Muhalif. Özel – Nursun Erel
Anayasa Mahkemesinin (AYM) gündeminde “HDP’nin kapatılma davası” başta olmak üzere pek çok önemli dosya bulunurken, önümüzdeki günlerde “yeni başkan seçecek” olması siyasi gündemin en önemli tartışması halinden geldi. Başkan Zühtü Arslan’ın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle, başkanlığa aday isimlerden biri de yüksek mahkemenin “en kıdemsiz üyesi” İrfan Fidan. Fidan’ın adaylığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği ve bu durumun AYM üyelerine çeşitli yollardan iletildiği öne sürülüyor. İleri sürülen iddialar arasında,“kimi üyelerin Beştepe’ye davet edilerek ikna edilmeye çalışıldığı” da var. AYM üyelerinin, görev süresi dolacak olsa da Başkan Zühtü Arslan’a, “Bu kritik süreçte, yeniden başkanlığa aday olup bir yıl daha başkan kalması” ısrarında bulundukları öğrenildi. Bunun üzerine masasını toplayarak AYM’ye veda etme hazırlığı yapan Arslan’ın yeniden başkanlığa aday olabileceği bildirildi. Arslan eğer seçilirse AYM Başkanlığı sadece 1 yıl sürecek ve önümüzdeki yıl “yaş haddinden” emekli olacak.
—Yekta Güngör Özden—
Bütün bu tartışmaları değerlendirmek üzere Anayasa Mahkemesinin eski başkanlarından Yekta Güngör Özden’in kapısını çaldık, görüşlerini sorduk, işte sohbetimiz:
SORU: Siyasi kulisler çok hareketli, AYM tartışmaların odağında yeralıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi de bütün bu tartışmaların üstünde… Sizce Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha aday olabilir mi?
ÖZDEN: Benim görüşüme göre Erdoğan’ın yeniden adaylığının ve Cumhurbaşkanı olabilmesinin hukuksal dayanağı yok. Bunlar siyasal hırslardır, hırs ne demek? Aşırı tutku. Yersiz ve gereksizdir ancak aşırı hırsın önüne geçmek biraz güç… Ben kendisinin yeniden Cumhurbaşkanlığına aday olmasını hukuksal görmüyorum. Yapacağı şey, herkes gibi kendisinin de kendisinden bile üstün tutması gereken Anayasadır… Siyasal ayrımları bir kenara bıraksınlar, yurttaşlar arasında sorun yaratacak tutumlardan kaçınsınlar. Cumhurbaşkanı bugüne kadar zaten yapacağını yaptı, ben hiçbirini uygun görmedim, bu dayanlış olur. Anayasaya aykırılık açık, belirgin, eğer bunu yaparlarsa kötü örnek olurlar…
—O makamda oturmak—
SORU: AYM’de seçim var fakat Cumhurbaşkanının, kıdemsiz üye İrfan Fidan’ın seçilmesi yönünde baskı yaptığı ileri sürülüyor, ne dersiniz?
ÖZDEN: Son zamanlarda adaletin yaşama geçmesi yerine, üzerindeki siyasal etki ve baskıların arttığını, görevlerine gereken özeni göstermeyen hukukçuların buna araç olduklarını üzüntüyle taşıyorum, endişeliyim…Cumhurbaşkanına tavsiyede bulunmak benim haddim değil ancak, benim vatandaş olarak beklediğim hukuka uygunluk, dürüstlük, temizliktir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı makamında oturanların tüm ulusa örnek olacak, gereken özveride bulunup, halkın hizmetinde en öndeki kişi olmasını dilerim… O makamda oturmak kolay değil, onurlu ve şerefli görevdir, ulusu temsil eder, gereken duyarlılık ve inceliği göstermesini diliyorum.
—Yargıçları vicdanıyla bırakın—
SORU: AYM Başkanlığınız sırasında direkt veya indirekt herhangi bir siyasi baskı oldu mu?
ÖZDEN: Hiç böyle bir durumla karşılaşmadım, tam tersine, Adalet Partisinin kimi üyeleri aleyhine aleyhlerine verdiğim raporlarda Süleyman Demirel mecliste grubunu oylamalarda serbest bırakmıştır. Siz şimdiki durumu soruyorsunuz. Türkiyede karışmayan bir şey kalmadı ki, karışan organların başında da adalet sistemi geliyor, örneğin yargıç tayinleri… 300 AKP’li avukatın birden hakimliğe tayini… Adalete saygı dediğimiz şey sözde kaldı, oysa adaletle oynamak ateşle oynamaktan beterdir. Ulusa karşı en büyük saygısızlık, ulusa karşı en büyük güvensizliktir… Biz otoriteyiz diye aklına geleni yapmalarını asla onaylamam. Türkiye’mizin her şeyden önce adalet üstündeki siyasal gölgeden kurtulmasını diliyorum.
SORU: Bu kritik süreçte HDP’nin kapatılması davası da var. Sizce siyasi baskıdan uzak kalabilecek mi Anayasa Mahkemesi?
ÖZDEN: Ben de bu tür davaların çoğunda Anayasa Mahkemesindeki uzun görevim sırasında bulundum… Hakimler vicdanları ile baş başa kalıp oy vermek durumundalar. Türkiyenin siyasal durumunun hakimlere etkili olmaması gerekir. Yapılacak tek şey hukuku yaşama geçiren adaletin mutluluğunu yaşatmaktır. Adaletin aydınlığını tüm ulusun üstünde tutmak gerekiyor.
—İstanbul Sözleşmesi—
SORU: Bir gecede yürürlükten kaldırılan İstanbul Sözleşmesi altılı masanın vaadleri arasında da yer almadı. Ne dersiniz?
ÖZDEN: İstanbul Sözleşmesi ulusal yaşamımızda aydınlıktır, güvencedir… Ne zararı vardı da kaldırıldı? Amaç, yalnızca gerici düşüncelerin etkinliğini yaşatmaktır. Cumhurbaşkanı aklına koyduğunu yapmaya çalışıyor, oysa İstanbul Sözleşmesi ulusa ışık tutan belgedir.
—Başörtüsüne karşıyım—
SORU: Başörtüsü ile ilgili yasa şu anda TBMM’de sizin başkanlık döneminizde de çok tartışılmıştı, ne düşünüyorsunuz?
ÖZDEN: Ben türbana karşıyım, bunu açıkça söylüyorum. Başörtüsü aydınlık için değil tutuculuk ve inanç baskısının egemenliği içindir. Herkesin inancına saygılıyım, inanç kişinin içinde kalsın, resmi yerlerde dini renk vermenin anlamlı ve yararlı olduğunu tanımıyorum. İnançlar saygın ve değerlidir ama içte kaldığı sürece… Dini inanç, sömürü ve ayrıcalık aracı olduğu sürece faydası yok. Dinsel dayatmalara karşıyım.
İrfan Fidan’ın adaylığı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğe atanan İrfan Fidan, AYM başkanlığı için adaylığını açıkladı. AYM’nin en kıdemsizüyesi durumundaki Fidan’ın adaylığının Yüksek Mahkeme’de rahatsızlık yarattığı öğrenildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı sırada, Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından 27 Kasım 2020’de Yargıtay üyesi yapılan Fidan, göreve başlamasının dördüncü gününde AYM üyeliğine aday olmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, beş aday arasından Fidan’ı 23 Ocak 2021’de AYM üyesi olarak seçmişti. AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın başkanlıktaki 4 yıllık görev süresi, 13 Şubat’ta dolacak. Başkanlık seçiminin yapılacağı AYM Genel Kurulu, toplam 15 üyeden oluşuyor.
Yekta Güngör Özden
1932 yılında Tokat’ın Niksar ilçesinde doğmuş, 1956 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiştir. 1956 yılında stajyer olarak katıldığı Ankara Barosunda değişik görevlerde bulunduktan sonra 1965-1966 yılları arasında genel sekreterlik, 1972-1974 yılları arasında başkanlık yapmış; on üç yıl ortaokul öğretmeni ve yüksekokul öğretim görevlisi olarak ders vermiştir.
16.01.1979 tarihinde Cumhuriyet Senatosunca Anayasa Mahkemesi asıl üyeliğine seçilinceye değin avukatlık çalışmalarını bağımsız biçimde sürdürmüştür. Türkiye Barolar Birliğinin kuruluş çalışmalarına katılan Özden, Türk Hukukçular Birliği kurucu genel başkanlığı görevini yürütmüştür.
02.03.1988 tarihinde Anayasa Mahkemesi başkan-vekilliğine, 08.05.1991tarihinde Anayasa Mahkemesi başkanlığına birinci kez, 25.05.1995 tarihinde de ikinci kez seçilmiştir. 01.01.1998 tarihinde emekli olmuştur.