Günlerdir düşünüyorum , günlerdir üzülüyorum. Yazmak istiyorum ama içim acıyor. Ne yazayım?? Bu kadar büyük acı, bu kadar büyük üzüntü kelimelerle nasıl ifade edilir??
Sonra düşündüm ki ben bunu canlı yaşamıştım.
Sakarya Adapazarı depreminde henüz yaşça daha genç iken bir konvoy düzenleyip oraya yardıma gitmiştik. İki yüz araba ve yirmi beş kadar kamyon ile oraya yaklaşırken bir takım adamlar bize saldırmışlardı. Konvoyumuzu yağmalamak istiyorlardı. Övünç ile söyleyeyim ki onları iyice dövüp püskürtmüştük. Deprem sahasında görüp yaşadıklarımız anlatılır gibi değil . Çok çok zor zamanlar yaşamıştık.
Henüz yirmi yaşında olmayan bir genç hanım kucağında bir bebek ile hamile olarak bir çadırın önünde duruyordu. O depremde çadırlar hemen kurulmuştu. Askerler onları koruyordu. Hazırladığımız yiyecek ve ilaç dolu paketlerden o genç kadına iki adet vermiştim. Onları çadırına koyuver kimse görmesin demiştim. Gözleri ile öyle teşekkür etmişti ki bugün hala hatırlıyorum.
Şimdi düşünüyorum da neden öyle dedim ?? Herhalde o saldırının etkisi ile öyle davranmıştım.
Yıkıntılar arasında bir genç adam küçük kızı ile oturuyor , yıkıntıların altında kalan eşi ile oğlunun çıkarılmasını bekliyordu. Ne acıklı bir sahne idi bu !!! Sanki bir savaş filminin içinde idik…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.