüyor mu?” diye sormak dijital teknolojinin hayatımızdan çekileceği anlamına gelmiyor. İnsani ilişkilerin iletişimsel alt yapısı artık dijitaldir ve daha da öyle olacaktır.
Ama “sosyal medya” şimdiki yapısıyla taşınamaz hale gelmiştir.
Dün bitmedi ama yarın çoktan başladı derken söylemek istediğimiz de tam böyle bir şeydir.
ABSTRACT
The acquisition of Twitter by Elon Musk has raised many unexpected questions. One of them is whether the social media as a whole, not only Twitter, is on it’s death bed. It is too early to say, but almost everbody agrees that there is something seriously wrong and the patient is not responding to treatment. The cure, as I argue in this article, is to return to the original promise of the digital communications technology, i.e., making it an open and autonomous marketplace of ideas, not in the service of big money or political power, but the highest ideals of humanity.
Photo Source: CBS News
https://haluksahin.net/